Mustafa Cemal TOMAR

Mustafa Cemal TOMAR

UYANIKLIK!!!

UYANIKLIK!!!

Uyanıklık kelimesini zaman zaman kullanırız. Filân adam; "uyanıktır, çok uyanıktır, uyanık değildir" gibi cümleler kurarız. Bazen adam, yaptığı çakallığı bile "uyanıklık" kelimesiyle ifade ederiz. Yanlış kullanımlara yol açtığımız zaman yanlış sonuçlara varmış oluruz. Ya da suçlu olan birisini yanlış kelimeler kullanarak iyi bir şey yapmış gibi gösteririz ki, bile bile yapılırsa büyük mes'uliyeti vardır. Bu konuya açıklık getirmek üzere bu başlığı seçtim. Umarım faydalı bir yazı olur.

Yıllar önce bir öğrencim vardı. Bizim oralardandı ailesi. Öğrencileri ikişerli sıra yapıp bir yere götürecek olduğum zaman kendince uyanıklık yapıp ön tarafa geçerdi. Kural tanımadan öğrencileri eze eze öne geçmeye çalışırdı. Bu hareketlerine kızmama rağmen her fırsatta aynı davranışı gösterirdi. Bir yerde on kişilik yemek bıraksanız, oraya yirmi öğrenci salsanız, o öğrencilerden de biri bu söz ettiğim öğrenci olsa, kesinlikle aç kalmaz, en az iki kişinin yemeğini yer. 11 öğrenci aç kalır.

19 kişilik yemek bir yere koysanız, oraya 20 öğrenci salsanız her defasında aç kalan öğrenciler olacaktır. Burada iki kişilik yiyeceği yiyen ve her daim sırada önde yer almaya çalışan öğrenci mi uyanık, yoksa, aç kalanlar mı "uyanık" değil. Her seferinde öne geçmeye çalışan öğrenci bence bencildir, arsızdır, kural tanımazdır, sadece kendini düşünüyordur, başkasını düşünmeyendir, haram yemeğe meyillidir, uyanıklıkla hiç ilgisi yoktur, menfaatperestir. Böyle tiplerden nefret ederim. Öbür aç kalan öğrenciler ise, merhametlidir, kendi nefislerini başkaları için tercih etmiştirlrrdir, ar duygularıyla örülmüşlerdir, kendi ekmeklerini ellerinden alsan, söyleyecek lâf bulamazlar, aç kalırlar açlıklarını belli etmezler. Bu tür öğrencilere de " imrenirim".

Gerçi toplumda arsız insanlar tarafından böyleleri harcanıyordur, bunu günlük hayatta görüyoruz. İşte burada, arsızların,hırsızların, çakallık yapanların, tuzak kurmaya çalışanların tuzaklarını farkedip gerekli tetbiri almaya "uyanıklık" denir. Böyle uyanıklık haktır, aynı zamanda müslüman bir insanın önemli görevlerindendir. Dört bir tarafımıza şeytan ve insan tuzakları kurulmuş vaziyette, uyanıklığımızla ve Allah Teâlâ'nın nusretiyle bertaraf etmek durumundayız.

Yıllar önceydi. Hiç unutmuyorum. Terme'de görev yapıyordum. Ayın 15'i pazartesine denk gelmişti. Bir kış günü ve hava sağuktu. ATM' den maaşı çekmek için benim gibi çok kişi kuyruktaydı. Önümde bir doktor vardı. Ona sıra geldiğinde kendi maaşını çektikten sonra eşinin de maaşını çekti. Bu sefer borsa işlerine bakmaya hisse senet işlemleri yapmaya başladı. Arkasında onlarca kişi sabahın erken saatinde ve soğuğunda beklediği halde. Arkadan müdahale ettim. Tepki gösterdi. Bir çok kişi beni destekleyince kızıp çekti gitti. Hiç unutmuyorum. Bu davranışı sergileyen kim olursa olsun yanlıştır, arsızlıktır, başkasının hakkına girmektir. Sıraya tek kişi giriyorsun. Adil olanı tek işlem yapmandır. Bir işlem daha yapacaksan bir daha sıraya girmen gerekmez mi? Hadi ikinci işlemi de yaptın. Üçüncü işlem neyin nesi! Böyle davranışlar; açıkgözlülük, uyanıklık kavramlarıyla açıklanamaz.

Eskiden mal pazarına giderdik. Saf ve temiz yürekli Anadolu insanı bin bir zahmetle yetiştirdiği, koyun- keçi ya da büyükbaş hayvanını ihtiyaca binaen satmak üzere mal pazarına getirirdi. Kurnaz mı kurnaz hayvan tacirleri mal pazarlarında dörtnal dönerek ve bir takım entrikalar kurarak bu saf ve temiz köylülerin mallarını aşağılarak asıl değerinin çok altında almaya çalışırlardı. Bu tür örnekler piyasanın her alanında mevcuttur. Bu tür tacirlera "uyanıklar" demek mümkün değildir. Olsa olsa aç gözlüler, hak yiyiciler, kaspçılar denir. Böyle alış-verişten kazanılacak para haramdır.

. Sonuç olarak uyanıklık, tuzak kuranların tuzaklarını fark ederek kendini korumaya almaktır, başkasına zarar verecekse tuzak kurucular, onları da haberdar etmektir. Uyanıklığın iksiri de okumaktır, olayların arka plânını iyi analiz etmektir, siper saldırıların yerini ve yönünü tespit etmektir, dolduruşa ve gaza gelmemektir, hayır diyebilmektir, duygu sömürüsü yapanları iman gücüyle sezmektir, emin olunmayan dala basmamaktır, bir dalda dokuz ceviz görmedikçe dala taş atmamaktır, sağlam şirketlerden alış-veriş yapmaktır, güvenilir birimlerden ve kişilerden bilgi almaktır, kısaca eşeğini sağlam kazığa bağlamaktır. Her şeye rağmen gene piyasada insan çarpılır mı, çarpılır. Görünen ve görünmeyen kazalardan ve belâlardan Hak Teâlâ'ya sığınmaktır. Bu mevzuda Felâk ve Nas Surelerini okumanızı öneririm.

Rahman ve Rahim olan Allah Teâlâ 'nın adıyla

113-FELAK:

1 - De ki: "Ben, ağaran sabahın Rabbine sığınırım,

2 - Yarattığı şeylerin şerrinden,

3 - Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden,

4 - Ve düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden,

5 - Ve hased ettiği zaman hasetçinin şerrinden.

114-NAS:

1 - De ki: Sığınırım ben insanların Rabbine,

2 - İnsanların hükümdârına,

3 - İnsanların ilâhına,

4 - O sinsi vesvesecinin şerrinden.

5 - O ki, insanların göğüslerine vesveseler fısıldar.

6 - Gerek cinlerden, gerek insanlardan.

Yüce Allah Teâlâ doğrusunu söyledi.

18.02.2024

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.