Mustafa Cemal TOMAR
SOSYAL OLANAKLARDAN DERS ÇIKARMAK
SOSYAL OLAYLARDAN DERS ÇIKARMAK
Hayatta bir çok olumsuz olaylar, yaşanmışlıklar var, bu yaşanmışlıkların bir çoğundan şikayetçi oluruz. Olumsuz yaşanmışlıklar bize aslında birer uyarıdır. Olumsuz yaşanmışlıklardan olumlu çıkarımlar elde edebiliriz.
Olumlu ya da olumsuz yaşanmışlıklar eğitimciler ve sosyal bilimciler için fırsatlar ve mesajlar veriyordur. Örneğin: Bir okulda öğretmeniniz. Öğrencileri Beden Eğitimi dersinde okul bahçesine çıkardınız. Öğrencilere serbestçe oynamaları gerektiğini belirttiniz ve öğrencileri izlenime aldınız. Dersin başlamasından sonra, ardarda şikayetler gelmeye başlıyor. Öğrencinin birisi; "filân öğrenci benim oynamama mani oluyor, ya da beni oyuna almıyor" dese, bir eğitimci bu şikayeti nasıl okumalıdır konusu üzerinde bir analiz yapalım. O zaman konu daha iyi anlaşılacaktır kanısındayım
. Bu tür şikayetler bize bazı önlemleri almamızı hatırlatıyor. Öğrenciler arasında var olan sorunu gün yüzüne çıkartıyor. Bir çocuğun oyuna alınmaması ya da oyundan dışlanması öğrenci psikolojisi üzerinde büyük tahribat yapıyor. Bu bilinçle hareket ettiğimizde, bu olay karşısında gerekli önlemi almamız gerektiğini bu vakıadan anlıyorum. Böyle şikayetleri pas geçemeyiz.
Bize bu olayı yaşatan olay "önlem al" çağrısında bulunuyor aslında. Olumsuz olaylardan ders alamazsak olumsuzluklar artar ve daha sonra çözümü zor olan bir kirtaba girilmiş olur.
Doğa olaylarında bizlere uyarılar var her zaman. Doğa afetlerini doğru okuduğumuzda aslında bize kendi lisanıyla çözüm yollarını da gösteriyor. Nehir taştığında; "bak bizim taşkınlığımızı ve gücümüzü görün, önümüzde ne varsa göz yaşına bakmadan alıp götürüyoruz, ey insanlar! akıllı olun, bilim ve fen ilimlerini esas alarak yapılarınızı yapın, bizim yatak alanımızın içine girmeyin" demek istiyor, kendi lisanıylâ. Bu uyarılar dikkate alınmadığı zaman felâket meydana geliyor, binalar yıkılıyor, can kayıpları meydana geliyor.
Bizde güzel bir lâf var. "Deprem insan öldürmez, binalar insan öldürür" diye. Ne kadar da doğru bir söz. Japonya'da 9 şiddetinde deprem olur, 9 kişi ölmez, bizde 7 şiddetinde deprem olur, 70 bin kişi ölür. Japonlar doğanın dilinden anlıyor, olaylardan ders çıkartıyor, bilim dilini kullanıyor, bizler ise doğa olaylarına inat işler yapıyoruz. Sonra mağlup olan, kaybeden biz oluyoruz. Bilimsel verilere inat iş olmaz. Yoksa mağlup oluruz.
Yukarda İfade ettiğim sosyal olaylar da bize daima bir hatırlama ve uyarıdır. Her olumlu ya da olumsuz olaylardan doğru çıkarımlar elde etmemiz lâzımdır. Böyle yaptığımız takdirde ilerler, çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmış oluruz.
Maalesef bu dikkat çekmeye çalıştığım konu üzerinde de ne ferd bazında ne de toplum olarak doğru çıkarımlar elde edemiyoruz.
Bu bakımdan neler oluyor derseniz şöyle açıklamak mümkündür:
Doğal felâketlerde çok fazla mal ve can kaybına uğruyoruz. Toplumda çok fazla sosyal olaylar meydana gelmektedir. Trafikte, terörden fazla can kaybı yaşamaktayız. Okullarda eğitim- öğretimde olumsuz yönde gelişmeler meydana gelmektedir. Esrar, eroin gibi bağımlılık oluşturan uyuşturucu içeceklerin sayısında artışlar meydana gelmektedir. Ailenin çöküşü ve boşanmalarda büyük artışlar meydana gelmektedir. İşsizlik ve hayat pahalılığının önü alınamamaktadır. Gelişmekte olan ülke konumunda kalındığından sürekli gelişen ülkelerden emir almak durumu hasıl olmaktadır. Milli ve manevi duygularımız istismar edilmektedir. Evlilik yaş ortalaması yükselmekte, nüfuz büyük bir hızla azalım eğilimine girmektedir. Hukuğa güven azalmakta, kara para aklama kat sayısı artmaktadır. Vatan ve millet sevgisi yerine para ve makam sevgisi yer almaktadır. Büyüğe saygı azalmakta küçüğe sevgi yok olmaktadır. Sineler, merhamet duygularıyla ummanlar gibi açılma yerine, nefret ve kötü duygularla kaplanmaktadır. Kısaca bütün insani değerlerimiz yok olmaktadır.
Yazılı ilahi mesajlara gözümüz -gönlümüz kapalı, bari kainat mesajlarına gönlümüz- gözümüz açık olsun. Gaurların maddi yönden gelişim göstermelerinin sebebi Allah Teâlâ'nın kevni ayetlerine kulak vermelerinden kaynaklanıyor. Ahlâken çökmelerinin sebebi ise Kur'an ayetlerine ve Peygamberimiz sav 'in örneklik hayatına gönüllerini ve gözlerini kapatmalarındandır. İnsanlıkta zirve yapmanın yolu, kevni ayetlere ve Kur'an'a sarılmakla mümkündür.
Sosyal olaylar ve doğa olaylarının da her biri bize birer ayettir, hatırlatmadır, uyarıdır. Yerine ve zamanına göre akledebilen,yeri ve zamanı geldiğinde gereğini yapanlara ne mutlu! Selâm ve saygılarımla...
08.02.2024