Suriyeliler fırsatçı işverenlerin ucuz işçisi oldu.
Fırsatçı ev sahiplerinin kölesi oldu.
Kömürlüğünü boyayanımız 500 lira, ışıksız akrep dolu bodrum kata 900 lira kira aldık.
Çocukları bizim çocuklarımız okula giderken selpak sattı, dilendi.
Kocasız kalmış anneleri de su sattı.
Kira parasını denkleştiremediğinde, o böcekli rutubetli pis bekar odalarının gecesi elli liralık parasını çıkarmak için otel sahibin salyalarına maruz kaldı.
Bizim ikinci el kokuşmuş kıyafetlerimizi giyip ısındı, örtündü.
Beyinlerimizin zihin konforlarını bozdular evet. Halbuki deneseler o ağır bombalara, o kimyasal silaha karşı, evlerindeki çatal bıçak camaşır suyu ile düşmana karşı durabilirlerdi belki de.
Buraya gelemeyenleri Akdeniz sularındaki onbinlerce cesetten biri oldu, Hepsi birer istatistik oldu.
Televizyonda görünce 'ah vah' ettiğimiz, yalandan üzüldüğümüz iki dakikalık savaş ölüsü haberi oldu.
Peygamber de yetimdi, ama olsun o peygamberdi...
Peygamber de hicret etmişti, ama o peygamberdi...
E bu Peygamber kimin peygamberiydi?
HAKLISINIZ
Ne gelselerdi, ne de sizin hasta ruhlarınızın hedefi olsalardı. Temiz temiz ölselerdi di mi...
Ahirette yakanıza yapıştığında ölü bir çocuk, "Allah'ım ama zihin konforumuz bozuldu hem biz doyamıyorduk bir de onlar çıktı"
Allah çarpar seni arkadaşım!
Onlar geldiğinden beri enflasyon hiç yükselmedi.
Üstelik biz onlara, cümle mazluma kol kanat olduk diye belki de Rabbim bize 15 Temmuz'da rahmet verdi. İnsanın sadakası olur da, devletin olmaz mı... Devlet olarak sadakamızı verdik mazlumlara, belalardan korudu Rabbim bizi...
Sınırı geçince toprağı öpen dede,
Tek odalı evinin duvarında bizim bayrağımızı asan o onurlu aile,
Savaşta ağır yaralanan kızını parasız ameliyat edebilmiş baba,
Yaşlı anasına tutunmuş down sendromlu Suriyeli genç adam,
Yetimlerini bayramda baştan sona giydirdiğimiz o elleri öpülesi ana,
Hepsi ellerini kaldırıp minnetle dua ediyor bizler için Allah'a... Ama siz ne anlarsınız. Çünkü siz hep HAKLISINIZ!