Adnan ONAY
Rize ve Coronavirüs
Sağlık Bakanlığı ilk Coronavirüs vakasını açıklamasının ardından 20 gün sonra vakaların il il dökümanı açıkladı. Maalesef tabloda nüfusuna göre vaka sayısında ilk başta yer alan illerden biri de Rize..
Peki neden Rize bu durumda?
Türkiye’de Coronavirüs vakası ortaya çıkar çıkmaz kimi çevreler “vakalar neden il il açıklanmıyor” diye baskı yapıyor, iktidarın vakaları sakladığı yönünde kuşkularını dile getiriyordu.
Ben ise, şehirler arası geçişlerde sıkı önlem alınmadan vakaların il il açıklanmasının fevkalede yanlış olacağını, okulların tatil olmasıyla birlikte bunun bir tür ‘memlekete dönüş’ furyasına yol açacağını belirtiyordum. Yetkililer de aynı kanaati taşımış olacak ki il il vaka tablosu şehirler arası geçişler sınırlandırılıp, sıkı önlemler alındıktan sonra, 20 gün üzerine ayrıntılı açıklamalar yapılmaya başlandı.
Ancak, şehirlerarası geçişler, illere girişler kısınlanana kadar ‘atı alan çoktan Üsküdar’ı geçmiş’ büyük şehirlerde yaşayan vatandaşların birçoğu çoktan memleketlerine dönmüştü.
Hatta ‘fırsat bu fırsat’ deyip kimileri de yazlık yerlere tatile çıkmış, buradaki evlerine koşmuştu.
Bu noktada bir eleştiride bulunularak, ‘yetkililer okullar tatil olduğu günden itibaren şehirler arası araç geçişlerini, şehirlere dışarıdan girişleri sınırlamalıydı’ denilebilir.
Elbette, sorun sadece bu kısıtlamaların erken başlatılmamasıyla sınırlı değildi. Bu esnada, havayoluyla taşımacılık da devam ediyor, yurt dışında olan 400 bine yakın vatandaşımız havayoluyla yurda dönüyordu.
Bunların içinde umreye gidenler de vardı ve umreciler yurdun dört bir yanından olup, dönüşlerinde kendi memleketlerine dönüyorlardı..
Umreciler yurt dışından dönenlerin yaklaşık onda birini oluştursa da akraba, eş, dost, tanıdıkların umreden dönenlere hacdan dönenler gibi ilgi gösterip, onları ziyarete gittiği bilinen bir gerçekti.
Devlet, vakalar yayılmadan önce çalışmalarını tehlikenin ilk görüldüğü, yayılma ihtimali en yüksek il olan İstanbul’a yoğunlaştırdı. Valiliklere de uyarılarda bulunarak illerinde gerekli tedbirleri almaları istendi.
Peki şehirler arası geçişler sınırlandırılıp, illere dışarıdan gelenler kontrol altına alınana kadar Rize’de gerekli tedbirler alındı mı?
Manzaraya baktığımızda alınmadığı ortada..
Devlet henüz yurt dışından dönenleri karantinaya almadan önce memleketleri Rize’ye dönen 500’e yakın umrecilere günlerce ziyaretler yapıldı, karşılıklı ziyaretlerle umreciler şehrin her yerinde serbestçe dolaştılar.
İstanbul’dan memleketleri Rize’ye dönenler, çevreleriyle hasret gidermek, ihtiyaçlarını görmek için şehrin her yanında bulundular..
Gürcistan, virüsün görüldüğü ilk ülkelerden biri olmasına rağmen, Batum sınır kapısından giriş, çıkışlar devam etti..
İş yerleri, alışveriş merkezleri, marketler tıpkı hiçbir şey yokmuş gibi işlerini yürüttü, vatandaşlara hiçbir uyarı, sınırlama gelmedi.
Bunlar yetmiyormuş gibi çay destekleme bedelleri ödenmesi nedeniyle banka önlerinde tıkış tıkış olunmuş uzun kuyruklar oluşmasına ses çıkaran olmadı.
Çarşı merkezinde meydana gelen silahlı saldırısı sonrası yüzlerce kişi olay yerine doldu, hiç kimse, hiçbir uyarıda bulunmadı..
Park, bahçeler vb. kurallardan uzak kullanımdaydı.
Bu sürede, Devletin ilgili birimlerinin, Sağlık Bakanlığının uyarıları Rize’yi ilgilendirmiyormuş gibi davranıldı..
Sonunda bu tabloyla karşılaştık. Ne yazık ki, Virüs vatandaşlarımızın yanısıra sağlık çalışanlarımıza da bulaştı.
Virüsün kime ,ne kadar daha bulaştığı belirsizliğini korurken, bu sürede ilk Coronavirüs taşıyıcısının kim olduğu yönünde bir açıklama da yapılmadı, yorumlar havada dolaştı..
Bütün bunlar yaşandıktan, iş işten geçtikten sonra şimdilerde gerekli tedbirler alınıyor. Hatta bu yönde ilk karantina haberi dahi Rize’den geldi..
Peki bugüne gelişin sorumluları kim, kimler?
Umreciler mi, İstanbul’dan Rize’ye gelenler mi, Batum’a girip çıkanlar mı, turistler mi, günlerdir tv’lerden yapılan açıklamalara, uyarılara önem vermeyip, hiçbir tedbir kuralına uymayan vatandaşlar mı ?
Elbet ortada bir sorumlu var..
Ama kim veya kimler?