Kimsenin Türkiye'yi germeye hakkı yoktur.

Taşınan pankartkar, dövizler, atılan sloganlar, yazılıp çizilenler,beş benzemezin yanyana gelerek oluşdurdukları kortejler ve nihâyet yarın neticeleneceğini umduğumuz CHP'nin meşhûr "Adâlet için İstanbul yürüyüşünde söylenen "Dhkp-c marşı" toplumu germekden, millì birliğimizi baltalamakdan başka bir işe yaramaz.
Bazı soysuz, rûhsuz ve parayla satılan zelîl "zavallı düşkünleri "zâten saymıyorum. O'nlar adam bile değiller...!Bir numaralı vatân-millet düşmânlarıdır.
Bu memleketde "en iyisi" denilerek Cumhûriyet gazetesi gibi bir gazetenin başına getirilen Genel Yayın Müdürü dediğinizin altından bakıyorsun bir "Çapanoğlu" çıkıyor.
Artık hiç şaşırmıyorum.
Müseccel hâin "Johan Dündâr"ı gördükten sonra.!
Sâdece üzüldüğüm bir husûs vardır. O da; Atâ'mızın arkasına saklanmalarıdır.
Bir zamanlar Türkiye'de el üstünde tutulan, üzerine toz kondurulamayan O "Cancık" yok mu? Mâzâ-Allâh ..!
Ajanlığını yaptığı Almanya'dan geri dönse yine ona kucak açacak yardakçılarının olduğu ülkemizde "Johan" soysuzu" hazırladığı "Sarı Zeybek" belgeselinin arkasına saklanmışdı yâ yıllarca...! Bu kabil tutum ve davranışlar,farmasonların Kanada veyâ başka bir takım yerlerde aldıkları kararların icrâsından ibâret olsa da; hamdolsun bu nevî gayretler ülkemizde tutmuyor ve tutmaz da..!
İyi niyetli, gerçek manâda Hacı Bektaş Velî Hazretlerinin öğretisine sâdık, islâm inâncına bağlı, sâf alevî kardeşlerimizin onlarla bir alâkasının olmadıklarını düşünüyorum
Son günlerde ortaya çıkan hâşâ "Ali"siz âlevîlik peşinde koşan kendini bilmezlerlere herhangi bir söz söylemeyi zâten zâid sayarım.