Mustafa Cemal TOMAR
OKULLARDA SINIF KURALLARI OLUŞTURMA
OKULDA SINIF KURALLARI OLUŞTURMA
Yıllar önceydi. Terme İlköğretim Okulu'nda görev yapıyordum. Okuttuğum 5. Sınıfı mezun edince ara sınıf vermişlerdi bana. Sınıf mevcudu kırka yakındı. Öğrencilerin çoğunluğunu memur çocukları oluşturuyordu. Sınıf belli ki ilk iyi yıl pek iyi disipline edilmemişti. Sınıf kuralları pek uygulanan bir sınıf olmadığını anladım.
Ben de kural tanımayan, gelişigüzel hareket eden bir sınıfta ders işleyebilen bir öğretmen değildim. Kurallara uyabilen bir sınıf her zaman idealim olmuştur.
Bu nedenle sınıfa öncelikle bir şekil vermeliydim. Eğitim, öğretimden önce gelir. Burada şunu ifade etmeliyim. Birinci sınıfta kural koymak ara sınıflarda kural koymaktan çok daha kolaydır.
Sınıf kurallarını uygulama noktasında nasıl bir yol izlerim diye düşündüm. Kurallar olmadan başarı sağlamak mümkün değildir. İkide bir ikaz etmek, kural hatırlatmak, bağırıp çağırmak, öğrencileri korkutmakla bu işler olmuyor. Sihirli bir formül bulmalıydım. Meslektaşlara akıl sorsan "pasif öğretmen" diyeceklerini de biliyordum. Vaziyeti kimse ile de paylaşmıyordum.
İlk hafta sınıfı ve velileri tanımaya çalıştım. Sınıf kuralları konusunda kendi kendime stratejiler geliştirdim.
Sonunda bir formül buldum. Bulduğum formülü uygulamaya koymalıydım. Çok da zor bir formül değildi.
Öğrencilerin en dinlek olduğu saatler sabahın ilk saatleridir. İlk dersimiz de zaten Hayat Bilgisi'ydi. İlk derse girdiğimde büyük boy sarı renkli bir karton, siyah tahta kalemini çıkardım. Büyük harflerle kartonun başına "SINIF KURALLARI" diye yazmıştım. Sınıfa girer girmez, çocuklara hitaben:
- Sevgili Çocuklar! Bu karton ve kalemler size neyi hatırlatıyor? diye sordum. Bu sorum çocukların dikkatini çekmişti. Çocuklar, farklı ve enteresan cevaplar verdiler. Doğruya yakın cevap verenler de oldu. Kendilerine teşekkür ettim.
Kuralların önemini kısaca vurguladıktan sonra, "sınıf kurallarını sizinle belirleyeceğiz ve her belirlediğimiz kurala hep beraber uyacağız tamam mı çocuklar" dedim. Yani sınıf kurallarını siz belirleyeceksiniz," ben sadece sarı kartona belirlenen kuralı yazacağım, sizden de belirlediğiniz kurala uymanızı isteyeceğim" dedim.
Öğrencilerle bu konuda anlaştık. O günden itibaren her gün bir iki kural belirleyerek sarı kartona yazıyoruz. Karton öğrencilerin rahatlıkla görebileceği bir yere de asılmış vaziyetteydi.
Bu çalışmamız on beş gün sürmüştü. Kuralları yazarken sınıfta ya da okulda yaşanan bir olay göz önüne alınarak yazıyorduk. Örneğin: Sınıfta öğretmen ders anlatırken konuşan çocuklar oluyordu. Kural: Öğretmenimiz sınıfta ders anlatırken konuşmamalıyız ve öğretmenimizi dikkatle dinlemeliyiz.
Arkadaşının eşyalarına zarar veren bir öğrenci görüldüğünde; Arkadaşlarımızın eşyalarına, sınıfın ve okulun eşyalarına asla zarar vermemeliyiz. Yere çöp atan bir öğrenci görüldüğünde; Sınıfımızı ve okulumuzu tertemiz tutmalı, çöpleri çöp kutusuna atmalıyız.
Yani olaylardan ders çıkararak kural oluşturma ve bu kuralları yazıya dökme konusu. Öğrencilerle beraber sınıf anayasasını oluşturmuştuk. Anayasayı ihlâl eden öğrenciler oluyordu. Siz belirlediğiniz yasalara neden uymadınız? Arkadaşınız yasamızın kaçıncı maddesine uymadı? diye de soruyordum. Sınıf yasasını çerçevelettim. Üç sene o sınıf yasasını kullandım. Çok etkili oldu, sınıf düzene girdi. Öğrencilerin öz güveni arttı. Kural tanımayanlar kuralcı olmaya başladı. Çocuklar " önemsendiklerinin" farkına vardılar. Ortak akılla hareket etmenin önemi bir kez daha ortaya çıktı.
Tabi bu arada kurallara uymayanlara ceza-i müeyyideler de uyguluyorduk. Eğitim- öğretime uygun cezalar. Verilen cezalar da öğrenciye bir şey öğretmeli. Bu uygulamamı yaptığım ilk veli toplantısında velilerle de paylaştım. Veliler de çok mutlu oldu
O uygulamamdan edindiğim tecrübe ile sınıf hakimiyetini kurmada bu zamana kadar hiç zorluk çekmedim. Her gittiğim okulda en problemli öğrencileri yetkililer bana verdiler. Hep sınıfın üstesinden geldim.
Kuralsızlık başarısızlıktır. Çok kuralcı olmak da iyi değildir. Kurallar tepeden inmemeli, ortak akılla alınmalıdır.
Okuldaki kurallar öğretmenlerle, sınıftaki kurallar öğrencilerle, fabrikadaki kurallar oradaki çalışanlarla alınırsa kurallar daha işlev hale gelir. Başarılı olmanın yolu belli bir disiplin gerektiğini unutmayalım. Konulan kurallar kötü de olsa yenisi konuluncaya kadar mutlaka uyulmalıdır. Kanun koyucular öncelikle kurallara uymalı, hitap ettikleri kitleye öncülük etmelidirler. Kuralları bir kere bile ihlâl etmek beraberinde kuralsızlığı getireceğini unutmayalım.
14.11.2024