Tüm canlılar ve cansız varlıklar konuşur. Her varlık kendi usulunce konuşur. Fakat biz onların konuşmalarını işitmeyiz ya da bize tek bir ses gibi gelir. Çünkü varlık aleminde çeşitli alemlerle bizim aramızda perdeler vardır. Tıpkı ruhlar alemini, melekler alemini, cinler alemini görmediğimiz gibi. Halbuki onlar bizimle aynı ortamda bulunuyorlar ama biz göremiyoruz. 
Bu şuna benzer: Havada birçok frekans vardır. Bunlar televizyon, telefon, telsiz, uydu, radyo, uçak konuşmalarının frekanslarıdır. Elimizde bunları alan uygun cihaz olduğunda onları görebilir, işitebilir veya iletişime geçebiliriz. Bizim şimdi elimizde cihaz yokken bunu inkar etmemiz günümüz insanınca imkansız ve komiktir.
İşte diğer varlıkların konuşmaları ve dillerini algılayamıyor olmamız da bunun gibidir. 
Çünkü aramızda perdeler vardır. 
Bu perdeler kalktıkça onların iletişimleri görebilir, işitebilir ve onlarla iletişime geçebiliriz. Hatta cansız varlıkların bile iletişimin görebilir, işitebiliriz. 
Her adım bir perdenin kalkması ile olur.
Peygamberler, enbiyalar ve Allah’ın veli kullarında perdeler kalktığından buna şahit olurlar. Her kulun derecesine göre perdeler kalkar ve şahit olduğu olaylar farklılaşır. Buna Vahdeti Şuhud da diyebiliriz. 
Hz. Süleyman karıncanın sesini duyarken yanındakiler hiçbir şey duymadılar. Çünkü onun için perde yoktu. Tüm varlıkların seslerini duyabiliyordu. Allah, Salih kulundan perdeleri kaldırdığında karanlık bir gecede kara bir taşın üzerindeki kara karıncanın zikrini bile duyması onun için doğal bir olay olmuştur. 
Perdeler nasıl kalkar?

Perdeler nasıl kalkar
kendini yok edince, hiç olunca, fena olunca....