Mustafa Cemal TOMAR
UNUTKANLIK!!!
UNUTKANLIK !!!
Unutkanlık her yaşta var olan ruhsal bir durumdur. 50 yaş üstü insanlarda unutkanlık artarak devam ediyor. Unutkanlığın iyi tarafları olduğu gibi olumsuz tarafları da vardır. Aşırı derecede unutkan olmak ise büyük sorunlar beraberinde getirmektedir.
Cenab-ıı Hak bize bir meziyet verdiyse mutlaka onda güzellikler vardır. Tabi ki o meziyetleri iyi yönde kullanırsak o meziyetlerin o zaman faydalı olur.
Bazen unutkanlığı suistimal edenler vardır. Borçlu olan bir kimse borcunu niye zamanında ödemedin diye sorulduğunda "unuttum" limanına sığınanlar pekâlâ karşımıza çıkmaktadır. Ödevini yapmadan gelen öğrencilerin bir kısmı da maalesef unuttum mazeretine sığınmaktadır. Bu davranış kasıtlı olarak yapıldığında yapan kişiler direk sorumludur.
. Unutkanlık, yakın zamanda olmuş olayları, geçmişe ait yaşanmış olayların bir çoğunu hatırlayamama durumudur. Beyin sürekli olarak kendini yeniden düzenlediğinden, özellikle bilgiler tekrarlanmadığında bazı bilgiler önemini yitirir ve hafızadan kaybolur. Giden bilgi yerine de yenisi konur.
Unutarak yapılan hatalardan dolayı dinimiz kişiyi mesul tutmaz. Örneğin, bir kimse oruçlu iken unutmak suretiyle yese- içse orucu bozulmaz. Yemek esnasında oruçlu olduğunu hatırlarsa derhal yemekten içmekten vazgeçmelidir. Yalansız bir şekilde, bir kastı olmadan, bir art niyet taşımadan sonradan telafi edilmek üzere unutkanlıkların telefisi mümkündür. Bakara Suresi 286. Ayet-i Kerimesi'nde Cenab-ı Hak; 286 "- Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden başka yük yüklemez. Herkesin kazandığı hayır kendisine, yaptığı kötülüğün zararı yine kendisinedir. Ey Rabbimiz, eğer unuttuk ya da yanıldıysak bizi tutup sorguya çekme! Ey Rabbimiz, bize bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Ey Rabbimiz, bize gücümüzün yetmeyeceği yükü de yükleme! Bağışla bizi, mağfiret et bizi, rahmet et bize! Sensin bizim Mevlamız, kâfir kavimlere karşı yardım et bize." Buyurmaktadır.
Unutarak ve bir kasıt taşımadan yapılan hatalardan dolayı Rabbimizden bağışlanma istemek de kulluğumuzun icaplarındandır.
Şüphesiz kalplerin özünü bilen Cenab-ı Hak Teâla'dır. "İnnehu aliimun bizati-s-suduur" . Mülk Suresi'nde Cenab-ı Hâk 14 - "Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır." Buyurmaktadır. Hakikat bu olduğu halde Hâk Teâlâ'dan korkmayıp utanma hissine kapılmadan unuttum mazereti bahanesiyle kulluk görevini tehir edenler ya da yapmayanlar bu davranışlarından, tevbe edip dönmedikçe İndillah'ta mutlaka sorumlu olacaklardır.
Dünyada Allah Teâlâ'yı ve onun hükümlerini unutanları Haşr Suresinin 19. Ayet-i Kerime si'nde - Allah'ı unutup da Allah'ın da kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın onlar, yoldan çıkan kimselerdir. Buyurmaktadır. Yalnız kalıp unutulmak, kimsenin hatırına gelememek ne kadar garip ve zor bir durumdur. Öbür dünyada çok daha zor olacaktır unutulmak.
İnsanoğlu aslında önem verdiği şeyleri kolay kolay unutmaz. Yıllar önceydi, bir irşad görevlisiyle üç - beş sefer tanıştık. Altıncı sefer karşılaştığımızda gene tanımamazlıktan gelince,
-Seninle en az beş kere tanıştık, halâ tanımadın mı beni diye sorunca:
- Çok unutkanım kusura bakma değince,
-Hayır! Dedim. Tanışırken sen beni hiç önemsemediğinden beni unutuyorsun dedim. Aramızda böyle bir münakaşa olunca o kişi nasıl olduysa beni bir daha unutmadı.
Unutma hadisesi genellikle gelen haberleri önemsememekten kaynaklandığı bilimsel bir vakıadır. Biyolojik vakıalardan unutkanlıklar olduğu kadar psikolojik unutkanlıklar da oluyor. Bizler olayları ve olguları önemser, verdiğimiz sözlerin vebalinin farkında olur, önemli haberleri önemser, beynimize güzel kodlarsak ve bilgileri zaman zaman tekrar edersek unutkanlığımız azalacaktır diye düşünüyorum
Karşındaki insan kim olursa olsun onu önemsemek, konuştuğu sözcüklere dikkat etmek, derdiyle gerekirse dertlenmek, tekrar karşılaşıp hasbihal edebileceğimizi düşünmek, her şeyden önce "eşref-i mahlukat" olduğu için ona önem verirsek, o kimseyi kolay kalay unutmayacağımızı bilelim. Duygulara hitap edebilenler kolay kolay unutulmazlar. Sakın ha! Küçük de olsa verdiğimiz sözü unutup da yerine getirmemezlik yapmayalım. Senin için küçük bir şey gibi görünen şey, başkası için büyük şey olabilir.
Ha! bir de unutkanlığın güzel tarafları da vardır. Ne güzel söylemişler; "İki şeyi unut, iki şeyi unutma. Yaptığın iyilikleri unut. Allah'ı unutma. Sana yapılan kötülükleri unut. Ölümü unutma." Evet bazı şeyleri unutmak bir ni'mettir. En yakınını kaybettin, sevdiğin insanı kaybettin, çok acılı günler yaşadın...Bu günleri unutmak bir ni'mettir. Tamamiyle unutamazsın elbette de. Ara ara acı günleri hatıra getirmeme, zamanla acının tesiri azalacaktır.
Yaşlandıkça unutkanlıklar artacaktır. Lâkin unutkanlık derecesini ayarlamak biraz da bizim elimizdedir. Beyne sürekli yeni bilgiler yüklersen, bilgilerimizi çevremizdekilere aktarırsak, tekrar edersek, beslenmemize dikkat edersek, olaylara ve oluşumlara dikkatle bakarsak, karşımızdakileri önemsersek, boş işlerden beynimizi ve kendimizi arındırırsak, özellikle çok Kur'an'ı Kerim okur ve anlamaya çalışırsak beynimiz son nefese kadar zinde kalacaktır, unutkanlığımız azalacaktır bi iznillah. Selâm ve Dua ile...
08.05.2024