Ahmet Şükrü KILIÇ

Ahmet Şükrü KILIÇ

Hakikatin ağır çağrısı

İnsanın önüne çıkan her karşıtlık, aslında tekâmülün duraklarından biridir. Bize tekabül eden her şey, bizi olgunlaştıracak bir yankı taşır. Yadsınacak şekillerin, parlak ambalajların, parıltılı aldatmacaların ardına saklanırsak hakikatin çıplak suretiyle hiç karşılaşamayız. Nâkız bir talebin peşine düşmek, hem kendimizi eksiltmek hem de yönümüzü şaşırtmaktır. Oysa olanlar bellidir, ortadadır; kimin ne yaptığı saklı değildir. Asıl mesele, bizim ne olmak istediğimizdir. İnsanı yüceltmesi gereken akıl, Kant’ın “Kılgın us” dediği o mecrada, olmakta olana göre değil, olması gerekene göre karar vermekle anlam kazanır.

Kerim Kitap’ın bize yüklediği sorumluluk ise apaçıktır. Bildiğimizi saklamamak, yanlışı gördüğümüzde gücümüz yettiğince müdahale etmek, hayatın içinden geçerken adaleti yük edinmek. İnsan olmanın, insanca yaşamanın ötesine taşınacak bir emelimiz yoktur. Kurtuluşumuz, yanlışlarımızdan arınmak ve zaaflarımızı terbiye etmekten geçer. Ne boğazlarımızdan haksız bir söz çıksın ne de boğazlarımızdan haksız bir lokma geçsin. Çocuklarımız, bizim kazançlarımızla büyüyor; o kazançların helalliği, onların geleceğinde kurduğumuz dünyanın temelidir. Anne-baba olmak, evladı beslemekten önce, evladın ruhuna bir dünya inşa etmektir.

Kendi becerilerimizi, çabalarımızı ve anlayışlarımızı yalnızca bireysel gelişim alanlarına mahkûm edemeyiz. Yönetme kudreti elinde olanların yanlışlarına karşı koymayı erteleyen bir bilgi, insanı yarım bırakır. Bilginin zihni ile itirazın cesareti aynı bedende buluştuğunda insan ciddiyet kazanır; aksi hâlde, bir yerlere yaslanmak zorunda kalan kırılgan bir benlik ortaya çıkar. Alnımızın aklığı yeterli değildir, kirlenmeye meyilli alınları parlatmak için çırpınmak ise kendimizi de o lekeye ortak etmekten başka bir şey değildir.

Hayatı kendimiz için yaşamak, bencilce bir kabuk değildir; bilakis, kendimizi korumamız toplumun korunmasıdır. Materyalist düşüncenin kuru mantığında insanı nesneleştirmek kolaydır. İnsan maddileştikçe, kâr hırsı insanın önüne geçer ve sonunda insan, serbest pazarın bile insafından uzak, bambaşka bir yozlaşmanın kurbanı hâline gelir. Böyle bir düzen gönüllü kölelik üretir. Biz ise insana, insan kalması gerektiğini hatırlatmak zorundayız. Çünkü birinin köleleşmesi hepimizin köleleşmesidir. Ben bize, biz ben’e sırt dönemeyiz.

İnsan ilişkilerinde akıntıya kapılmak kolaydır. Fakat sürükleyenin suyu nereye taşıyacağını bilmeden yol almak, su üstünde savrulan bir saman çöpü olmaktır. Bunun yerine küçük bir su birikintisi olup kendi mecrasında kalmak daha onurludur. Nitekim buharlaşıp buluta karışmak, toprağa yeniden düşmeyi engellemez. Yeniden yağmur olup toprağı canlandırmak, insanın yenilenmiş hâlidir. Belki sorun; doğru yaptıklarımızın bizi doğru yerlere taşıyacağına inanmıyor olmamızdır. O nedenle insanlara sığınıyor, hakikatten uzaklaşıyoruz. Oysa hakikate teslim olan, hakiki bir yere taşınır. Oraya vardığında ise yolculuğun nasıl gerçekleştiğini dahi anlamakta zorlanır.

Allah adildir; Nemrut’u da Musa’yı da boğdurmaz suda. İki taht vardır; biri zalimliğin, biri nübüvvetin tahtı. İnsanı insan yapan, hangi tahta yöneldiğidir.

Hakikat, adamı hakiki kılar; hakiki sevdayı ve hakiki acıyı öğretir. Acı insanın en kıymetli rızkıdır. Hakikat yoksunluğu ise varlık yoksunluğundan daha ağır bir çoraklık bırakır geride. Hakikati okuyan herkes hakikat adamı olamaz, hatta bazıları hakikat adamlarını küçümser. Bilgi insanın insana karşı sorumluluğunu doğurmuyorsa, o bilgi sembolden ibarettir.

O yüzden dudak büken küçümsemelere aldırmadan, hakikatin çağrısına kulak vermekten başka çaremiz yok. Hakikat bizi kendi mecrasına taşısın istiyorsak, önce biz hakiki olmalıyız. Hak ve hukuku etimize kemiğimize giydirmek, niyetlerimizi ufkun doğusuna çevirmek zorundayız. Ölümle yüzleşmek, hayatla yüzleşmektir. Allah’a, hakiki insanlar olma niyetiyle sığınalım ki, duamıza icabet etsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.