.
Galiba rakipleri Kemal beyi fazla küçümsüyor, eğer öyle ise hata yapıyorlar kanaatindeyim, buna Erdoğan da dahil. Baksanıza, tabanın baskısına [kendisini istememelerine rağmen] tüm rakiplerini bertaraf etti ve adaylığını kabul ettirdi, hem parti içi muhalefete, hem İmamoğlu ve Yavaş cephesine hem de Akşener’e vs… Bence bu sürecin mutlak kazananı Kemal bey oldu, tebrik ediyorum.
,
Çok ince bir taktik izledi; adaylığı baştan beri istediği halde masada bunu son ana kadar telaffuz etmedi, etmedi, çünkü tartışma çıkacağını pekâlâ kendisi de biliyordu, bunu son ana, artık itirazın mümkün olamayacağı son ana bıraktı, tabi bu arada diğer küçük partileri de el altından ikna etti ve seçim resmen ilan edilince [zaman kalmayınca] açıkladı, artık kimse itiraz edemezdi, nitekim edenlerin halini gördük, bravo doğrusu.
.
Peki bu zafer seçimlere de yansır mı, yani Kemal bey seçilebilir mi?
Bence Erdoğan Kemal beyi küçümsememeli, çünkü bu önceki seçimlere benzemiyor.
Ayrıca Kemal bey manevralar konusunda (buna başka bir şey de diyebilirsiniz ama biz manevra diyelim) çok tecrübe kazandı. Hem çok maharetli bu konuda hem anti-Erdoğan cephesini arkasında toplamayı başardı, öyle görünüyor.
.
Evet, Kemal beyin müthiş bir manevra kabiliyeti var, örneğin;
.
CHP’de kaset skandalı çıktığında, gazetecilerin mikrofonuna ‘’hayır, ben genel başkanlığa aday olmayacağım’’ dedi ama ’’iki gün sonra da adaylığını açıkladı ve genel başkan oldu.
.
Önceki seçimlerde ‘’genel başkanlar Cumhurbaşkanlığına aday olmamalı, bu namus meselesi…’’ dedi ama şimdi genel başkan olarak Cumhurbaşkanlığı adaylığını ilan etti.
.
‘’Bu masada tüm kararlar 6 genel başkanın onayı ile [mutabakatla] alınacak’’ dedi,
ama altılı masanın aldığı en önemli kararda mutabakat falan aramadı, itiraz edeni de anında dışladı, ‘’o zaman biz de 5 genel başkan olarak imzalarız, olur biter’’ dedi.
.
Kısacası çok rahatlıkla ‘’dün dündür’’ diyebiliyor’’ ve hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam edebiliyor. Ve başarılı da oluyor, sanki sihirli bir dokunulmazlığı var, baksanıza Baykal gibi karizmatik bir lideri bertaraf etti, Muharrem İnce’yi bertaraf etti, İmamoğlu’nu bertaraf etti, Yavaş’ı bertaraf etti ve tüm yetkileri eline aldı, ha buna ‘’tek adamlık’’ mı diyorlardı?
O zaman bunu da Kemal beyin manevra listesine ekleyebiliriz, çünkü dün tek adamlığa karşı idi, değil mi? Hatta şu anda bile karşı olduğunu söylüyor, ‘’tek adam rejimini bitireceğiz’’ diyor değil mi? Ne müthiş bir manevra [yoksa maharet mi demeliydim] değil mi?
Yok edeceğim dediğin şeyi kendi adına inşa ediyorsun!
.
Kemal bey seçilir mi seçilemez mi bilemem ama seçilirse gelecekteki olası [hatta neredeyse kesin] manevralarını listeliyorum;
.
1-‘’Biz parlamenter sisteme geçiş vadetmiştik ama anayasa değişikliği yapacak milletvekili sayısına ulaşamadık, bu nedenle mecburen bu sistemle devam edeceğiz [yani önümüzdeki 5 yıl mühür bende]’’,
.
2-‘’Sayın Karamollaoğlu/Davutoğlu/Babacan/Uysal, tüm kararları birlikte alacağız demiştik ama o seçimlerden önceydi, benim şu anda size ihtiyacım kalmadı, onay verseniz de vermeseniz de ben bunu böyle yapacağım (tüm atamalarda ve kararlarda), yoksa memleket vakit kaybediyor, dileyen masadan kalkabilir [yani dileyen kabineden ayrılır, canıma minnet]’’.
….
Çünkü dün açıklanan 12 maddelik anlaşmanın yasal olarak hiçbir bağlayıcılığı yoktur. Ama bazılarının gözü kararmış görünüyor, memlekete hizmet aşkından mı yoksa koltuk sevdasından mı bilemem lakin durum bu maalesef. Eh ‘’kendi düşen ağlamaz’’ demekten başka bir şey diyemeyiz ama sadece kendileri düşmeyecek, biz de, ülke de düşecek.
.
Kendi adıma konuşursam [ki başkası adına konuşamam zaten], bile bile lades içeren böyle bir yapı açıkçası ülkem adına beni endişeye sürüklüyor. Hani bazı Erdoğan fanatikleri Erdoğan’ın hiçbir hatasını göremiyor ya, benzer şekilde [hatta daha belirgin bir şekilde] karşı taraf da aynısını yapıyor ve Erdoğan nefreti yüzünden tüm bu alavere dalavereleri yok sayıyor, görmezden geliyor, kabulleniyor ve kendilerini de ülkeyi de göz göre göre maceraya sürüklüyorlar. Allah sonumuzu hayreylesin.