Çeşit çeşit yorgunluklar vardır. Yollardaki yorgunluklar, insanı dinlendirir.

Hayatın ‘varılacak bir yer’ değil, ‘kısa süreli bir yolculuk’ olduğunu anlamayanlara yolu, yolları ve yolculukları anlatmak ne mümkün…

Uzayın derinliklerinde bir süre gezinti yapma planım var. Ancak hangi yoldan gideceğime karar veremedim. Dostlar, bir el atın da karar vereyim.

Yahu arkadaş; bu adamların, yani bu hükümetin işi gücü yok mu? Seyyah biri olarak, Türkiye’nin her neresine gidersem gideyim, her yerde duble yol inşaatı var… Durmadan yol yapıyorlar… Bu kadar parayı nereden bulurlar ki? Ya da nereden yürüttüler ki?

“Gün akşam oldu, bir dost bulamadım” sözünün aslını soracağım bir seyyah aradım yıllarca… “Seyyah oldum su âlemi gezerim bir dost bulamadım, gün aksam oldu” dizelerinin gerçeklik payı var mı? Başkalarını bilemem ama ben gezdiğim her diyarda onlarca dost sahibi oldum. Elhamdülillah.

Geçmişi hatırlamak kötü bir şey mi? Yıllar önce bir gece Bulgaristan’da Plovdiv şehrine girmiş, yol kenarında müşteri (!) bekleyen zavallılara acımış, yemek yiyecek bir yaramış ve bulamamış sonra da Meriç Nehri kenarındaki Maritza Hotel'de bir gece geçirmiştim. Ben o zaman Plovdiv'in bizim meşhur Filibe'miz olduğunu öğrenmiş ve derin bir âhh çekmiştim

Dünyamızın nüfusunun 8 milyar civarında olduğu tahmin ediliyor. Gerçek sayıyı ancak Yaratan bilir. Bugün de, 120.000 civarında insan dünyaya veda etti. Dünyaya ‘vedalar’ da aslında birer yolculuktur ve bu yolculukların geri dönüşü de yoktur. Yarın da ömürlerini tamamlayan on binlerce insan dünyaya yine veda edecek. Hiç düşündünüz mü, yarın gidecekler içinde kimler olacak, kalacaklar içinde kimler bulunacak?

İnsanların aslında hiçbir ‘yol problemi’ olmamalı… Benim de mensubu olduğum konar-göçer Yörükler gibi, her yer onlar için yol olmalı… Has Yörükler hep misafir gibi yolculardır… Derler ki; yolcular ve misafirlerin nesi olur ki? Konarlar ve gidecekleri istikamette buldukları bir araziyi yol kabul edip göçerler… İşte o kadar… Aynen insanoğlunun, doğup bir süre sonra öldüğü gibi…

Allah, bazı kullarını, zannedersem, sadece ve sadece her şeye 'muhalefet etmek ve karşı çıkmak için' yaratmış... Bir nevi ‘kör’ yaratılmışlar. Ben diyorum ki; ‘bakın bu yollar çok güzel!’... Bu, sadece ve yalın bir tespit... Birileri hemen diyor ki; kaça yapıldı? Kimin parası çalınarak yapıldı vs. Yahu arkadaş, ben onları söylemiyorum. Diyorum ki; ‘yollar çok güzel’. Değilse ‘değil’; öyleyse, ‘öyle’ deyip, hakkı teslim edin. Ne olur, sanki ölür müsünüz? Ona buna karşı maskara olmayın. Şimdi ben ne diyeyim Allah’ım? Görmek istemeyenlere göz gerekmez ki... Onlar sadece bakar, ama görmezler...

Şimdi var ya… Kalkıp Can Azerbaycan'a uçacaksın. Önce yıllarca hasreti çekilen ve katillerin terk ederken yakıp yıktıkları Mazlum Karabağ’ı ziyaret edecek, orada şehit olanların ruhlarına Fatiha okuyacaksın. Sonra Bakı’ya gideceksin. Orada bir araç kiralayıp Hazar sahiline ulaşacak, sahil boyu kuzeye doğru yol alacaksın. Dağıstan topraklarından Rusya'ya gireceksin. Nerede akşam, orada sabah edeceksin. Sonra Kazakistan'a geçecek güneye yöneleceksin... Özbekistan'ı kuzeyden güneye, boydan boya geçecek Türkmenistan'a gireceksin. Devamla oradan İran'a girecek, Hazar'ın güney sahilini turlayarak tekrar Can Azerbaycan'a Bakı’ya döneceksin. Bakı'da biraz nefes alıp Anavatan'a avdet edeceksin... Hayal bu ya... Olsun... Hayal kuranlardan ölen olmamış ki...