Mustafa Cemal TOMAR
ŞEYTANIIN TUZAKLARI
ŞEYTANIN TUZAKLARI
Hiç bir şey görüldüğü gibi olmayabilir. Düz birr nesnenin bir kısmını suyun içine kayduğumuzda gözümüzle nesneyi kırık gibi görürüz. Aslında nesnede bir değişiklik yok, bizde göz yanılması vardır. Algılarımız da yanılabilir, buna da psikolojide "algı yanılması" denir. Bundan dolayıdır ki;
Olaylar bazan görüldüğü minval üzere olmayabilir. 21.yılın ilk çeyreğini noktalamak üzereyiz. "Şeytanın yeryüzündeki temsilcileri" insanlığın hayatını felc etmek için, Kur'an'ın tabiriyle " ekini ve nesli fesada uğratmak için" akla hayale gelmedik senaryolar ve oyunlar kuruyorlar. Bu senaryoları ve oyunlarını bizlere "altın tas"ın içinde sunarak bizim de onayımızı alıyorlar. Tıpkı şeytanın Adem AS ile Havva anamızı cennette, ebedi kalmak isterseniz yasak ağacın meyvelerinden yenilmesi gerektiğini söyleyip onları aldatan şeytan gibi, şimdi de bizlere cennet gösteriliyor, sonra da cehennem karşımıza çıkıyor. Özde değişen bir şey yok. Bakara Suresi'nin 36. Ayet-i celilesinde Allah Teâlâ -" Bunun üzerine şeytan onları(n ayağını) oradan kaydırdı, içinde bulundukları (cennet yurdu)ndan çıkardı. Biz de: "Birbirinize düşman olarak inin, orada belirli bir vakte kadar sizin için bir karar yeri ve bir nasib vardır." dedik" buyurmaktadır.
Bu şeytanın yeryüzündeki temsilcileri tarih boyunca sinsi plânlar kurmuşlar, hayata geçirmeye çalışmışlardır. Onların bu plânları çoktur, saymakve yazmak oldukça çoktur. Bu sinsi oyun ve plânlarını aralıksız sürdürmeye devam etmektedirler. Son olarak "Baris İklim Şartı" nı önümüze koydular. Bu plânın kısa amacı: "nesli ve ekin"nin doğasıyla oynamaktır. İnsanlığı ve onun besinlerini tamamıyla kontrol altına alarak dünya hakimiyetini eline geçirmektir. Gelecekteki hedefleri budur. Bu projeyi hayata geçirmek için dünyamızın doğal yapısını bozmak için ellerinden gelen her türlü gayreti göstermektedirler. Yeryüzündeki ani sel baskınları, deprem ve yangınlar, kuraklığın oluşması, mevsimlerin şaşkınlığı, hava sıcaklıklarındaki yükselişler, buna bağlı olarak hastalıkların artması, ölümlerin hızlanması vs hep bu plân ve projenin ürünüdür. Pek yakın zamanda iklim ile ilgili bir yasa tasarısı meclise sunulacak. Velilerimizin görüşleri ve tavırlarını merak etmiyor değilim.
Onun için şeytanın yeryüzündeki temsilcilerinin bütün plân ve projelerine temkinli yaklaşmak zorundayız. Nasıl ki şeytan hiç bir zaman bizim iyiliğimizi istemez, onun temsilcileri de aynı misyon üzeredirler. Şeytan gbi ebedi düşmanımızdırlar. Onların tuzaklarını hemen farketmemiz lazım. Onlardan çok daha fazla uyanık olmamız lazım. Halk arasında bir söz vardır: "Sen giderken ben geliyordum" diye. Hakkı üstün tutmanın yolu bilim ve teknolojide düşmanlardan çok daha ilerde olmayı gerektirir. "Vellahu hayrul makiriin" Allah Teâlâ tuzak kuranların tuzaklarını bizim ellerimizle düşmanların başına geçirir. Eğer çalışır, çabalar, fende, bilim ve teknolojide, hayır yolunda her yönüyle ileri boyuta geçersek bu ayet gerçekleşir. Yoksa günümüzde olduğu gibi olur. Dünya hakimiyeti bizden gider. Oysa ki " güneş,ay, yeryüzü" bizim hizmetimize sunulmuştur.
Olaylar görüldüğü gibi olmayabilir demiştim yazımın başında. Bazen hayır gibi görünen şeyler, şer olabilir. Dolayısıylâ olayların fotoğraflarını bazen ters çevirip bakmak gerekir. Çok farklı durumlar karşımıza çıkabilir. Müslüman ne aldanandır, ne de aldatan. Maalesef çok aldanıyoruz. Ondan hep kaybediyoruz.
Dünyamızı zillete çevirenlere fırsat veriyoruz, destek veriyoruz, bazen susuyoruz, günü kurtarmaya çalışıyoruz. Farkında olmadan hem dünyamızı hem de ahiretimizi kaybedenlerden olacağız. Rabbim gaflet uykusundan uyanan kimselerden bizleri eylesin inşallah.
02.10.2023
M. Cemal TOMAR