Sinan DALKILIÇ
Ya olduğun gibi görün yada göründüğün gibi ol ...!
"Ya olduğun gibi görün yada göründüğün gibi ol ...!
Şüphesiz dünya kurulduğundan bu güne kadar, Hz. Adem ile başlayan insanlık, İslamiyet’ten önce, semavi dinlerde dahil.., "Olduğu gibi görünmeyen, göründüğü gibi olmayan" münafıklar hiç eksilmemiş ve kıyamete kadar da var olmaya devam edeceklerdir..!
Çağımızın en büyük hastalıklarından birisidir riyakarlık, ikiyüzlülük yani; münafıklık...!
İnsanoğlunun ufacık bir menfaati karşısında bile nefsine yenilerek, bukalemun gibi renk değiştirmenin adıdır münafıklık...!
Yaşanmış tarihe baktığımızda, savaşları kaybeden, devletleri yıkılan toplumların bir çoğunda, en tepe yönetim kadrolarında , dini otoriter olarak alimleri ve vezir makamına oturmuş, gözünü hırs ve ihtiras bürümüş, münafık ve hainleri görürüz..!
Peygamber Efendimiz (sav) döneminde bile, mescidde en ön safta peygamberimizin arkasında namaz kılıp, müslümanları arkasından vuran; Abdullah Bin Übey Bin Selül gibi münafıkların başı vardı ve dünya var oldukça bu hain münafıklar bitmeyecektir.
Münafık: İçinden gerçek anlamda iman etmemiş olup, dışından Müslüman görünen kimsedir. Yani Hz. Mevlana'nın buyurduğu gibi., insanoğlu 'maalesef' olduğu gibi görünmüyor, göründüğü gibide olmuyor..!
Peki o zaman mümin ve münafıkları nasıl anlayacağız?
Hemen kulluk kitabımız olan kuranı kerime bakıyoruz...
"Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız, O, size bir furkan (hakkı batıldan ayırdedecek bir anlayış) verir ve günahlarınızı örtbas eder, sizi bağışlar. Allah büyük lütuf sahibidir. (ENFAL/29)” ...
Yani Rabbimizin bütün emir ve yasaklarına, amenna ve saddakna diyerek yaşamaya çalışan bir mümine, lütuf olarak, Allah (cc) hak ile batılı , doğru ile yanlışı, mümin ile münafığı görebilme vasfı veriyor... Bildiğimiz üzere, buna da feraset deniliyor.
Münafıklar hakkında kuranı Kerim'de Enfal Suresi, 49. ayeti kerimesinde mealen, "Münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar şöyle diyorlardı: "Bunları (Müslümanları) dinleri aldattı." Oysa kim Allah'a tevekkül ederse, şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir... 'işte tamda bu zamanda ..! 'olduğu gibi görünmeyen .! Göründüğü gibi de olmayan münafıklar,1438 yıldır İslam aleminin içinde, akrep gibi yuvalanıp, fırsatını buldukları anda en hassas olduğumuz yerimizden ısırıverirler..!
Yılardır gerek ülkemizde ve gerek İslam aleminde, kılık kıyafeti bizim gibi olan ve bizlerden birileriymiş gibi görünen, bütün manevi duygularımızı istismar eden ,alim ve hoca görünümlü münafıklar çıkmış ve toplumu ifsat etmişlerdir..! Yakın tarihte ülke olarak yaşadığımız 15 temmuz bunun en bariz örneklerinden sadece bi tanesidir.. Münafıklar güruhunun diğer versiyonları ise, son dönemlerde tv'lerde sık sık endam sergileyen sözde ilahiyatçılar.!
Senedi zayıf ne kadar hadis varsa.! onları tek tek bulup ve o hadislerle , peygamber (sav) 'in bütün hadislerinin sanki uydurma olduğu algısını oluşturma çabalarını hayretle izliyoruz..! Ve bu müsteşrik zihniyetli kişiler, Müslümanların kafalarını karıştırmak suretiyle , Resulullah (sav)'in sünneti seniyyesinden, soğutarak dinimizi tahrif etmek niyetindeler.
Lakin asla başaramayacaklar..!
Çünkü Müslümanlar şunu çok iyi biliyor ki..! 'Efendimiz (sav) 'in Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler, Allah’ın kitabı Kur’ân-ı Kerim ve Peygamberinin sünnetidir, hadisini ve nasihatini hiç akıllarından çıkarmazlar .! Yukarıda zikri geçen ayetteki Münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar şöyle diyorlardı: "Bunları (Müslümanları) dinleri aldattı." Enfal Suresi, 49. ayeti; tamda bu kişileri tarif ediyor olmalı..! Zira on dört asırdır sünneti Rasulullah'ı bu günümüze kadar bizlere ulaştıran, o güzide ashabı kirama dil uzatacak kadar bayağılaşan.! Bize kuran yeter diyerek.! İçindeki ayetlere kendi felsefik, sakat görüşlerini katan, hasta ruhlu münafıklar asla.!! Muvafak olamayacaklar. Peygamberlik makamını sadece Allah ile kulları arasında "postacı" olarak görmek, en hafif tabirle cehalettir. Kuranı Kerim'de Rabbimiz bizlere şöyle emrediyor..!!
"Peygamber, size ne verirse onu alın, nedende neyhederse ondan sakının. Ve Allah'tan korkun. Muhakkak ki Allah, azâbı şiddetli olandır.... Haşr, 7 ..”
Şimdi soruyorum..!
Kuran bize yeter biz anlarız diyen, zihniyetin kahir ekseriyetinin, arapçası bile yok iken.! Kuran'dan Nasıl hüküm çıkaracaklar .? Cevabı yine ben vereyim. Tabiki Arapça bilip kuranı tercüme eden birisinden..!
Peki niye devreye bir aracı koyuyorlar.?
Elektronik bir ev eşyası bile katalogsuz anlaşılamamakta iken, Peygambersiz bir kitap nasıl anlaşılacaktır..? Bizatihi kendisine vahiyle gelen bir ayeti peygamber anlamayacak da..!!
Ey münafık Senin gibi her tarafı yamuk olan birimi anlayacak ..? Hazreti Adem'in babası vardı diyorsun.! kendisine kitap indirilen Peygamber bilmiyordu da sen biliyorsun öylemi..? Düşün artık, düşün bu ümmetin yakasından ..!
Şeytanınız size Müslümanları oyalayın diyor olabilir..!!
Şeytanınız, “ilk kıblemiz Kudüs Yahudilerin işgali altında iken ..!! İslam’ı tartışılır hale getirin.! hadisleri alaya alın.! gündemi meşgul edin uyanmasınlar” diyor olabilir..
Lakin şunu iyi bilin ki, artık inananlar samimiyetsizliğinizi görüyor ve size itibar etmiyor elhamdulillah...
Her ne kadar pirincin içindeki beyaz taş misali,..! ''Olduğunuz gibi görünmemeye çalışsanız da, Bu millet ferasetiyle sizi ve yapmak istediklerinizi görüyor.. sonuç olarak size; münafıklara şu ayeti kerimeyi hatırlatmak isterim ,"Nisa 145.ayette Şüphesiz ki, münafıklar ateşin en aşağı tabakasına atılacaklardır. Sen onlara yardım edici birini bulamayacaksın.... Hz. Mevlana Celalettin Rumi'de, aslında münafıkları bu sözü ile ikaz etmiş .!! Lakin nafile...Ayeti kerime açık açık münafıkların durumunu anlatırken, kendine çeki düzen vermeyenler..! Hz. Mevlana'nın ikazına uyacakta değillerdir... "Ama biz iman etmiş müminler olarak inanıyoruz ki "Allah'ın nurunu ağızlarıyla (boş ve mesnetsiz söylemleriyle) söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler hoşlanmasa da Allah, nurunu tamamlamaktan asla vazgeçmez (ve tamamlayacaktır da).) Tevbe 9. ayet...
Selam ve dua ile...