Mustafa Cemal TOMAR
HOCANIN DEDİĞİNİ YAP YAPTIĞINI YAPMA
HOCANIN DEDİĞİNİ YAP, YAPTIĞINI YAPMA
47 yıl bir fiil öğretmenlik yapan eğitim- öğretimin mutfağında çalışan, binlerce talebe yetiştiren, 47 yıllık hizmetiyle adeta rekorlar kıran, 5 yıl aynı zamanda beraber çalışmaktan mutluluk duyduğum, dostum, ağabeyim Mehmet KIRCA Hocamla buluşma imkânım oldu. Sağolsun kendileri genellikle ebeveynin rahatsızlığı nedeniyle Ordu'da ikamet etmektedir. Samsun'a geldiğinde beni arar. Bu zamanda bir menfaati olmadan kim kimi arar dersiniz? Çok az insan bulunur.
Beraber çay içtik, sohbet ettik her zaman olduğu gibi. İkindi namazını Samsun Büyük Cami' de kıldık. Namaz sonrası cami bahçesinin içinde bulunan banklardan birine oturduk. O sırada cami görevlileri camiden çıkmaya başladılar. Hocamızın dilinden yazıya başlık yaptığım atasözü döküldü. Bu başlık altında bir yazı yazmamı önerdi. Ben de nasip olursa atasözü hakkında yazı yazmayı deneyeceğim dedim. Verdiğimiz sözü yerine getirmek bir müslümanın önemli vazifelerinden birisidir.
Genellikle cami hocaları sosyal hayatın içinde çok konuşuluyorlar. Zira hocalar toplumun karşısına çok çıkarlar. Kur'an okumaları, vaazlar vermeleri, namaz kıldırmaları, cenaze merasimlerinde görev almaları, hac ve umre gibi önemli ibadetlerde öncü olmaları sebebiyle daima toplumun (cemaatin ) önünde yer alırlar. Dolayısıyla hocalar sosyal hayatta hemen hemen her sohbette yer alan kimselerdir. Toplumun önünde çok yer aldığın zaman hakkında çok konuşanlar olur, bu da normaldir. Tabi bu arada ileri- geri konuşanlar da olacaktır.
Bu atasözü daha çok camide görev yapan hocalar için söylendiği kanaatindeyim. Hocaların vaazlarına namaz kılan herkes katılır. Hangi hoca ne dedi, ne konuştu, dinleyenler biliyor, cemaat öğrendiklerini başkalarına da anlatıyor. Toplum aynı zamanda denetleme görevi de yapar. Sadece dinimizin önderleri kabul ettiğimiz hocalarımız için değil hepimiz için geçerli olan bir kural var. Doğruyu biliriz, yeri ve zamanı geldikçe de yapmayız. Söylemek kolay, yapmak ise her baba yiğitin harcı değildir. Hocalar toplumun önemli mehenk taşları olduğundan bir şeyi söyleyip yapmadıysa toplum onu yadırgar. Sivil vatandaş ya da siyasetçi söylediğini yapmıyorsa vatandaş çok umursamaz. Hele hele din hocası dediğini yapmazsa vay haline!
Söyleyip de yapmayan çok hoca çıkmış memlekette. Birileri bunu sororgularken birileri de çıkıp ; " Hocanın dediğini yap, yaptığını yapma" demiş. Çıkmış işin içinden. Bence iyi niyetle söylenmiş bir söz değildir. Dediğini yapmayana, ya da demediğimi yapana Kur'an'dan uyarı vardır. Saf Suresinde Cenab-ı Hak:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لِمَ تَقُولُونَ مَا لَا تَفْعَلُونَ. (٢)
2-) Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz?
كَبُرَ مَقْتًا عِنْدَ اللَّهِ أَنْ تَقُولُوا مَا لَا تَفْعَلُونَ. (٣)
3-) Yapmayacağınızı söylemeniz, Allah yanında şiddetli bir buğza sebeb olur. Buyurmaktadır.
Ne münasebet bir hocaefendi çıkacak kürsüye, örneğin: sigaranın zararlarını anlatacak, diyanetin "haramdır" fervasını halka bildirecek, sonra da kendisi sigara içecek. Böyle bir hocaefendiye itibar edilmez, saygı duyulmaz. Her şeyden önce müslümanın özü de sözü de bir olacak. Allah Teâlâ'nın evi diye kabul ettiğimiz camilerimizdeki görevlilerimiz aynı zamanda Peygamberimiz sav.'in varisleridir. Manevi yönden sorumluluğu çoktur. Bu yükü çekemiyorsan orada o makamda oturmayacaksın. İslâma zarar verme hakkına sahip değilsin.
Bu arada bütün eğitimcilerimiz de aynı hassasiyeti göstermek zorundadır. Geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimize ve çocuklarımıza iyi örnek olmalıyız
Bir eğitimci düşünür; ikide bir evlatlarına şöyle yapın, böyle yapın diye direktifte bulunmayın, iyi örnek olmaya bakın, sonunda evlâtlarınız size benzeyecektir" der. Ne güzel söylemiş. Örnek olmak zor, lâkin söylemek kolay yâ! Biz de kolaya kaçıyoruz. Olmaz öyle şey. Mevlâna; " Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol" der. Yani sende yoksa söyleme, varsa söyle. İnsan bir haramdan korkar ve kaçarsa sonra da o işin vaazını yaparsa söz tesirli olur. Şnanmadığın ve yaomadığın bir şeyin nasihatını yapman toplum üzerinde tesiri olmaz.
Hani anlatırlar ya! Bir zat 40 gün bal yemeğe ara verdikten sonra gelen hastaya da "bal yeme" dedi. Bal yerken söyleseydi tesiri olmayacaktı. Sözlerimi aşağıdaki satırlarla bitirmek isterim.
Cennet mekân ERBAKAN Hocamızın sohbetini dinleyen bir zat, konuşmanın sonunda Hocamıza, Biz sizin kadar güzel konuşarak meseleleri başkalarına anlatamayız" demesi üzerine Hocamız; " İnanıyor ve inandıklarınızı yaşıyorsanız kekeme de olsanız Cenab-ı Hak başkalarının anlamasını kolaylaştırır" demiştir. Mekânı cennet olsun Erbakan Hocamızın.
31.10. 2023
M. Cemal TOMAR