Mustafa Cemal TOMAR
ÖĞRENCİLERE AHLÂKİ KURALLAR ÖĞRETME YÖNTEMLERİ (2)
ÖĞRENCİLERE AHLÂKİ KURALLAR ÖĞRETME YÖNTEMLERİ (2)
Mola vermiştik, sütümüzü ya da meyve suyumuzu içmiştik. Biraz dinlendik. Şimdi konumuza kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi değerlerimiz her dersin konusudur. Ağırlıklı olarak Hayat Bilgisi dersinde verilir. Bu dersin kapsamı geniştir. Öğretmen konuları genişletebilir, önemine binaen farklı konular da işleyebilir..
Daha çok okulda ya da sınıfta meydana gelen olumlu ya da olumsuz olayları baz alarak değerlerimiz yani ahlâki kurallar verildiğinde sonuç daha rahat alınır. Örneğin: Bazı öğrenciler verilen ödevi yapmadan geliyor. Her sınıfta yaşanan bir olay bu. Ödev kontrol sırasında ödev yapmayan öğrenciler olduğu zaman şöyle bir hatırlatma yapılır.
Öğretmen ödevi öğrencilerine verince öğrenciler de ödevi alınca bu eylemde bir sözleşme gerçekleşmiştir. Ödevini yapmadan gelenler sözlerini tutmamışlardır. Asla bir daha böyle yapmayalım. Çünkü Rasulullah sav. Münafığın alameti üçtür; konuştuğu zaman yalan konuşur, va‟d ettiği vakit sözünde durmaz; kendisine bir şey emanet edildiği zaman hainlik eder.”buyurmuştur.
Bu muhteşem Hadis-i Şerif zaman zaman topluca tekrar ettirilerek öğrencilerin ezberlenmesi sağlanır. Bilinmeyen kelimeler öğrencilerin seviyesine uygun anlatılır. Anlatmak istediğimizi bu hadisi şerif ışığında belirtiriz. Bu Hadis-i Şerif bize ışık veriyor. Bir taşla iki adeta üç kuş vurmuş oluyoruz.
Fırsat eğitimi diye bir kavram vardır literatürde. Meselâ, konumuz olmasa bile bazen gökyüzünde gökkuşağı belirir, dolu yağar, sis oluşur vs. Bu olaylar nadiren cereyan ediyor. O bakımdan fırsatları değerlendirmek gerekir. Yağan dolu tanelerini sahaya çıkarak öğrencilere gösterilmesi akıllıca bir harekettir.
Sosyal olaylar da farklı değildir. Fırsatları değerlendirmeliyiz.
Beden eğitimi sonrası Arda isminde bir öğrencim derse girer girmez şişedeki suyu boğazına boşalttı. Bu durumu bütün öğrenciler gördü. Hemen bir dramatizasyon kurguladım. Üç öğrenci çağırdım. Her birine yapacakları rolleri öğrettim. Biri ayakta tek nefeste su içme hareketi yapıyor, öbür öğrenci kolundan tutup, "ayakta su içme" uyarısında bulunuyor. Öbür öğrenci de, " suyu devenin içişi gibi bir solukta değil, üç nefeste için" Hadis-i Şerif'i hatırlatıyor. Böylelikle oynayarak ahlâki kurallar öğreniyor çocuklar. Çocuklar yarışa giriyorlar oyunu oynamak için. Bu tür etkinliklere ara sıra yer verildiğinde çocukların beynine yer ediyor. O anda uygulanmazsa bile zamanla uygulamaya başlıyorlar.
Bir başka örnek vermek gerekirse; Elif isminde bir öğrencim vardı. Çok çalışkandı. Matematik yazılısından 99 almıştı. Ben de 100' e yuvarladım. Şeffaflık olsun diye yazılı kağıtlarını öğrencilere dağıtmıştım. Elif notuna itiraz etti. 'Bana neden fazla not verdin" dedi. İzah ettiysem bile kabullenmesdi. "Emrolunduğun gibi dosdoğru ol" Ayet-i Kerimesi'yi çocuklara öğrettim. Elif bunun örneğini gösterdi size dedim. Ara ara nasıl olmalıyız çocuklar diye sorduğumda en mükemmel cevap hazırdı.
Sokaktaki 100 adama sorsanız sizce kaç kişi doğru cevap verir?
Bazen çocuklara Kur'an'dan ilham alınarak yazılan şiirlerden mısralar öğretiyorum. Örnek vermek gerekirse;
Sabrın sonu selâmet,
Sabır hayra alâmet.
Belâ sana kahretsin;
Sen belâya selâm et!
Bu mısraları ezberliyoruz. " Allah Teâlâ sabredenleri sever' ayet mealini ilave ediyoruz.
2007-2012 yılları arasında İstiklâl İlkokulu'nda 1'den 5'e kadar okuttuğum 37 öğrenciye abartmıyorum 300' e yakın ayet mealleri, hadisler, şiir mısraları öğretmiştim. Ayrıca süre meâlleri ve onlarca şiir ezberleyen öğrencilerim oldu. Hayret etmiş olabilirsiniz. Reklâm arası verelim. Meyve suyumuzu içelim. Sonra devam edeceğiz. Çok önemli şeyler yazmaya çalışacağım inşallah.