Mustafa Cemal TOMAR
ÖĞRETMEN-ÖĞRENCİ ARKASINDAKİ NEZAKET DİYALOĞU ÖRNEĞİ
ÖĞRETMEN- ÖĞRENCI ARASINDAKİ NEZAKET DİYALOĞU-ÖRNEĞİ
Yaklaşık 39 yıl önce; 1980-85 yılları arasında sırasıyla; Kur'an'ı Kerim, Arapça, Tefsir ve Hadis derslerimize giren, bize her alanda önemli bilgiler öğreten, yetişmemizde emektar sahibi olan, her daim saygı duyduğum Ahmet TOKDEMİR Hocam ile aramızda geçen bir diyalogtan söz etmek istiyorum. Karşılıklı yazışma metinlerimiz bir nezaket örneği mesabesinde gördüğüm için burada paylaşmak istedim. Kısaca Hocamla aramızda geçen konunun hikayesi şöyleydi.
Bir kaç gün önce bir camide yapılan vaazlarla ilgili bir paragraflık yazı yazmıştım. Ahmet Hocam, hem öğrencisi olmam, hem de diyanette uzun süre müftülük yapması dolayısıyla söz konusu yazım dikkatini çekmişti. Bu yazıma istinaden yaptığı yorum ve benim kendisine verdiğim cevapları içermektedir. Yazı şöyleydi:
GÜNDEMDEN ENSTANTANELER ( KESİTLER)
Cuma namazına gitmiştim. Vaaz hocası her zaman olduğu gibi vaaz konusu namazdı. Adamcağazın konuşacağı başka gündemi, derdi, konusu yokmuş demek ki!!! Ya da eline yukardan "bir konu" tutuşturuyorlar. Emir kulu olunca başka ne yapmak lazım? Vaazınnın sonunda "İslâm kardeşliği" kelimesini bir cümlede kullandığını fark ettim.
Kardeşlik kelimesini duyunca hep Hucurat Süresi'nin 10. Ayet-i Kerime'si aklıma geliyor. Cenab-ı Hak; "Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki, rahmete eresiniz." buyurmaktadır. Burada "İslâm kardeşliğini devlet politikalarımızda ve yönetiminde ne kadar önceliyoruz acaba?" sorusu aklıma geldi.
Bu noktada bütün müslüman ülkeler, müslümanlara yapılan zulümler karşısında tutundukları durum ile islâm kardeşliğiyle yakından- uzaktan bir ilişkileri olmadığı ortaya çıkmıştır."
Bu yazıma mukabil;
Ahmet TOKDEMİR Hocam şu yorumu yaptı:
Türkiyemizde kurumların itibarı kişilerin bakışına göre değişir.Bendeniz üç kurumda görev yaptım.Bana göre en iyi kurum Diyanet İşleri Başkanlığı kurumudur.
Dinden uzak olanlar,İslam Dinini itibarsızlaştırmak isteyenler Diyaneti ve Diyanet mensuplarını itibarsızlaştırmaya çalışırlar.Hele dindar görünüp de Diyanetin aleyhinde olanlar,dini ve Diyaneti pek anlamamışlardır.
Diyanet vaaz ve İrşad hususunda kaynakları bellidir.Her faydalı konu vardır.Vaiz elbette namazdan ,cuma namazından,din kardeşliğinin,helalden haramdan bahsedecektir.Allahın Kitabında ne varsa ondan konuşacaktır.
Hülasa Diyanet ve Diyanet mensuplarını itibarsızlaştırmaya çalışanların samimi olduklarında şüphe içindeyim.
"Vekil olarak Allah bize yeter."
Bu yoruma karşılık Hocama verdiğim cevap:
Mustafa Cemal Hoca: Ben .mesajınızda şunu anlıyorum hocam. Ben dindar görünüp Diyaneti itibarsızlaştırmaya çalışıyormuşum. Bunu mu demek istiyorsunuz?
Laiklik ile ilgili yazdığım paragraf benim din konusunda samimiyetsiz olduğum anlamına mı gelir hocam?
Diyanete güven konusunda dolaşan istatistik rakamlarinın hiç mi gerçek payı yoktur?
Diyenet işleri kutsal bir kurum olup elestirilemez mi?
Buradaki eleştirilerimde hiç mi haklılık payım yok?
Bu sorularıma açıklık getirmenizi istiyorum. Saygılarımla...
Ahmet TOKDEMİR Hocamın verdiği cevap:
Açıklamam genellik ifade ediyor.Yazınızın illk paragrafında Vaizi tahkir ediyorsunuz,namazla ilgili konusunu tenkit ediyorsunuz,adamcağız diye ifade ediyorsunuz.Belki sizin rastladığınız zaman konusu namazdı.Kur'anı Kerimde ikibin civarında ayet direkt ve dolaylı namazdan bahseder.Vaizler her konuda vaaz ediyor.Güzel ve kabiliyetleri olanlar çoktur.Vaizler Dini Yüksek ihtisastan geçmişlerdir.Dinî hayatımızda vizelerin önemli yeri vardır.İstatistikler resmî değil indiri,algı ifade eder.Bu son zamanlarda DİYANETE yapılan hücumlardan diyanetin iyi çalıştığını ve önemini gösterir.Kim istatistik yapıyor?Kim itibarsızlaştırıyor ona bakmak gerekir.
Hülâsa dini kanaatime göre İslam dinini anlayan ve dindar olan bir kimse Türkiye'nin bu şartlarında Diyanet İşleri Başkanlığını ve mensuplarını tahkir edici bir uslüpla tenkit etmemelidir.Diyanet ve Din Görevlileri dışında yazdığınız yazılar kabul,Fakat mensubu olduğum Diyanet hakkında yazdığınız yazılarda çekincem var.
Rabbim Sıratı Müstakimde daim eylesin.
Mustafa Cenmal Hocasına verdiği cevap:
Hocam, resmi olmasa bile gayri resmi olarak, camilerde zaman zaman namaz kıldıran, müezzinlik yapan birisiyim. Sosyal medyada Kur'an okuyarak paylaşımlar yapmaktayım. Bu manada İslami hassasiyetlerim her şeyin üstündedir. Amacım Diyanete ve mensuplarına hakaret ya da aşağılama asla değildir. Diyanetimiz, daha aktif çalışsın, en itibarlı kurumumuz oldun. Camilerimizde sadece ibadet konuları konuşulmasın. Hayat kitabı olan Kur'an'ı Kerim sadece camilerde, mezar başlarında, hatimlerde okunmasın, hayata ve hayatımıza okunsun. Bu tür yazıları yazarken Diyanetin dışında belki de yüzlerce insanın Diyanete bakış açısını sorguluyorum. Edindiğim izlenimleri aktarmaya gayret ediyorum. Rabbim niyetimi ve kalbimin derinliklerini bilendir.
Daha önce imamlara karşı toplumda sergilenen ön yargılı bakış acılarının yanliş yönlerini ortaya koyan bir yazı da burada yazarak paylaşmıştım.
Her şeye rağmen hocamın eleştirileri benim için önemlidir. Nasip olur da yazmaya devam edersem eleştiri ve tavsiyelerinizi dikkate alacağım hocam.
Adamcığaz diye tabir ettiğim kelimeden maksadım din alimlerimizin elinin kolunun bağlanması, serbestçe Allah Teâlâ' nın kelâmının kürsülerden anlatalamamasının halidir. Asla kişiye özel aşağılayıcı bir tabir kullanamam. Ne haddime. Sevgi, saygı ve selamlarımı sunarım hocam
Hocamla karşılıklı görüş ve eleştirilerinizi yaparken bir nezaket kuralı sergilendiğini görmekteyiz. Yarım asra yakın zaman geçse de, farklı görüş ve düşünceler içerisinde olsak da, hocalarımızla, saygı-sevgi çerçevesinde diyaloğumuzu yürütüyoruz. Okul yıllarımızda hocalarımızdan aldığımız terbiye bunu gerektirmektedir.
Kıymetli Hocamın, bu paylaşımından rahatsız olmayacağını düşünerek bu paylaşımı burada yapmaktayım. Bizi yetişmemize katkı sağlayan tüm hocalarımıza sevgi ve saygılarımı sunar, emeklilik hayatlarında sağlık ve afiyet dilerim. Ölenlere de Allah Teâlâ rahmet eylesin. Amiin.
23.10.2024