SOSYAL ZEKÂDAN NAKİLLER Prof. Dr. Salih Şimşek

Bir soru üzerine Sosyal Zekâ şöyle demiş: Kâinatta görülebilen her şey mucizedir, tabii görüp, anlayabilenler için…

Bir soru üzerine Sosyal Zekâ, şöyle demiş: İçi boş bir cevizin, içi dolu olduğu düşünülerek verilen kavganın taraflarına yazıklar olsun!

Bir soru üzerine Sosyal Zekâ, şöyle demiş Biliyoruz değil mi? Doğduğumuz günden beri yaşıyoruz. Daha ne kadar yaşayacağımız da bizce belli değil...

Bir soru üzerine Sosyal Zekâ, şöyle demiş: Bazı insanlar vardır; hayatları 'yanlış' üzerine kurgulanmıştır ama onlar hep 'doğru' yaptıklarını sanırlar...

Bir taşmada bir kişiden bahsedilirken Sosyal Zekâ şöyle demiş: Adamın kendisi ‘ayıp’ diye bir kavram bilmiyor, ama başkasının bazı iş veya eylemlerine ‘ayıp’ diyor!

Bir soru üzerine Sosyal Zekâ, şöyle demiş: Kâfirler hiçbir zaman Müslümanları sevmezler. Şeytan da Müslümanları sevmez. Demek ki Müslümanların dostu yine Müslümanlardır.

Bir toplantıda ‘tefekkür’ konusu tartışılırken Sosyal Zekâ, şöyle demiş: Tefekkür edecekseniz, yalnız başınıza yollara çıkın. Yollar, her yolcu için olmasa bile, çoğu seyyahlar için iyi birer tefekkür mekanlarıdır.

Sosyal Zekâ, bir toplantıda herkesin bildiği bir kişiyi kast ederek demiş ki: Adam, illâ eleştirecek ya...Bakın ‘çözüm yolu’ gösteremeyenlerin ve bir fikri olmayanların yapacakları en kolay iş, ‘biliyormuş havasında’, eleştiri yapmaktır.

Bir toplantıya katılan Sosyal Zekâ, orada şöyle bir tespitte bulunmuş: Sadece belirli bir TV kanalı seyredenler ile internetten bir haber-yorum kanalını veya sadece bir gazeteden gündemi takip edenler, onlar ne verirlerse onu yerler... Verilenler zehir bile olsa farkında olmazlar, olamazlar…

Bir seçim propagandasını takip eden Sosyal Zekâ hayretler içinde şöyle mırıldanmış: Ne garip bir ülkede yaşıyoruz, ama çok da seviyoruz... Adamlar topluma ‘yıkım’ ve ‘felâket’ vadediyorlar ve ülke nüfusunun üçte birinin oyunu ayıyorlar... Allah, Allah... Nasıl olur olur böyle bir olay, aklım almıyor...

Bir grup insanın sohbet toplantısında bulunan Sosyal Zekâ, sohbet bitiminde haziruna şöyle hitap etmiş: Evet, evet... Hiç endişe etmeyin, merak da etmeyin... İnsanoğlunun yeryüzüne gelişiyle başlayan ‘hâk’ ve ‘bâtıl’ savaşı, kıyamete kadar devam edecektir. Yoksa dünya bir imtihan alanı olmazdı... Allah û âlem...

Bir açık oturumda konuşmacı olarak bulunan birine, Sosyal Zekâ’ şöyle hitap etmiş: Kabulleneceksiniz efendim, kabulleneceksiniz! Herkesin bir konu üzerinde mutabık kalamayacağını, farklı düşünebileceğini, hatta aykırı yorumlar yapabileceğini kabulleneceksiniz... Aksi halde robotlardan bahsediyor olursunuz...

Bir açık oturumda konuşmacı olarak bulunan birine, Sosyal Zekâ’ şöyle hitap etmiş: Bak dostum. Akıllı yöneticiler, kişilere önce birer makam verir ve onları o makamda iken dener. Makamda ‘başarılı’ olanlar terfi ettirilir. Başarısız olanlar saha dışına şutlanırlar, meselâ Reis’in uzun zamandır yaptığı gibi… Hatta bazen öyle yapar ki ‘zararlarını def etmek için’ Şeytanları bile yanından ayırmaz.

Sosyal Zekâ, dünyanın çeşitli yerlerinde hüküm süren katliam, soykırım ve cinayetlerin konu edildiği bir toplantıda şöyle bir tespitte bulunmuş: Dünya kurulduğundan beri o kadar çok Zâlim, Tiran, Firavun, Diktatör ve Despot gelip geçmiştir şu âlemden, ama hiçbir zaman, Zâlimlerin Zulmü bâki kalmamıştır. Biline ki ve bilinen tarih de şahittir ki, geçmişin olduğu gibi, bugünün zalimlerinin de yarının muhtemel zalimlerinin de zulümleri bâki kalmayacaktır!