.
Saadet Partisi, Deva Partisi, Gelecek Partisi ve Demokrat partiye şimdiden geçmiş olsun, nasıl kandırıldıklarını izah edeyim;
.
Bakanlık dağılımı genel seçim sonuçlarına göre belirlenecekmiş.
Bu ilk bakışta gayet makul bir çözüm gibi görünüyor, ama şöyle bir sorun/tuzak var; bu partilerin alacağı oylar CHP listelerinden seçilecek milletvekili sayısına göre şekillenecek, CHP de bunu bildiğine göre muhtemelen son derece kısıtlı bir kontenjan verecektir(şu anda bir kontenjan belirlenmiş olsa bile bunu listeler kesinleşince göreceğiz daha doğrusu seçim gününde), bu da bu partilerin oyunu olduğundan daha düşük hale getirecektir.
Geçmiş olsun, icra yetkisi olmayan bir cumhurbaşkanlığı yardımcılığı ve bir bakanlık için buna değer miydi? Karar tabanın.
.
Tabii tüm bunlar millet ittifakının seçimi kazanması halinde gerçekleşecek olan bir olasılık, farazi konuşuyoruz yani.
.
Bir başka trajikomik durum da şu;
Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı seçilirse Parti Genel Başkanlığından istifa etmeyecekmiş (daha önce bunu namus meselesi olarak lanse ettiği halde), parlamenter sisteme geçilince istifa edecekmiş!
.
Ya Hu parlementer sisteme geçmek için mecliste anayasa değişikliği yapabilecek sayıya ulaşman yani en az 360 milletvekili alman gerekiyor, hatta bu da yetmiyor çünkü idari görevlerde olan milletvekilleri ve fireler nedeniyle (ki oylama gizli olur), bunun 20-30 fazlası yani yaklaşık 380-400 milletvekili gerekiyor, bunun olamayacağını ise hepimiz biliyoruz, siz dalga mı geçiyorsunuz bu milletle?