'Yolgeçen Hanı' diye bir deyim vardır ya hani, herkes bilir. Daha çok selam vermeden gelip geçenler için söylenir, ikaz mahiyetinde.
Evet, han dediğin eskinin oteli, gelen kalır, işi biten alır dengini çeker gider. Yani yolgeçen hanı…
Dünya da öyle, yolgeçen hanı insan için. Yalnız insan için mi? Bu dünyadaki her türlü canlı için de öyle. Gelişimiz pek selâmsız olmasa da bu hana, gidişimiz selâmsızdır. Bir "eyvallah" diyecek zaman bulamayız hiç kimseye.
Lafı uzatmanın âlemi yok. Âşık Veysel'in dediği gibi iki kapısı olan bu handan çırılçıplak içeri giren, bir gün mutlaka diğer kapıdan yine çıplak olmasa da dört, beş metre bir bezle çıkıp gidecek.
Ona göre yani, çok fazla bağlanmaya, ahlanıp, oflanmaya gerek yok. Kısaca demem o ki herkesin bildiği şeyi bir kere de ben demiş olayım.
Bu handa insan (öyle sanıyor olsa da) hiçbir şeye sahip değil. Bilir bunu evet, ama ne yazık ki bilmezden gelir. Eh ne yapalım, kendi bilir.
RECEP AKIL