Amacı bu olmayabilir elbette, ancak sonuç değişmiyor: Her bölümde silahlar çekiliyor, saldırı ve şiddet sahneleniyor. Üstelik bunlar dizinin popüler reytingi ve sevilen oyuncuları üzerinden sunulduğu için çok tehlikeli bir içselleştirme ortaya çıkıyor.
Son yıllarda sanıyorum hiçbir dizi bu kadar popüler olmadı. TRT 1’de yayınlanan bu yapım sosyal medyada adeta fırtınalar estiriyor. Yaşlısı genci, erkeği kadını, Z kuşağı ve diğer kuşaklar… hemen herkes diziyi konuşuyor. “Müziği şöyle, senaryosu böyle, Koçari şöyle, Eleni böyle…” Dizi neredeyse tüm platformlarda reyting rekorları kırıyor. Televizyon izlemeyen Z kuşağı kızım bile Cuma akşamlarını iple çekiyor ve TRT 1 izliyor.
Muhafazakârı, seküleri, sağcısı, solcusu, ılımlısı, radikali… toplumun her kesimi diziyi övüyor. Kızım izlediği (ve o saatte TV’ye ambargo uyguladığı) için biz de mecburen 1–2 bölüm izledik.
Evet, senaryo kısmen farklı; evet, çıplaklık-teşhir yok ve bu açıdan ailece izlenebiliyor. Karadeniz manzaraları da fena değil. Ancak şive yine berbat: Ne Trabzon şivesi, ne Rize şivesi; tamamen uydurma bir şive… Bu, maalesef Karadeniz dizilerinin kronik sorunu.
Asıl sorun ise şiddetin meşrulaştırılması, hatta sempatik gösterilmesi. Çünkü şiddeti uygulayan karakter “süperior” yani üstün, sevilen ve popüler bir karakter. Sevilen bir karakterin yaptığı her eylem meşrulaşır, hatta teşvik edilmiş olur; işte bu dizide tam da bu gerçekleşiyor.
Dizinin gözde karakteri Adil Koçari, neredeyse her bölümde ya silah çekiyor ya silah sıkıyor, ya ev basıyor ya da fabrika yakıyor. Şiddetin bu kadar sistematik bir şekilde işlendiği başka bir dizi görmedim (belki vardır da ben izlemedim).
Ayrıca Karadeniz’de de asla bu kadar yoğun bir şiddet yoktur,  bunu silahlanmanın ve hatta şiddetin görece daha yoğun olduğu bir bölgede (silah sanayinin merkezi olan Ardeşen’de) doğup büyüyen biri olarak söylüyorum.
Üstelik senaryo da akıcı ilerlemiyor; kaç bölümdür belirgin bir gelişme yok. Sahne geçişlerini uzatıyorlar ve bu kasılmayı Karadeniz manzaraları ve müziklerle kamufle ediyorlar; dakikalarca bakışıp duruyorlar (Türk dizilerinin yurt dışında alaya alınan bilindik sorunu).
Ya da ben bu işlerden anlamıyorum, bilemiyorum…
Bakalım bu akşam hangi şiddet sahnelerine maruz kalacağız?