Mehmet Emin PARLAKTÜRK

Mehmet Emin PARLAKTÜRK

EN ŞİDDETLİ YOKSULLUK; CEHALETTİR


Cehalet ne kötü şey!..
Kişi bilmediğinin cahilidir.
Bilmemek ise, en büyük yoksulluk!

Mısırlı âlim ve devlet adamı Kuzâ'î (ö: 454/1062)'nin Şihâb'ül-Ahbâr adlı Hadis kitabının şerhinde naklediliyor: Cafer bin Sadık'ın anlattığına göre; Hz. Peygamber Aleyhisselam bir gün Hz. Ali'ye (r.a) hitaben şöyle buyurmuştu:

“La Fakra Eşedde Mine'l-Cehli”

Bu metni tercüme ederken şöyle cümle kuranlar olmuş:
“Fakirlik cahillikten beterdir!”
Anlaşılan cahillik onların da başına vurmuş!
Cümleyi tepetaklak edip tersine çevirmişler!
Anlam vurgusunu fakirliğe yüklemişler!
Oysa, böyle bir tercümenin metinde geçen ibareyle alakası yok!
Erbabınca malum olduğu üzere ibarenin Türkçesi şu:

“Cehaletten daha şiddetli fakirlik yoktur!”

Yani en şedit fakirlik; cehalettir.
Vurgu fakirliğe değil, cehaletedir.
Evet, gerçekten de cehalet yoksulluğu o kadar şedit, o kadar tehlikelidir ki, insanın dinini de yıkar, dünyasını da!
***
Dikkat edilirse, insanların en çok fikir yürüttükleri alanların başında din gelir. Biraz tıp, biraz da siyaset. Bu üç alan, bilenin de bilmeyenin de cirit attığı alanlardır.
Toplumda bilhassa din ile ilgili yapılan konuşmalar ve yorumların ulu orta sergilenmesi, bu alanın erbabınca boş bırakıldığının da bir göstergesidir.
Esasen mevcut hukuki sistem de, ehli olmayanların bu alanda cirit atmasına imkan sağlıyor!

Herkes her şeyi söylüyor, kafasına göre yorumluyor, hatta işkembeden fetva bile veriyor!...
Bunlara hukuken hiçbir yaptırım gücü yok!
Tahkikat yok, takibat yok, ceza yok, infaz yok!...
Ne Diyanet İşleri Başkanlığının bunları önlemeye yetkisi var!
Ne Din Öğretimi Genel Müdürlüğünün!
Ne İlahiyat Fakülteleri Dekanlıklarının!
Ne Rektörlüklerin ne de YÖK’ün!
Esasen çoğunun böyle bir derdi de yok!
***
Şahıslar hakkında koruma kanunları çıkaran sistem, dine koruma getirmemiş!
İnsanların en kutsal varlıklarını, inançlarını, dini değerlerini laikliğe feda etmiş!
Böyle olunca da, din alanında atış serbest!
Meydanı boş bulan kötü niyetliler artık durur mu?
Basın yayın organlarında ve sosyal medya mecralarında din adına neler neler anlatılıyor, ne masallar uyduruluyor, aman Allah'ım!

Kitabullah'ın ayetlerini keyfince yorumlayıp pervasızca tahrif edenler!
Peygamberin söylemediğini söyleyip onun ağzından yalan uyduranlar!
İslam ulemasını tahfif ve tahkir edip onca müktesebatı hiçe alanlar!
Kıyl kavilleri ve şâz görüşleri sanki yeni ve orijinalmiş gibi yutturup caka satan, prim yapanlar!
Ayetlerden şifreler çıkartıp vahyi asıl amacından saptırarak gizemli konuşmalarla Kur'an'ı esrarengiz bir kitaba dönüştürenler!
Kur'an'dan astroloji üretip geleceğe ok atarak falcılık yapanlar!
Kur'an'ı, toplumun sosyal, siyasal, ekonomik ve ruhsal problemlerini çözme yerine, bedeni hastalıkları tedavi eden bir ilaç deposu gibi görenler!
Evet bunların hepsi, bir başıbozukluğun, bir otorite boşluğunun sonuçlarıdır.
***
Dini konulardaki yetkinliği İslam alemince tespit ve takdir edilmiş az sayıdaki Müslüman alimlerin sesleri çıkmıyor değil!
Allah Teala kendilerine hayırlı uzun ömürler versin, onlar bu boşluğu irşat ve ikazlarıyla doldurmaya çalışıyorlar ama bu yeterli ve yaygın olmayınca arzu edilen etkiyi sağlayamıyor!
Üstelik onların ilim ve hikmet dolu söz ve yazıları, bazen muhataplarınca doğru algılanma problemi de yaşayabiliyor!
Dînî ilimlerde alt yapısı olmayan, fıkhın inceliklerine vakıf bulunmayan cahil insanlar, anlamakta zorlandığı bu
söz ve yazıları ne yazık ki yanlış yorumluyorlar.
***
Yukarıda zikrettiğimiz ibarede olduğu gibi, bazı insanların bu cahillikleri, maalesef dini yoksulluklarına da sebep oluyor!
En şedit yoksulluk da, işte bu cehalettir.
Bir Kur’an öğüdüyle konuyu noktalayalım:
“Sen affı (insan fıtratına uyan yolu, tavır ve davranışı) tut, iyi olanı emret ve cahillere (haddini bilmezlere) aldırma!” (Araf,199)

Mehmet Emin PARLAKTÜRK

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.