Çin'de yaşayan bir yaşlı köylünün güzel bir atı varmış. Köylü neredeyse bütün işlerini bu at sayesinde yaparmış. Bir gün köylünün atı kaybolmuş. Haberi alan komşuları, "Bundan sonra ne yapacaksın, bir atın vardı o da gitti. Artık büyük sıkıntı çekeceksin" derler.
Komşularını dinleyen köylü "Durun bakalım ne zaman ne olacağı belli olmaz. Atımın kaybolduğu doğrudur. Şimdilik sadece bu tespiti yapmak gerekir" der. Aradan kısa bir süre geçer, köylünün atı, beraberinde 10 tay ile geri döner. Köylünün etrafına toplanan komşuları bu defa "Ne kadar şanslı adamsın, atın gitti, yanında 10 tane tay getirdi" derler.
Köylü, "Atımın beraberinde 10 tane tay getirdiği doğrudur. Ama bu büyük bir olay değildir. Şimdilik sadece bir atım ve 10 tayım olduğu tespitini yapmak lazım" der. Aradan bir süre geçer. Köylünün büyük oğlu, tayları eğitirken birinin üzerinden düşer ve ayağını kırar. Komşuları, "Ne bahtsız adamsın" derler.
Köylü, "Oğlumun ayağının kırıldığı doğrudur. Ama bu bu kadar büyük bir olay değil. Sadece bunu tespit etmek yeterlidir" der. 10 gün sonra Çin İmparatoru savaş kararı verir. Eli silah tutan sağlam ne kadar genç varsa askere çağrılır. Köydeki bütün gençler götürülür. Askere gitmeyen tek genç, köylünün ayağı kırık oğlu olur. Köylü komşularına döner, "Gördünüz mü, ne zaman ne olacağı belli olmaz. Tespitte bulunmak yeterlidir. Bir olay ile herşeyin bittiği ya da kazanıldığı anlamını çıkartmak hatadır" der.
Not: Bu yazıyı 08.06.2015 de 7 Haziran seçimlerinden bir gün sonra paylaşmıştım. Ders alınmayınca "tespitte bulunmak" yeterli değilmiş demek!