Nasıl ki tuzlu suyla susuzluk giderilmezse...
Tuzlu suyu içtikçe susuzluk daha da artarsa...
Haset haset ederek giderilmez...
Haset ettikçe haset daha da artar...
Haset başkasının elinde olan nimete duyulan aşırı hasretle, o nimetin başkasının elinden gitmesinin adıdır.
İlacı gıbtadır...
Gıpta, başkasının elindeki nimet gibi bir nimetin de kendisine verilmesinin adıdır.
Bir başka ifadeyle...
Gıpta susuzluğu arı duru kaynak suyuyla gidermenin adıdır.
İslamda haset yerilmiş...
Gıpta övülmüştür....
Çünkü haset, bir yönüyle
Allah'ın taksimatına razı olmamanın adıdır ki, bu haliyle büyük günahtır ve kişiyi küfre ve elbet cehenneme götürür.
Gıpta ise
Allah'ın gücüne, zenginliğine, adaletine güvenmenin adıdır ki bu haliyle kişiyi cennete götürür.
Anlaşılacağı gibi haset, toplumda pek üzerinde durulmayan fakat durulması gereken felaket bir hastalıktır.
Haset hastalığı toplumun her kesiminde yaygınsa da, özellikle siyasette çok yaygındır.
Nitekim birileri efendilerinden aldığı talimatla Cumhurbaşkanının makamından indirilmesi için batıdan açıkça yardım isterken...
İmanlı olduğunu bildiğim bir kesim ise, Cumhurbaşkanına olan hasetlerinden adeta kavrulmakta; o yerinde olduğu sürece kendilerinin siyasi ikballerinin olmayacağına inanmaktalar ve 2019'da Cumhurbaşkanını yerinden edebilmek için, ülkede vaki olan her olumsuzluktan Cumhurbaşkanına pay çıkarmaya çalışmaktadırlar.
Kim ne derse desin...
Allah'ın cc dediği olacak...
Haset edenler hasetleriyle kalacak, kavrulacak, yanacak...
Öyleyse son söz
O Güzel Nebinin (sav) olsun:
"Ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi
Haset sevapları yer bitirir."