Mustafa Cemal TOMAR

Mustafa Cemal TOMAR

2025 BÜTÇESİNDE NELER BİZİ BEKLİYOR?

2025 BÜTÇESİNDE NELER BİZİ BEKLİYOR?

Hükümetin iyi olup olmadığını, devleti iyi yönetip yönetmediğini bütçesine bakıldığında anlaşılır.

İktidarın söylemlerinden çok halkın söylemleri, muhalefetin söylemlerine bakarak değerlendirme yapmak olaylara objektif bakmak açısından önemlidir. Bilirsiniz hiç kimse " Benim yoğurdum ekşi demez."

Halkımızı; 2025 bütçesine bakıldığında 2024 yılına göre daha zorlu günler beklediği muhakkaktır. Bunun nedenlerini kırmadan, dôkmeden yazımın devamında aktarmaya ve okurlarımla paylaşmaya çalışacağım. Yine de taktir sizindir.

Öncelikle faiz ödemelerinden başlayalım:

2025 yılında 2 trilyon TL’ye yakın faiz ödenecektir. Ödenecek olan 1,95 trilyon TL bu faiz, 56 milyar dolara tekabül etmektedir.

- Geçen yıl faiz ödemesi 1,3 trilyon TL iken bu sene %50 artışla 1,95 trilyon TL’ye çıkmıştır.

- Bir önceki yıla göre bütçe toplamı %32 büyürken, faiz ödemeleri %50 oranında artmıştır.

- Geçen yıl faiz ödemeleri bütçe açığının %49'u kadarken bu yıl faiz ödemesi bütçe açığının %101'ine gelmiş yani bütçe açığından fazla faiz ödenecektir.

Bu rakamlar faiz ödemelerinin yıldan yıla ciddi şekilde artış gösterdiğinin bir ispatıdır.

Orta Vadeli Program da bunu ortaya koymaktadır.

Önümüzdeki üç yıl içerisinde 151 milyar dolar daha faiz ödemesi yapılacağı plänlanmaktadır. 2028' e gelindiğinde son çeyrek asırda 750 milyar dolar faiz ödenmiş olacaktır ki, bu bir dünya rekorudur.

Bu yıl faize gidecek olan para ile; 40 bine yakın küçük ve orta ölçekli işletme kurulup 800 bin istihdam sağlanabilir ve işsizliğin ortadan kaldırılmasına katkı sağlanabilir.

Yine faize verilecek parayla devlet olarak 10 milyon asgari ücretliye bir sene boyunca her ay 16 bin TL fazladan maaş verilip asgari ücretlinin eline 33 bin TL geçmesi sağlanabilir.

Faiz ödemelerinin, vergi gelirlerine oranı %15 iken, 2025 yılında ise toplanan verginin %17,5'u faize gidecektir. Yani her geçen sene daha fazla vergi faize gitmektedir.

Vergi dar gelirliden alınmaktadır. Doğrudan vergiler yüzde 34 seviyesinde ama dolaylı vergiler yüzde 66 seviyesindedir. Bu bir adaletsizliktir.

Yine vergi harcamaları kalemi altında 2,1 trilyon TL’lik kurumlar vergisi ve gelir vergisi muafiyeti var. Bu vergi muafiyetlerinin de önemli bir kısmının iki elin parmaklarını geçmeyecek olan imtiyazlı holdinglere gideceğini hepimiz biliyoruz.Diğer yandan;

Bütçede cezalara, harçlara, vergi gelirlerine yüzde 44 oranda zam yapılırken, asgari ücrete yüzde 30, memur ve memur emeklilerine yüzde 13 ve esnaf, çiftçi, işçi emeklisine yüzde 17 zam yapılması öngörülüyor.

Enflasyonun yüzde 50 seviyesinde olduğu, bütçe gelirlerine yüzde 44 oranında zammın yapıldığı bir ülkede, çalışan kesime, ücretliye, emekçiye bu düşük oranlarda zam yapılması 2025 bütçesinin hakkaniyet ve adaletten uzak olduğunun bir göstergesidir.

Ayrıca; 2025 bütçesinde yatırımların ve istihdamın artırılması için yeterli bir projeksiyon bulunmadığı gibi kaynak ayrımı da yeterli değildir. Örneğin 2025 bütçesinde;

- İstihdama ayrılan pay 311 milyar TL olup, ödenecek faizlerin %16’sı seviyesindedir.

- Sanayinin geliştirilmesi, üretim ve yatırımların desteklenmesine ayrılan pay 129,5 milyar TL olup faize verilenin %6’sı seviyesindedir.

- Tarıma ayrılan pay 358 milyar TL olup, faize verilecek paranın %18’i seviyesindedir.

- İstihdama ayrılan pay 311 milyar TL olup faize ödenecek paranın %16 seviyesindedir Enflasyonla mücadele için ağır sanayide gıda tarım ve hayvancılık sektörlerinde Enflasyonu kalıcı olarak ortadan kaldırmak istiyorsak; mutlaka arzı artırmalıyız. Bir planlama çerçevesinde ağır sanayide ve gıda/tarım/hayvancılık sektörlerindeki arzı artırmaya yönelik hamleler yapmalı, bu yolla enflasyonla mücadele etmeliyiz.

Enflasyon; üretimi ve böylece arzı artırarak, istihdamı artırarak, gelir dağılımında adaleti sağlayarak, israftan kaçınarak, denk bütçe yapıp faiz canavarından kurtularak, milli kaynak paketleri oluşturarak ve oluşan refah payını dar gelirli milyonlarla paylaşarak enflasyonla mücadele yoluna gitmiş olunur. Vatandaşı, tüccarı ve üreteni asla enflasyona ezdirmemeliyiz.

Enflasyonla ancak bu kriterlere bu kriterlere uyulursa mücadele edilir.

Arjantin enflasyon şampiyonu idi.

Ekonomik istikrar için "şok terapi" planını açıklamıştı

Arjantin'de büyük bir ekonomik krizi miras alan Milei, 10 Aralık 2023'te göreve başlamasının ardından ülke ekonomisini istikrara kavuşturmak için radikal ve "acı verici" bir plan olarak görülen "şok terapi" planını açıklamıştı.

Milei'nin göreve başlamasından bu yana para politikasında önemli bir değişikliğe gidilirken, Milei yönetimi fiyat kontrollerini kaldırmış, Arjantin pesosunu dolar karşısında yüzde 50'den fazla devalüe edeceğini ve kamu harcamalarının kısacağını duyurmuştu.

Maliyetleri azaltarak zorlu bir kemer sıkma politikası izleyen ve piyasadaki likiditeyi toplamaya çalışan Milei yönetiminin politikaları, hükümetin mali pozisyonunun güçlendirilmesine yardımcı olurken, hisse senedi ve tahvillerde yükselişe yol açtı.

İlk çeyrekte hükümet, enflasyonu körükleyen kontrolsüz para basımını durdurarak 16 yıl aradan sonra ilk kez mali fazla verdi.

Dünyada enflasyonla mücadele örnekleri mevcuttur. Bu örnekler referans alınarak hayata geçirilmesi gerekir. 2025 bütçesi bir kez daha rant bütçesi olduğu ortadadır. Umarım yaptığınız bu paylaşıma keyhte veya aleyhte yorumlar olur. Selâm ve dua ile...

02.01.2025

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.