Naim OKUR
Paylaşımlı oda ya da hiç tanımadığın biriyle aynı odayı paylaşmak!
Bilenler bilir. Uzun sayılabilecek bir zamandan beri Anadolu ve Rumeli vilayetlerinde kısmen zaruret ve kısmen gönüllülük esasınca memur edildiğim ziyaret ve teftișleri hitama erdirip tekrar Payitaht'a avdet eyledim. Bir yandan "Eve Dönüş" hazırlıklarını ikmal etmeye çalıșıyor, diğer yandan da eksik kalan "ufak tefek cinayetler" pardon işleri yoluna koymaya gayret ediyorum. Aşağıdaki satırlarda ikametgah mevzuuna mücbir sebeplerden dolayı yeni bir açılım getirmiș olmanın acı tatlı tecrübelerini sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
Sen kalk spor olsun diye 4.kattaki odaya merdivenleri çıkarak git ve... Odanın önüne geldiğimde nefes nefese kalmıștım zaten. Odaya giriș yapmak amacıyla kartı okutmak için kartın her iki tarafını da gösteriyorum ama olmuyor, nafile. Yorgunluktan yanlış odanın önüne mi kamp kurdum diye sağa sola bakınırken koridorda paydos yapmak üzere olan görevli bir kadın beni gördü ve "senin kartta bir sorun var istersen aşağı in ve yeni kart al" dedi. Ben de "yarın zaten başka odaya geçeceğim" deyince kendi kartıyla kapıyı açtı. Elimdeki kartı lambaların yanması için yapılan yuvaya sokmak için hamle yaptığımda birde ne göreyim içerde bir kart takılı zaten. Dedim "temizlikçi kadın kartını unutmuş". Görevli kadına teșekkür ettikten sonra içeri girdim veee..! Benden habersiz odama adam atmışlar pardon odama birini almışlar! Benim, görevi biten görevli kadınla ve kendi kendime yaptığım diyalogların doğal sonucu olarak adamcağız uyandı haliyle!
Kısa bir özür ve homurdanma faslından sonra ıșıkları yakmadan bana ayrılmıș olan mutad yatağa doğru ilerledim ve tuvaletin açık bırakılmıș kapısından süzülen ıșıktan istifade soyunma ve giyinme işlemini tamamlamıș oldum. Bu arada oda sadece bana ait diye sağa sola serpiștirilmiș vaziyette dağınık kelimesini bile göz yaşlarına boğabilecek pek zati - banyoda duș alırken sudan geçirip yeni ve milli kuru temizlikçim by Baha'nın askılarından birinde çarmıha gerdiğim ve karşıdaki apartmanın çatısına bakan pencerenin kelebek camına astığım
boxerim (buralarda dona boxer diyorlarda ondan șey ettim) - ve gayri zati eşyalarımı el yordamı ile toparladım sanıyorum. Sanıyorum diyorum çünkü kesin sonuçları almak ve emin olmak için yarın günün ilk ıșıklarını beklemek zorundayım.
Bu benim ikinci odadașım oluyor. Beni metazori ile misafir etmek zorunda kalan tesis idarecileri ve personelinin iki gün önce "çok iyi insandır" diye oda arkadașlığıma layık gördükleri Sezai Bey, tarih doktorası yapmıș bir akademisyen idi. Onunla daha erken saatlerde tanıșmıș ve kısa bir sohbet yapmıştık. Misafirim gelecek dediği için gece odaya giriși geciktirmenin bedelini sabaha kadar "yurttan sesler" korosu dinlemek zorunda kalarak ödemiștim. Böyle durumlarda erken uyuyan kazanıyormuș tecrübe ile öğrendim. Yoksa horlama konusunda da bir hayli iddialı imişim. İmişim diyorum çünkü kendimi hiç horlarken yakalayamadım! ???? Neyse Sezai Bey'in verilmiş sadakası varmış! ????
Allah'tan Sezai Bey sabah erkenden 07:00 civarında kalkarak "kahvaltıda görüșürüz" diye gitti. Ben de ona "ben henüz uykuya geçemedim" diyemediğim için, "ben biraz daha uyumak istiyorum" diyebildim! Sezai Bey hakikaten iyi bir insana benziyordu. Bir de tuvalette sigara içmemiș olsaydı çok daha iyi insan olabilirdi bence! ????
İsmi șimdilik lâzım olmayan ve ilerde açıklamayı düșündüğüm bu gizemli misafirhanemde yașadığım bu uygulama hayatımda hiç duymadığım, görmediğim bir uygulama. Adı da "paylaşımlı oda"! Fiyat listesinde bile var!
Dünya durdukça var olası devletimizin "Evren'sel aklı" 12 Eylül'den sonra cezaevlerinde zamanın ülkücü ve solcu liderlerini aynı koğuşlarda zorunlu misafirliğe tabi tutarak "karıștır barıștır" modeli geliştirmiş hatta bir adım daha ileri giderek hücrelerini bile paylaştırmıștı. "Karıștır barıștır" formülünün barıștırma konusunda olmasa bile her iki tarafin da birbirlerinin "insan" olduğunu anlamasında ișe yaramıș olduğu doğrudur. Cehennem ateşleri içinde yanasıca Netekim Paşa'nın o kadar uğrașmasına rağmen bir türlü barıștıramadığı o zamanların bağzı solcu ve ülkücüleri barıșmak için taa Tayyip Erdoğan başbakan olana kadar beklediler! ????
Neyse ben hangi ara siyasete girdim yaw?! ????
Tamam insan yeri geldiğinde odasını paylaşır hatta yatağını bile. Misal beraber yolculuğa çıkarsın. Aynı cinsten bir arkadașsa aynı odayı tersi olursa aynı yatağı bile paylaşmak zorunda kalırsın! Bi dakika bu iște bir terslik var ama ne?! Hah buldum. Pardon ya yol-dașın karanlıktan korkuyor falan olabilir demek istemiștim! Tamamen insani bir durum icabı yani icap ettiğinde! ????
Gerçi bizim ortaokul son sınıfta devlet parasız yatılı okulu sınavları için 8-10 arkadaș aynı otel odasında aynı yatakları paylaşma konusundaki tecrübemiz bir hayli eskiye dayanır ki; bu hatıranın yeni bir yazıya mevzu teșkil etmesi iktiza eder... Hikaye: Eynesil ortaokulundan mezun olan ve belki de gelmiș geçmiș en başarılı neslinin ebeveynleri olmadan ilk ve en uzun mesafeli gurbet macerası olan Giresun'da salaș bir otelde ve bir odada kalma, uyuma(!) ve ertesi sabah imtihana girme hikayesidir...
Yine neyse konumuza gelelim. İnsan, hayatında hiç görmediği, adını bile bilmediği biriyle aynı odayı nasıl paylaşır ve uyur? Bu soru sayın Milli Egitim Bakanımıza size değil! ????
Önceki adamın adını ve șanını - yoksa sanı mı olacaktı? - biliyorduk! Yaa yanımda yatan ve kim olduğu hakkında en ufak bir fikrim olmayan henüz yüzünü bile gör(e)mediğim bir insanla sabahlamak nasıl bir șey Allah'ım. Bir ara resepsiyona inip arkadaș hakkında bilgi almak geldi aklıma ama sonra vazgeçtim. Adamın adını soyadını, mesleğini bilsem ne işime yarayacaktı ki? Hiç! Bir de kartım büyük ihtimalle iptal olduğundan odaya girmek için koridorda bir görevliye rastlama ihtimalim ise koca bir sıfır. En iyisi yatıp zıbarmak galiba.
An itibariyle meçhul yoldașım pardon odadașım mıșıl mıșıl uyuyor. Mıșıl mıșıl derken yeminle abartmıyorum. Adamın nefes alıp vermelerini duyabilmek için resmen kulak kabartmam lâzım. Yoksa adam nefes almıyor sanıp ilk yardım çağırmamak mümkün değil. Diyebilirim ki bugüne kadar bu kadar sessiz uyuyan bir insana rastlamadım. Sezai Bey gibi bir horlama uzmanından sonra şimdi de kuzuların sessizliğini yașıyorum. Sırf bu yüzden tanınması gereken bir insan bence meçhul komșum. Ne dersiniz?