Merak etmiyor değilim; Bazı insanlar, köpekleri ve tabiatı sevdikleri kadar insanları niye sevmezler...
Her toplumun ortak özellikleri vardır: Ne tür görüşte ve ideolojide olursa olsun, vehimli insanlarla bir yere varılamaz!
Ne kadar üzücü... Sosyal paylaşım siteleri vasıtasıyla ‘sosyalleşirken’, insanlar iyice yalnızlaşıp ‘asosyal’ hâle geliyorlar...
Evet, evet… Hiç uzaklarda aramayın. Size zarar verebilecek düşman, her toplumda olduğu gibi, sizin de hep içinizde ve yakınınızdadır.
İnsanoğlu gariptir. Hiç biri diğerine benzemez ama her toplumda ‘Puşt’, puştluğunu yapmadan duramaz... Onun fıtratı bunu gerektirir.
Her toplumda benzer örnekler vardır: Üçkâğıtçılar, sahtekârlar ve dalavereciler, herkese yerine getirilmeyecek her tür sözü verirler. Onlara güvenilmez.
Hani diyorum; Şöyle etrafımıza kabaca bir baksak... Hayatın ve etrafımızın tümünün 'şükür' etmemize sebep olacak olan güzelliklerle dolu olduğunu görürüz...
Bendeniz yeni öğrendim; bir simidin son lokması ile bir bardak çayın son yudumunu denk getirenler kimlermiş biliyor musunuz? Biz Türkler... Başka ülke insanlarında bu beceri yokmuş.
'İslami Kimlik' taşıyan bazı insanlar o kadar yoğun bir şekilde narkozlanmışlar ve şoklanmışlar ki, savundukları İslam’a zıt, saçma sapan düşünceleri bile, İslam zannediyorlar.
Her toplumda kendilerine itibar edilmesini isteyen ancak edilmeyen kişiler var ya… 'Beni adam yerine koymadınız' diye isyan edenler var ya... Bu halleri ile gerçekten adam olmadıklarını ispat ederler.
Geçmişte 'şu, şu yanlışlar yapılıyordu. Kimse ses çıkarmıyordu' diyerek, bugün yapılan aynı tür yanlışları savunmak kimseye bir şey kazandırmaz. O zaman ‘yanlış’ olan bugün de ‘yanlış'tır ve hiç bir ‘yanlış’ın savunulacak tarafı yoktur.
Sizler de görmüşsünüzdür, ülkemde her nerede tarihî olsun olmasın bir çeşme varsa, üzerine "tek yol devrim", ‘Kurtuluş bilmem nerede’, ‘aşkım’ gibi abuk sabuk yazılar yazan Vandallar, Vikingler ve Gotlar ile Ostrogotlar olmasa ne güzel olurdu.
Evet, evet… Bir düşünür, ‘İnsan bu! Meçhûl!’ demişti. Görüyorum ki bazı insanları tam olarak anlamak, ‘farklı dünyaların adamı olduğunu görmek’ için yarım asırlık bir arkadaşlık yapmak gerekiyormuş. Daha önce pek tanıma imkânı olmuyormuş.
Toplumumuzda bazı insanlar vardır, dört çeker son model arazi aracı alırlar ama toz toprak olmasın diye, asfalt dışına çıkmazlar… Bunun gibi, bazı insanlar da vardır belki 100 fonksiyonlu teknoloji harikası telefon alırlar ama sadece birini, konuşma fonksiyonunu kullanırlar… Garip değil mi?
Hülâsa,
Tespit daha çok da…
