İbrahim Halil ER
Savaş ve Barış
Barış sever bir insan olmak ve barışı sağlamaya çalışan olmanın yolu önce savaş çıkarmaktır. Savaş çıktıktan sonra da artık barış adamı pozisyonları takınılabilir..
İyi barışçılar veya iyi diplomatlar, aynı zamanda iyi savaşçıdırlar...
Barış antlaşmalarını ve barışı savaşı çıkartanlar yapar ya da askerler yapar...
Aslında diploması de bir savaştır... hatta savaşın kendisi bile bir diplomatik hamledir... Her şey savaş sonrasında kurulacak olan masada güçlü bir şekilde yer almak içindir.
Savaş aslında meydanlarda değil, masalarda kazanılır. Maalesef, tarihimiz büyük başarıları masada kaybedip zafere dönüştüremediğimiz örneklerle doludur. Biz savaşı sadece meydanlarda kazandığımızı sandığımızdan diğer kanallarda kendimizi geliştiremedik ve büyük zaferlerimizi masada heba ettik.
Güçlü bir ülke, aynı zamanda güçlü diplomatik hamlelere sahip olan ülkedir. Bu alanda yetişmiş liyakatli insanlara sahip olan ülkedir.
İyi bir başkomutan aynı zamanda iyi bir stratejisttir, savaş meydanını satranç tahtası gibi kullanır ama aynı zamanda başarılı bir diplomattır ve masada da savaştan elde etmesi gereken faydayı sağlar. .. Savaş hamlesini yapar, yani kılıcını çekeceği zamanı ve nasıl kullanacağını bildiği gibi, kalemini de kullanmasını bilir... Tersi de olabilir, meydanda başarılı olamadığı durumda bile masada menfaat sağlayabilir veya zararı en hafif şekilde atlatabilir...
Savaş ve Barış birbirinin zıddı gibi gözükse de aslında birbirini tamamlarlar.. Asıl olan barıştır ve savaş arızi bir durumdur. Savaş lordları cephede birbirlerini boğazlarken, aynı zamanda siyaset ve diplomasi çarkları da döner... taraflar sınırlarına ulaştıklarında veya istediklerini elde ettiklerinde herkes barış adamı olur ve barış masası kurulur...
Savaş, aynı zamanda milletlerin uyanmasına ve yüklenmiş gerilimin boşalmasına da katkı sağlar. Toplumun dinamizm üretmesine, ekonomi çarklarının yeniden üretime dönmesine de yardımcı olur. Savaş, toplumun hafızasının uyanmasına, birliğin artmasına ve tarihi misyonu hatırlamalarına da neden olur. Bu sebeple devletler ara ara savaş çıkartırlar veya çıkartmak zorunda kalırlar...
Savaş, aslında diplomatik hamlenin sahadaki aşamasıdır... ordular eksikliklerini görür, hamasi duygular kabarır ve siyasetçiler de mümkün oldukça bunu tahrik ederek toplumun dikkatini içerden dışarıya aktarırlar..
Savaş iyidir ama yıkıma ve intihara dönüşmemelidir. Savaşı başlatanlar, nerede durmaları gerektiğini de bilmelidirler.