Demokratik sistemlerde siyaseti, sosyo-ekonomik faktörler belirliyor. Çok parti düzeni olmadığı zaman ve mekanlarda, demokratik sistem işlemez. Çok parti olduğu zaman, toplumsal ayrışmalar başlıyor. Zira, siyasi partiler, sosyo-ekonomik ayrıcalıklar üzerine kuruluyor.

Ekonomik gelişmenin aşamasına göre sosyal yapı şekillenir. Sosyal yapıdaki şekillenmeler, siyasi partilerin politikasını tayin eder.

-Tarım üretim aşamasında, din ve dinin mezheplerine göre ayrışma önlenemez. Tarımdan sanayiye geçiş aşamasında, bu etkinlik azalarak devam eder.

-Sanayi toplumunda ise sosyal sınıflara göre ayrışma kendiliğinden oluşur. Tayin edici olan Orta Sınıftır. Orta sınıfa hitap eden partiler iktidar oluyor.

Sanayileşen toplumlardaki sınıfsal ayrışma, Üst-Orta ve Alt Sınıflardakilere göre şekilleniyor. Üst sınıfı sermaye sahipleri ve zenginler oluşturuyor. Orta sınıf, emek ve asgari ücret kadar da mülkiyet geliri elde edenlerden oluşuyor. Kriter tasarruftur. Tasarruf edebilenler, orta sınıfa giriyor. Tasarruf edemeyen emekçiler, zar-zor geçiniyor ve Alt sınıfı oluşturuyor.

Siyasi partiler de bu yapıya göre şekillenir. Merkez Sağ Partiler, orta ve üst sınıfa hitap eder. Orta sınıf tutucu olduğu için, egemen din ve mezhep ile soslanır. Alt sınıfa, SOL Partiler hitap eder. Sol partiler, günümüzde Sosyal Demokratlar ve Sosyal Liberaller diye ayrıştılar.

Türk siyasetine baktığımız zaman, siyasi partilerin yapısını aşağıdaki gibi açıklamak mümkündür.

-Kürt ayırımcılığı üzerine çalışan partiyi, bir tarafa bırakmalıyız. Zira ayırımcılar, demokrasinin zaafını sonuna kadar kullanır. Eşit vatandaş ilkesi ile dahi yetinmezler. Daha çok demokrasi talebi, anarşiye kadar gider. Anarşi baş gösterince, anarşistin koruyuculuğu başlar. Anarşi beraberinde şiddeti getirir. Ayrıcalık üzerine kurulu partiler, demokratik sistemin yaşamasına engel olan en büyük felakettir.

-CHP, ana muhalefeti oluşturuyor. Sosyal demokrat parti olarak kendini tanımlıyor. Uluslarası Sosyalist Enternasyonalin üyesidir. Sosyal demokrat partiler, toplumun alt sınıfına hitap eder.

- 20 yıldan beri AKP iktidarda bulunuyor. AKP, merkez sağ bir parti. Orta ve Üst sınıfa hitap ediyor. Sosyal Liberallerin, sosyal devlet ilkesini uyguluyor. Bu sayede hem sağdan ve hem de sol alt tabandan oy alıyor. iktidarını koruyor.

- Türk Milliyetçiliğini savunan MHP, siyasi iktidarın destekçisi oldu. Ancak, bu destek partinin ikiye ayrılması ile sonuçlandı. İyi Parti, MHP den ayrıldı. Siyasi iktidarın yanlış politikalarına MHP'nin destek vermesi, İYİ Partiyi güçlendiriyor.

Önümüzde seçimler var. Seçimler, yukarıdaki kristal ayrıcalıklar üzerine kurulu partilerin ittifakına göre yapılacak. MHP ve AKP Cumhur İttifakını oluşturdu. Karşısında, CHP ve İyi Partinin başı çektiği, marjinal 4 parti ile birlikte 6 lı masa mevcut. Adına Millet İttifakı deniliyor.

Türk seçmeninin davranışları bellidir. Türkiye'de sağ oylar yüzde 70 civarında bulunuyor. Sol oylar ise yüzde 30 civarında bulunuyor. Bu sosyolojik bir yapıdır. Değişmiyor. Demek ki, Türkiyede çoğunluğu sağ partiler temsil ediyor. Sol partileri temsil eden birinin Cumhurbaşkanı seçilmesi imkansız görünüyor.

Birisi sol, diğeri sağ partinin aynı potada birleşmesi olası değildir. CHP ile İyi Parti aynı politikayı üretemez. Baştakiler uyum içerisinde olsa dahi, temsil ettikleri taban buna engeldir. Altılı masada mevcut marjinal bir partinin ''Türk kelimesini Anayasadan çıkaracağız'' diye söylem üretmesi, İyi Partinin siyaset felsefesi ile uyuşmaz. Hükümet felsefesi ile hiç uyuşmaz.

Altılı Masa, solu temsil eden bir Cumhurbaşkanı adayı çıkardığı taktirde, kaybedecektir. Çünkü, seçmenin çoğunluğu, sağı destekliyor.

Altılı Masa, sağı temsil etmek üzere bir aday koyabilir. Adı geçen adaylar arasında Ankara Belediye Başkanı var. Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş, sağ anlayışı temsil eden kökenden geliyor. Mansur Yavaşı koydukları taktirde, iki sağ aday yarışacaktır.

Sn. Mansur Yavaş daha şanslı görülüyor. Zira, merkez sağ adına hareket eden AKP iktidarı, ekonomide büyük hatalar yaptı. Ekonomiye aşırı müdahale etmek, merkez sağ anlayış ile bağdaşmaz. Enflasyon, servet vergisine dönüştü, nakit varlıkları eritiyor. Orta sınıf servet vergisi uygulamasını kabul etmez. Sorumluluğu, siyasi iktidara yüklüyor.

Türkiye gerçeğinde, üst ve orta sınıf, zarar etse dahi, sola oy vermez. Altılı Masa, sağ görüşlü birini aday göstermediği taktirde Cumhurbaşkanı seçimini kaybediyor.

Siyasal toplum akıl üretir. Sosyal Psikoloji Bilimi ''çoğunluğun karar vermede sağ duyu sahibi olduğunu'' ispat etmiştir. Akıl ile hareket eden siyasal toplum, sol adayı seçmese dahi, Meclis çoğunlunu Millet İttifakına verecektir. Ki bu sayede, siyasette ''KONTROL VE DENGE'' mekanizması işlerlik kazanacaktır.