- Usta be!

- Efendim?

- Duydunuz mu?

- Neyi?

- Türkücü Völkan Könak’ın vasiyetini…

- Hayır? Ölmüş mü? Nasılmış?

- Hayır, ölmemiş. Bir gösteriden sonra basın toplantısı yapmış ve vasiyetini şöyle açıklamış: Ölünce beni yakıp külümü helikopterle Trabzon’un üstüne savursunlar, beni toprağa gömmesinler.

- Eeee… Gayet normal değil mi? Adamın vasiyetine uymak gerek... Mademki inanmıyor, inandığı şekilde gömmek veya yakmak veya her nasılsa, öyle yapmak en uygunu…

- Öyle de bizim insanlar öyle yapmıyorlar ki… Sanki ölen Müslümanmış gibi camide cenaze namazı kılıyorlar. Adamı ölünce ‘Müslüman’ yapmak istiyorlar. Çok garip…

- Ben o durumu bilmem. Usulü söyledim. Kimin ne yaptığı beni ilgilendirmez. Mesela ben onun Cenaze Namazına gitmem. Durumu bilenler de gitmesinler, problem çözülür.

Ben de öyle inanıyorum da… Bu hafta arkadaşlara konuyu açtım ve ne düşündüklerini sordum. İlginç cevaplar geldi. Bir kısmını yazıp size getirdim. Bakın olayı nasıl değerlendirmişler, siz de görün.

*İyi güzel, vasiyetini yazmış… Lâkin Trabzon şehrinin insanları onun küllerini ister mi? Hiç sordu mu? Köpeklerin toprağa leşini koymak, yanlış olur.

* La ataist misin nesin? Habuna ne oldu da, bu böyle saçma saçma düşüncelere girdi? Ve saçma sapan işler yapmaya başladı? Yazık Trabzon’un sevilen insanı idi. Trabzon senin küllerini istemez ki… Onlar, hiçbir zaman HDP’yi savunan bir insanı istemez.  Bu adam kendisine olan tüm sevgileri yok etti... Vasiyetine uyulacaksa eğer, yakılıp külleri atılırken haber verilsin Valilik de Trabzon’u terk edelim.

* Bu melun, eğer söylediklerinde samimiyse, şaka yapmıyorsa… Trabzon’da yeteri kadar hava kirliliği var, daha fazla kirliliği kaldıramaz.

* Manyak… Ülkemizi mi protesto ediyor? Ne varmış ülkede? İsine gelmiyor dimi? Satmadılar ülkeyi de ondan mı yakılmak istiyon? İstersen seni yollayalım Lipya’ya, Suriye’ye, onlarla birlikte bize karşı savaş. O zaman yakılır gidersin.

* Ha şöyle inancınızı, dininizi açıkça belirtin ki dünya görüşünüzle milletin kafasını karıştırmayın. Müslüman olmadığınız açıkça bilinsin. Çöpe atsınlar pezoyu…

* Yok, arkadaş yok… Ben, kafamdan aşağı ölü külleri dökülsün istemiyorum. Sonuçta sanatçı da olsa ölünce herkes aynı…  Külleri çok mu lâzım da… Küllerini ne yapalım?

* Maçka’da onu bire bir tanıyan yakın çevresinden duyduğumu aktarıyorum... O ateist imiş. Böylece Pontus olduğunu da itiraf etmiş oldu.  Aslında onun yeri Hindistan… Orada anında yakıp nehre atıyorlar ama bu o nehri bile pis eder.

* Niye ciddiye alınıyor ki? ‘Toprak beni kabul etmez’ demiyor Ateşi bol olsun. Takmayın kafanıza… Güzelim Trabzon’u mundar ettirmeyiz. O gün Trabzon’u terk ederim. Nefesim tıkanır, üzerim kirlenir diye... Anormal olan, Trapzon’a dirisini sokamayınca, ölüsünü sokarlar diye düşünmüş… Ama o bile olmaz, çünkü Trapzon’a iniş yok, Trapzon mikrop kabul etmiyor. Adam vatan düşmanı… Şehit Eren Bülbül, şehit olduğu zaman demedi mi bu ateist, “bütün HDP’ liler gelip benim Trapzon’daki evimde kalabilir” . Bunu var ya o uzun saçlarından tutup, diz çöktürüp…

- Tamam, tamam… Bu kadar yeter.