SEÇİMLERDEN SONRA NE OLDU

Adam, Fetöcü’leri, Komünistleri ve türevleri ile tüm PKK'lıları Meclis'e doldurdu.

‘Tayyip kazansın, ülkeyi terk edicez!’ diyen, Sanatçı bozuntularının, blöf yaptıkları ve sahtekârlıkları ortaya çıktı. Hiçbir hiç bir yere gitmedi.

7’li masayı donatan parti liderlerinden hiç biri, milletvekili seçilemedi ve parlamentoya giremedi. İttifakın organizatörü Kılıştaroğlu ise 21 yıldır bulunduğu parlamentoya veda etti.

Adam, öngörüsü çok yüksek bir adam… Bakın, bir zamanlar şöyle demişti: "Yalancıdan, Hırsızdan, Ahlaksızdan Cumhurbaşkanı olmaz" demişti ve istemesine rağmen, haklı çıktı ve olmadı zaten…

Olan ‘İpsiz Partisi’ne ‘kiralanan’, vekil kılıklı yaratıklardan Özkoyun ve avenesine oldu. İçişleri Bakanı olma hayali görüyordu ancak meclise bile giremeyip, hava aldı. Bundan sonra, Yörüklerin tabiriyle, bol bol deve (.)ötü yağlar.

‘Kazanmak’ ve ‘kaybetmek’ hayatın gerçeklerindendir. Adam, ‘adam’ olduğu için kazandı. Erdoğan yerine FETÖ, PKK, ABD, AB ve tüm şeytani şer odakları gibi, yurtdışı ihanet şebekeleri ve içerdeki piyonları gelsin diyenler kaybetti.

İnanmayanlar için nasıl yorumlanırsa yorumlansın; inananlar için, Allah, ehl-i küffara fırsat vermedi, onları rezil rüsva eyledi. ‘Ümmetin Temsilcisi’ olarak görülen Reis’e kazanması için edilen duaları kabul eyledi. Yani Hilal’i Haç’a üstün kıldı.

Kılıçdaroğlu ‘Seyid’ olmaktan kurtuldu. Marul hanım başörtüsü takmaktan, Temo sakal bırakmaktan, Deyvitoğlu ‘selamün aleykum’ demekten, Canan yarım başörtüsü takarak dua etmekten ve domuz yeme yasağından ve İmanoğlu da ‘Yasin’ okumaktan kurtuldular. Ohhh ne güzel be… Artık her gün Cuma namazı kılmaya da gerek kalmadı. ‘Fabrika ayarlarına dönmek’ ne güzelmiş…

Artık insanları ‘kandırma’ yani ‘takiye dönemi’ bitti. Herkes milletten dersini ve boylarının ölçüsünü aldı. Şimdi yolları açık… Kiliseye giden kiliseye, Camiye giden camiye, meyhane ve gece kulübüne giden de ayyaş olup kafa dindirmeye gitmekte serbest. Bu konuda herhangi bir engel kalmadı. ‘Her koyun kendi bacağından asılır’, derler… Artık engel yok, kim nereye giderse gider de, herkes içindeki özlemine kavuşur hale geldi.

Artık kabul etmek gerek… Adam, ortada fiilen görünmeyen figürlerle birlikte, 7’li yuvarlak masadaki kişilerin oy desteği ile Cumhurbaşkanı adayı oldu. Bu arada bir dolu hatalar yapıldı. Gözü dönmüş vaziyette yapılan hataları hiç görmedi. Hiç kimseyi, hiçbir uyarıyı ciddiye almadı. ‘7 Kocalı Hürmüz Hükümeti’ kurar gibi sanal hükümet kurma hatalıydı… Belediye başkanlarının pasifize edilmesi hatalıydı. Seçimden sonra da 'yenildim ama gene de başarılıydım' denir mi? Ortada kesin ve mutlak bir başarısızlık var. Bu herkes tarafından net ve berrak bir şekilde görülüyor. Artık bunu körler de görüyor.

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, seçim şartlarındaki zorlama görüntülerden bıkmış, usanmış, ya da lâikçilik iştahı kabarmış olacaktı ki, dayanamayıp, ister istemez bir itirafta bulunmuştu. Demişti ki: “CHP olarak eğer seçimi alırsak, oy almak için onlar gibi görünmekten (Müslüman görüntüsü vermekten, Müslüman taklidi yapmaktan) bir kurtulsak”. Evet, oy devşirmek için böyle görüntüleri vermeleri hiç inandırıcı değildi. Millet bunu görüyordu. İftar sofrasındaki, başını örterek dua eder gibi verilen görüntüleri ve cenaze namazlarında en ön safta adeta saygı duruşunda bulunur gibi, ağzını kıpırdatmadan ayakta dikilmelerinin, yapmacık olduğu da her bakımdan sırıtıyordu. Bu görüntülerine kendileri de, kendi taraftarlarının da inanmıyordu. Seçim sonu, kazanamasalar bile, rahatladılar. Artık yapmacık hareketlere gerek kalmadı. Bunların hiçbir hareket ve eylemleri samimi olmadı. İnandırıcı olmadığını da zaten seçim sonuçları gösterdi.

Hülasa; Bu seçimde sadece Kılıçdaroğlu yenilmedi. Yenilen o kadar çok figür var ki… Mesela, tüm testekçileriyle CHP Genel Merkezi yenildi. Yüzde bir bile oyu olmayan masadaki partilere "bol kepçeden" milletvekilliği dağıtarak adaylığını destekleten ‘politik kurnazlık’ yenildi. Toplama çıkarma yaparak seçim kazanacağını düşünen “siyaset mühendisliği” yenildi. Halka güven vermeyenler yenildi. “Suikast yapacaklar” diye çelik yelek giyerek, halkı gerenler yenildi. ‘Ha bugün ha yarın iktidar hakkımda kaset çıkaracak” diyerek seçimi, ‘adli bir konuya’ dönüştürenler yenildi. Yağcı ve yalaka medya yenildi. Algı üreticileri kaybetti. Anketçiler yenildi. Reklamcılar yenildi. Savunma sanayiinde gelinen seviye ile alay edenler kaybetti. Depremzedelere yapılan yardımları onlara ‘haram edenler’ ve hakaret edenler kaybetti.

Hülasa halka tepeden bakıp küçümseyenler kaybetti.