Prof.Dr. Kamil GÜNGÖR

Prof.Dr. Kamil GÜNGÖR

Katılım Bankalarının Çalışma Sistemindeki Sorun -1-

İslam ekonomisinin halen en bilinen estrümanı olan katılım bankalarının çalışma sistemine ilişkin çeşitli zamanlarda tartışmalar gündeme gelmektedir. Bu tartışmalar daha çok iki kesimden gelmektedir. Bunlardan birisi; iyi niyetli olup çalışma prensibi hakkındaki ayırt edici hususların farkında olmayanlar, bir diğer kesim ise, aslında islam ekonomisi diye bir ekonomi anlayışını kabul etmediği ve sonuca baktığı için farkı görmek istemeyen ya da göremeyenlerdir. Bunların büyük bir kısmının gerçekte de sistemin nasıl işlediğine dair bilgileri yoktur. Bu konuda bilgisi olanlar ise, iyi niyetli olmamaları yanında değerlendirmelerini kapitalist sistemin içerisinde-şartlarında yaptıklarından kendilerince mantıklı sonuçlar çıkarmaktadırlar. Amerika’da yaşayan Türk kökenli profesör Timur Kuran bunların başında gelir.

Bilim de, Kur’an başta olmak üzere referans kaynaklar sahip olduğumuz düşüncelerimizi delillendiren bir araç değil, bizatihi düşüncenin kaynağıdır. Bir başka deyişle sözün başladığı da bittiği de yerdir. Şöyle ki; örneğin bir hipotezle ilgili araştırma yaptığınızda, hipotezinizi destekleyen kanıtları alıp diğerlerini görmezlikten gelmek gibi bir bilimsel anlayış olamaz. Eğer araştırdığınızda ya da deneysel olarak test ettiğinizde kanıtlar hipotezinizi desteklemiyorsa, hipotezinizde eksiklikler var demektir. Bilimsel kanıtlar olsa olsa bu eksiklikleri görmenizi sağlar. Bir bilim insanı olarak da bunu kendi şartları içerisinde açıklamalısınız.

Bugün bu husus daha çok özelde Kur’an, genelde de İslam için yapılmaktadır.

Örneğin; islam ekonomisi üzerine çalışma yaptığını ileri sürenlerden kimileri ‘kapitalizmin İslam’ın yitik malı’ olduğunu söyleyecek kadar ileri gitmektedirler. Aslında benzer yaklaşımlar, pek çoğu sonuca bakılarak, diğer bazı batı kaynaklı kavramlar için de söz konusudur. Yakında birisi çıkıp İslam’ın sömürgeciliği emrettiğini söylerse şaşırmamak lazım. Zira bugün her şeyi ile gözü kapalı emsal alınan batı sömürgecilikten pek çok şey kazanmıştır ve kabuk değiştirerek ya da kamuflaj giyerek halen kazanmaya da devam etmektedir. Tekrarlamak gerekirse; temel referans kaynaklar bizim tezimizin-hipotezimizin ispat kaynağı, meşruiyyet zemini değil, bizatihi düşüncemizin kaynağıdır. Bizim işimiz, günün koşullarında bu kaynakları nasıl yorumlamamız gerektiğine dair olmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.