TAM MUHALEFETE GÖRE ADAY

Ekrem İmamoğlu'nun hakkı yenmez. Muharrem İnce'den daha başarılı. Karşıtları onun yalanlarını yalanlamaya yetişemiyor. İnce traktörü pompaya çekiyor, doldur bakalım diyor, depo dolduktan sonra ver fişi deyip 'bakın, motorin fiyatı şu kadar, işte burda yazıyor' diye hava atıyordu. Tabi karşıda 'ulan her benzin istasyonuna giren traktöre çiftçi indirimi yapılır mı acaba' diye sorgulama yapacak bir kitle yok. Tam tersine ' vay be, nasıl ters köşe yaptı' diye yalayıp yutacak bir kitle var. Aynı kitle 'Amerikalılar beni aradı' dediği zaman 'vay be... ne adayımız var, Genel başkanımızı aramıyorlar bunu arıyorlar' diye iç geçiriyordu.

İmamoğlu daha pişkin. O gaipten duyumlar alıyor. Dosyaları kaçırıyorlarmış, öyle haberler geliyor diyor. Kameramanları kovmuşlar diye haber aldım inşallah doğru değildir diyor. Dün de 'Binali bey soruları istemiş dedi İsmail söyledi, inşallah doğru değildir diye çakıyor. Çakıyor da çakıyor. Dosyalar nasıl kaçırılır hepsi dijital ortamda, kameramanlar kovulmadı işine devam ediyor denildiğini duymuyor, duyurmuyor. Zaten o kesim de bunları duymak istemiyor. İlk söylenenler onlara yetiyor.

Bu durum İsmail'in de gücüne gidiyor. Tutuyor 'yok öyle bir şey; ne Binali bey soru istedi ne ben böyle bir şey dedim' diye açıklama yapıyor. Muhtemelen Binali bey de 'ulan biz neye çattık' diye içinden geçiriyor. Tabi şizofren kesim buna da itibar etmiyor. Olanı değil, olmamış olanı olmuş gibi kabul etmeyi seviyor. 'Gördün mü bak Binali soruları istemiş, yemedi tabi...'

Ekrem bey, duyum aldım diyor ya, yok öyle duyum dedikleri zaman 'ay çok sevindim, hiç istemezdim zaten öyle olmasını' diye kıvırmak için böyle söylüyor. Bu Meral hanım taktiği. O da AKP nin filan yerde milisleri var diye duyum aldım dediğinde millet oraya akın edip de didik didik araştırmasına rağmen bulamayınca 'duyumdu' deyip geçiyordu. S 400 ler sarayı korumak için alınıyormuş, duyum aldım dediğinde de Putin'in kalkıp bunu yalanlayacak hali yok. E o zaman ver coşkuyu alttan alttan hazır mikrofonu bulmuşken.

İşin ilginç yanı o 'şizofrenik kitle' söylenen karşı argümanları duymuyor. Duymak ne kelime işitmek bile istemiyor. Onlar için 'kendinden olanın' söylediği muteber. Olsun yalan olsun, ruhları bunu istiyor. İşte bu yüzden o kesime 'leblebiyi havaya atar ağzıyla kapardı' kitabını 2.500 papele satabilirsin. Duyumlarını rahat rahat pazarlayabilirsin. O nedenle de İmamoğlu tam buraya layık bir adaydır. Ya ne olacaktı yani. Tabi ki kel başa şimşir tarak

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.