Mustafa Cemal TOMAR
HELAL MI HARAM?
HELAL MI HARAM MI?
Son zamanlarda algı alemimize durmadan yapılan hamleler sonucunda farkımızda olmadan algılarımız büyük değişikliğe uğramıştır. Haram belli, helal belli olduğu halde haram- helal anlayışımız değişti. Haramlara helal, helal olan şeylere haram demeye başladık bile.
Bundan çok değil, 20-30 sene önce bile bir adam yalana meylederek mal kazansa, toplum "senin kazandığın mal haram" der, bilincini ve tavrını ortaya koyardı. Şimdi ise yalan dolan, iftira atma, adam kayırma, hukuksuzluk, tehdit etme, kandırma, rüşvet, çalma çırpma, medya gücü, hakaret etme...vs aklına gelebilecek ne kadar olumsuz argüman varsa kullanılarak elde edilen makamlar ve servetler vardır. Böyle servetlere ve makamlara meşru gözüyle bakar hale geldik. Binlerce din görevlimizin hiç biri tepki mahiyetinde bir cümle dahi kuramamaktadır. Aksine alkış tutmaktadır. Ne hazin bir durum değil mi?
Benim taraftarlarım ne pahasına olursa olsun kazansın yeter ki, anlayışı içine girdik. Yöneticilerimizi seçerken futbol tutar gibi parti tutar hale geldik.
Bir manevi bina düşünelim, temeli faiz, direklerinden biri rüşvet ve adam kayırma, diğeri yalan dolan, diğeri iftira ve aşağılama, bir diğeri ise din tüccarlığı olsa, böyle bir bina ayakta durma şansı yoktur. Madden de böyledir. Haydan gelen huya gider. "Zulüm payidar olmaz" sözü bu hakikati vurgulamaktadır. Bize düşen görev en azından kalben buğzetmek olmalıdır. Heyhaat! Nerde böyle bir duyarlılık! Alkış tutmaktayız, her fırsatta desteğimizi beyan etmekteyiz. Destek sağladığımızda yapılanlardan sorumlu olduğumuzu unutmamalıyız. Hem günahına hem de sevabına ortağız. O yüzden her yaptığımız işin hayırlara vesile olabileceğini düşünmeliyiz.
Diğer taraftan Müslümanlık; namaz, oruç, haç, Kur'an-ı anlamadan okumak, tecvitli Kur'an okumak, sözlü dua, ölünün arkasınsan mevlüt ve Kur'an okumaktan sanıyoruz. Bu tür ibadetlerin toplamı Kur'an'ın yüzde onunu bile ihtiva etmiyor. Kur'an'ın yüzde doksanı nerede kaldı? Esas konuşulması ve hayata geçirilmesi gereken bölüm ise laiklik ismi altında uygulanmakta vaz geçildi. Müslümanlardan tık yok. Müslümanlık ibadet konularının bazılarından ibaret olduğunu zanneder hale geldik.
Emperyalist güçler bütün müslüman ülkeleri ve bizi faiz mikrobuyla yıllarca sömürmektedirler. Bir iktidar düşünün. Yıllarca bizleri faiz batağına sürüklemiş. 5 gün çalışıyoruz. 2 günü faize, 2 günü haksız vergiye gidiyor. Çalıştığımız 5 günün ancak 1 günü bize kalıyor. O yüzden milyonlar geçim sıkıntısı çekmektedir. İktidar camii açınca, müslüman iktidar işte cami açan iktidar diyoruz. Faizle inim inim inlediğimizi hiç görmemekteyiz.
Ne kadar cami açarsan aç, emperyal güçlerin umurunda olmaz. Yeter ki faiz hortumlarını kesme, camilerde Allah Teala'nın ahkâm ayetlerini konuşma.
Ne yazık ki dünyayı sömüren emperyal güçler sistemi kurmuşlar, bizler ise onların sistemine boyun eğmişiz, onların değirmenine su taşıyoruz. Haberimiz yok.
Dünyanın nasıl yönetildiğini bilmeden, ulusların yönetiimini anlayamayız. Harama haram, helala helal demeli ve gereği mutlaka yerine getirimelidir. Topyekün şuurlanıp yüreklerimiz toplu attıkça Rabbimizin nusretiyle kurtuluşa erebiliriz. Zafer islamındır. Selam ve Dua ile...
05.06.2023
Başöğretmen
Mustafa Cemal TOMAR.