Bu sevgiyi kaldıramıyanlar, ağzını açıp "Mâşâ-Allâh" diyemiyenler, kulp kulak takanlar, Afganistân'da Irak'da, Somali'de, Burma'da, Katar'da, Suriye'de, Bosna'da Sırbistân'da ne işimiz vardı? diyenler, bir gün Boşnak çocuğun başka bir gün Suriye'li yetîmin başını niye okşuyor, bizim fâkir, garîb gurebâmız yok mu?" diyerek konuyu başka mecrâlara çekenler ve böylelikle Ülkemize karşı teveccühü, vâki câzîbeyi azaltmak isteyenler illâki olacakdır.

Bunu bilinçsiz yapanlar, oyunun büyük olduğunu bilip uyanmalıdırlar.
Ancak, kasden yapan darbeci Fetö-çetö ve bölücü artıklarına zâten denecek bir şey yokdur.
Onlar ihânet girdâbında bî-selâh tipler.!!!

Bir şeyi iyice anlamadan, sorup öğrenmeden, araştırmadan, olup biteni idrâk etmeyerek lâyüsel bir vazîyetde "bilgi sâhibi olmadan fikir dermeyân edenler" her zaman ve her yerde olacaklardır.

İdrâk-i bî-ıtlâk davranarak darbeyi bir ihânet olarak bile kabûl etmeyip vatânın ve milletin hayrına, selâmetine olduğunu sananlar ve öyle iddiâ edenler bile bulunacakdır.

Bunlardan asla kaçış yokdur. Her dâim ve her kademede moda tâbirle ABD'nin "moron"ları gibi bizde de eksik olmayacakdır.!

Ne demişdi merhûm Prof.Dr. Mâhir Kaynak Hocamız;
"CİA adam kullanmasını çok iyi bilir.
Bazılarını öyle kullanır ve sevk ve idâre ederler ki; o kişi CİA tarâfından kullanıldığını ömrünün sonuna kadar anlayamadan ölüp gider."

Görünmez sınırımızın Bosnadan Erbil'e, Batum'a, Selânik'e, oniki adalara Halep ve Şam'a uzandığını bilmeyen gâfillere inâd azîz ve necîb bu cihângîr Türk Milletinin şûurlu ferdi olanlara selâm olsun.!!!

16 Devlet ve sayısız beylik,
hânlık kuran bir ırkın ahfâdı olarak kefereye;
"İkisi yana yana gelince devlet nasıl kurulur diye tartışanlar Türkdür" dedirten, bıkmaz ve usanmaz bir teşkilâtçılık rûhu taşıyan Alperenlerin torunlarına selâm olsun.!!!

Süleyman Şâhoğlu Ertuğrul Gâzi Hazretlerinin buyurduğu gibi;
"bizler Atâmız Hun İmparatoru Atillâ gibi Allâh'ın kırbacıyız.
Nasîbi olanlar kırbacımızdan ve kılıcımızdan nasîbini alacaklardır" şecâatinde olanlara, gerek hayâtda bulunanlara ve gerekse peyk-i ecel yetüşüp dünyâsını değişenlere,evlâd-ı fâtihâna, makâm-ı şehâdete erenlere selâm olsun.!!!

Olaylara iyi niyetle yaklaşan her zaman rind karakterli asîl ve necîb bir milletin mensûbları olarak Ulu'l Emre itâat, örf ve âdetlere riâyet, küçüklere şefkât ve merhamet büyüklere saygı ve sevgi gösteren,yetîmin başını okşayan, "karnını doyur, fakat dinini sorma" diyen ulvî bir anlayışı özümsemiş kadîr-şinâs insânlarımıza selâm olsun.!!!

Gece-gündüz demeden bu vatân için daha ne yapabilirim?
Diyerek bıkmadan, usanmadan, yüksünmeden "hûbb- i vatân min'el İmân" hadîs-i şerîfi doğrutusunda koşdurup duran ve her ortamda görevini bi'hakkın ifâ edenlere de selâm olsun.!!!

Bu topraklarda var olan ve kıyâmete kadarda var olacak azîz ve necîb Türk Milleti'nin yanında, sâfında duran "İslâmiyet şiârımız,
Türk'lük iftihârımız" diyen pâk-i nefis, ehl-i dil ervâhına, duâlarıyla dâr-ül fenâda nice işleri tedvîr ve tenvîre vesîle olan Havâs-ül havâsa, Hakk âşığı, Yunus Emre'lere, gönül dostdu ehl-i merhamet ile ehl-i hübâna ve daha nice tazîm ül hürmet lûtf u keremkânı ulû şahsiyetlere selâm olsun.!!!

Bilâ nihâye medyûn-u şükrânım onlara.!!! Kalın sağlıcakla.!