Mustafa Cemal TOMAR
SADAKA MALIN BEKÇİSİDİR
SADAKA MALIN BEKÇİSİDİR
Samsun Anadolu Lisesinde ÖSYM sınavında görevliydim. Etrafa bakınırken duvara asılı olan bir yazı ilişti gözüme. Yazının sonunda "Sadaka malınızın bekçisidir" yazıyordu. Çok hoşuma gitti bu söz. Bu sözün üzerine bir yazı yazmaya çalışayım dedim.
"Tasattuk ve Sadaka" aynı kökten geliyor sanırım. Allah Teâlâ'nın rızasını kazanmak adına tasattuk edilen her şey bir sadaka kabul edilmiştir dinimizce. Rıza-i Bari için yoldaki taşı kaldırmak, birinin yüzüne gülümsemek, birine çay ya da kahve ikramında bulunmak, düşen birisinin elinden tutup kaldırmak, birine hal hatır sormak...vs "sadaka" kapsamına giriyor. Ne güzel bir dinimiz var. Yaptığımız her şey satır satır amel defterimize işleniyor. Zilzal Suresinin son iki Ayet- i Kerimesinde buyurulduğu gibi, "zerre iyilikler de zerre kötülükler de" karşılık bulacaktır. İyilikler katlanarak bize dönecek, kötülükler ise misli kadar olacaktır. "Ve ma zalemuna, ve la kin kanu enfusehum yezlimuun" Allah Teâlâ kullarına zerre misali zulmetmez, kendi nefsimiz bizi zulme uğratır.
Bir Hadis-i şerifte Resûlullah " mallarınızı zekatla temize çıkarınız" buyuruyor. Bir ağacı budamazsan sağlıklı büyüyemez, bir ekini fazlalıkları ayıklamayıp çapalamaz ve gübre atmazsan iyi verim alamazsın. Kazançlarımız tertemiz olmasını istiyorsak ve istikrarlı büyümek istiyorsak sadaka, infak ve zekât yoluyla mallarımızı temizlemeniz gerekir. Aksi halde, hastalık gelir, tufan gelir, bela ya da kaza gelir, malımız elimizden gidebilir. Bizim geleneğimizden öğrendiğimiz bir söz vardır:"Helal para ise gelir seni bulur" diye. Ne de güzel söylemişler. Malımızın güvende olmasını istiyorsak sadakasını verelim, ilmimizin sadakasını da kendi cinsinden verelim. Bedenimizin sadakasını da gerektiği yerde cihad ederek, bedenen bir hayır kurumunda çalışarak vermek gerekir. Her zenginliğin sadakası kendi cinsindendir diye düşünüyorum.
Sadaka var ya hem malı, hem canı korur. Bizzat bunu yaşayarak gördüm.Bir hatıramı anlatmak isterim.
Yıllar önce ticaretle uğraştım. Ticareti sonlandırmaya karar vermiştim. Terme Saray Caddesi üzerinde Kerim CAN adlı bir bakkal vardı. Bir miktar alacağımı bir pazar günü sabahında, dükkanına uğrayıp, bağışlayıp helal ettiğimi söyledim. Yanımda Emekli öğr. Raif KAYA hocam da vardı. Aynı gün Hocamla Giresun'a geçtik. Akşam üzeri Giresun'dan dönerken Karadeniz kara yolunun en uzun tüneli olan Nefise Akçelik (3820 m) tünelinden geçiyorduk. Tünelin orta yerinde önümüzden giden bir tır aracı sollamaya kalkarken tırın dorsesinin arka lastiklerinin içinde bulunan çelik jant yerinden kopup yola savruluyor, karşı duvara çarpıp geri tepiyor, çok yüksek bir ses de çıkarıyor. Tam önümden fırlıyor, karşı duvara çarpıp geriye yansıyor. V hareketi yapıyor, ben araçla tam arada kalıyorum, zerre miktarı bize ve araca zarar vermiyor. O ortamda soğukkanlılığımı da koruyorum. Rabbimin bir mucizesi olarak kazasıs oradan kurtarıyoruz. Ben o gün sabahleyin yaptığım iyilikten o kazadan Rabbim bizi koruduğuna inanıyorum.
Evet sadaka malımızın ve canımızın bekçisidir. Allah Teâlâ'nın rızası için iyilik yapmaya devam edelim, malımızın ve canımızın sadakasını vermeyi ihmal etmeyelim. Sadaka ve infak için dinen zengin olmaya gerek yoktur. Sadaka, infak ve zekât aslında malımızı hem bereketlendirir, hem de artırır. Selam ve Dua ile...
19.06.2023
Başöğretmen
M.Cemal TOMAR