Mustafa Cemal TOMAR
BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR
BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR.
Ailede birliktelik aileyi güçlü kılar. Sınıfta birliktelik sınıfı başarılı yapar. Orduda birlik ve beraberlik orduyu düşmana karşı zafer kazandırır. Devletin kurumları arasında birlik ve beraberlik olursa devlet ayakta durur. Birlik ve beraberliğin olmadığı yerde başarıdan söz edilemez.
Birlik ve beraberliğin önemini vurgulayan güzel bir örnek vardır. Dikkatle okumanızı isterim.
Hikaye şöyle:
Çocukluğumuzun en akılda kalan hikayesidir…
“Bir baba,beş oğlu ile beraber yaşıyordu. Çocukları her zaman birbirleriyle kavga ediyor, günlerce didişip duruyorlardı. Babaları bir gün çocuklarına bir ders vermek istedi. Çocuklarını etrafına toplayıp;
-“Bana birkaç demet çubuk getirin” dedi.
Çocuklar ormana gidip her birisi kucağında bir demet çubukla geri döndüler. Babaları bu çubuklardan birer tane almalarını ve elleriyle kırmalarını istedi.
Çocukların hepsi de eline aldığı çubuğu ilk denemede kolayca kırmıştı. Babaları çocuklardan bir şey daha istedi;
-“Evlatlarım! Elinize üç tane çubuk daha alın ve bunları kırmaya çalışın.”
Çocuklar üç adet çubuğu aynı anda kırmak için var güçleriyle uğraştılarsa da başarısız oldular. Çünkü birden fazla çubuğu aynı anda kırmak kolay iş değildi.
Babaları çocuklarına dönerek; – “Bu çubuklar gibi birbirinize kenetlenirseniz kimse size zarar veremez. Ancak tek bir çubuk gibi ayrılırsanız kolayca kırılabilirsiniz.” diye öğüt verdi.
Öğüt: Birlikten kuvvet doğar. Birlikte dirlik vardır, güç vardır.”
Birlik ve beraberliğin önemi konusu çok uzundur. Bir kaç sayfalık yazı ile anlatılamaz. Siz her biriniz "leb demeden leblebiyi" anlayacak zekâya sahipsiniz. Bu nedenle konunun ana temasını anlatınca amaç hasıl olur düşüncesindeyiz.
Düşmanlar bir devleti yıkmak için ilk yaptıkları iş, aramıza fitne sokarak birlik ve beraberliğimizi bozmaya çalışırlar. Bizleri mezheplere, tarikatlara, cemaatlere ayırırlar. Senin tarikatın benim tarikatım detirterek kavga ettirirler. Sağcı-solcu diye bölerler. Bölünme meydana geldiğinde güç kuvvet azalır. Gücümüzü kuvvet ve enerjimizi iç çekişmeler için harcarız. Böylece kuvvet elden gider. O zaman da düşmanlar ( Allah Teâlâ korusun) elini kolunu sallayarak topraklarımızı istilâ eder, bağımsızlığımız elden gider.
Onun için hocalarımız dualarında "milletimizin birlik ve beraberliğini bozma Yâ Rabbi " diye dua ederler. Devletimizin yöneticileri de birlik ve beraberliğimizin devamlılığı için gerekli tedbirleri alırlar.
Geleceğin emanetçileri olan çocuklarımızı ve gençlerimizi birbirine bağlı, vatanını,dinini, milletini, bayrağını ve atalarını seven nesiller olarak yetiştirme mecburiyetimiz vardır.
Birlik ve beraberliğin önemi öncelikle ailede başlar, aynı minval üzere okulda devam eder, daha sonra da sivil hayatta sürer gider. Son nefese kadar bu inanç ve ruh devam eder. Bu inanç ve ruh nesilden nesile devam eder. O zaman devletimiz kıyamete kadar payidar olur.
Birlik ve beraberliğin sağlanması için başta inanç birliği olmalı, vatan sevgisiyle dolup taşmalı, değerlerimize değer vermeli, devlet büyüklerimize saygı duyulmalı, sağlam kaynaklardan bilgi edinmeli, zamanımızı iyi değerlendirmeli, derslerimize iyi çalışmalı, hayır yolunda yarışmalıyız.
Kendi hakkımıza razı olmalıyız, zalime karşı, mazlumu korumalıyız. Vatanımızı kalkındırmak için bize düşen görevleri yapmalıyız. Tarihimizi sevmeliyiz.
Bütün bunların yanında vatan ve din düşmanlarını iyi tanımalıyız. Okulumuza, öğretmenlerimize, ailemize ve akrabalarımıza değer vermeliyiz. Onların öğütlerine kulak vermeliyiz. Barışçıl olmalıyız. Arkadaşlarımız arasında bir kavga olduğu zaman araya girmeli, arabuluculuk yapmalıyız. Arkadaşlarımızın arasını düzeltmeliyiz.
Kur'an'ı Kerim'de Hucurat Süresi vardır. Bu Süre ismini unutmayalım . Bu sürenin 10. Ayet-i Kerimesi' de Cenab-ı Hâk; " Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz" buyurmaktadır. Bu ayet meâlini asla unutmayınız. Hucurat Süresinin meâlini sindire sindire üç-beş kere okumanızı size öğütlüyorum. Geçenlerde Lokman Suresi'nin meâlini okuyun demiştim. Beni kırmadığınızı ve tavsiyeme uyduğunuzu tahmin ediyorum. Size teşekkür ediyorum.
Bu hatırlamalardan sonra konuya başka bir açıdan bakacak özet olarak derim ki;
Bir binanın birer tuğlaları gibi olduğumuzu unutmamalıyız. Hoşgörülü olur, anlayış gösterir, empati kurar ve uzlaşmacı bir tavır sergilersek halledemeyeceğimiz bir mesele kalmaz. O zaman her yerde birlik ve beraberlik sağlanmış olur. Hiç kimse beraberliğimizi bozamaz, gücümüzü kıramaz. Başarıda bizi alt edemez. Dinimiz, dilimiz, vatanımız, tarihimiz, kültürümüz birdir. Neyi paylaşamıyoruz. Bölücülere inat biriz ve beraberiz. Ankaştık mı? Ne dersiniz?