Gençliğimizde sıkça duyduğumuz bir reklam vardı.Yaşı müsâit olanlar hatırlıyacaklardır. Bir çorap reklamıydı.
"Eskimiş çoraplarınızı atın,Jil geliyor"..!
Bu reklam ekranlarda epey dönmüşdü. Koç gurubunun aynı
"izocam" reklamı gibi..!
Hâni "yöneticimiz uyuyor mu?Kapıcı üşüyoruz" şeklinde.!
Bunları niye yazıyorum?Artık eskilerinizi atmıyacaksınız da ondan..!

Doğruca "Koç Müzesi"ne..!
Baksanıza "Kılıçdâroğu'nun eskiyen pabuçlarına tâlibler...!
Arkasından kokan çorapları.!Niye olmasın? "Adalet için İstanbul yürüyüşü"nde aşınan ayakkabıların cânı cânda, içine giyilen çorapların cânı patlıcan mı?
Teklifimizi yapdık.,gerisi "Koç"a kalmış...!
Hem ecdâdımızın dediği gibi "densizin devesi çansızlıkdan" ölmemiş olur.

"Koç" gibi bir müzem olsaydı acaba bendeniz neye tâlîb olurdum diye düşünmeden edemedim?
Her nedense ilk önce bölücü hâin PKK'lılar tarâfından daha ömrünün bahârında şehîd edilen Aybüke öğretmenin başına doladığı cennet kokulu kırmızı eşârbına, sonra "Fetöcü" cânilerce katledilen ve öldürüldüğünde ayağında bulunan Hrant Dink'in altı delik ayakkabılarıyla "HÖH" denilen arabaya tâlib olurdum.

Haaa Koç müzesine hatırlatıyorum:
"Fetönün" bir siyonist gazetesine poz verirken giydiği ayakkabılarını da unutmasınlar..!

Gerçi açılışını seccâde üzerine yapmış emmâ, olsun ne de olsa "kozmik imâm"...!

Eski giyecek hâli yok yâ...!

Dünyâ malı olarak bir ceketi, bir de giydiği nalinleri...!
Kalın sağlıcakla..!