Mustafa Cemal TOMAR

Mustafa Cemal TOMAR

ÖFKE İLE KALKAN ZARARLA OTURUR

ÖFKE İLE KALKAN ZARARLA OTURUR

Bazen haddii aşan kelimeler ya da cümleler muhataplarımıza karşı, sarfetmiş olup, onları kırmış olabiliriz. Böyle durumlarda "özür dilemek" bir erdemliktir. İşlenen hatalardan dolayı özür dilemeyip kibir elbisesini giyerek haklı olduğunu ıspatlamaya çalışmak "şeytanın rolüne" bürünme anlamına gelir. Allah Teâlâ'nın emri olduğu halde şeytan, kibri yüzünden Adem as'a tazimde ( secde) bulunmamıştı. O'nu topraktan, beni ateşten yarattın. Ateş toprağı yakar, benim yaratılışım daha üstündür diyerek kibirlendi, böylece cehennemliklerden oldu.

Bazen büyük felâketleri "küçük özür dilemeler" giderebilir. Başkası korkak diyecek, pasif adam diyecek, kendi malını korumaktan yoksun diyecek, mazlum diyecek, varsın ne derse desin, öndmli olan varılan neticedir. Netice her iki taraf iiçin hayırlı olacaksa akıllı olan fedakârlık yapacaktır. Bir anlık öfke bizi, mezara ya da hapishaneye götürebilir. Onun için, alemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimiz sav'den rivayet edilen bir Hadis-i şerife göre; İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) (bir gün):

"Siz aranızda kimi pehlivan addedersiniz?" diye sordu. Ashab (radıyallahu anhum):

"Erkeklerin yenmeye muvaffak olamadığı kimseyi!" dediler. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Hayır, dedi, gerçek pehlivan öfkelendiği zaman nefsine hakim olabilen kimsedir." Buyurmuştur.

" Öfke ile kalkan zararla oturur" atasözünü hepimiz hatırlarız. Bir anlık öfkesine uyup hayatını zindana çeviren dünya kadar insan var. Ali İmran suresi'nin 134. Ayet-i kerimesinde Yüce Rabbimiz:

.اَلَّذ۪ينَ يُنْفِقُونَ فِي السَّرَّٓاءِ وَالضَّرَّٓاءِ وَالْكَاظِم۪ينَ الْغَيْظَ وَالْعَاف۪ينَ عَنِ النَّاسِۜ

وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُحْسِن۪ينَۚ

Onlar, bollukta da, darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar (daki hakların)dan bağışlama ile (vaz) geçenlerdir. Allah, iyilik yapanları sever. (O takva sahipleri). Buyurmaktadır. Öfkelerini yenerler, kontrol altına alırlar, öfkelerinin isteğini yerine getirmezler, affedici olurlar, insanların kusurlarını aramazlar, din kardeşlerinin ayıplarını örterler, olaylara iyi taraftan bakarlar, zor olanı tercih ederler. Öfkeyi yenmek zor, darlıkta infak etmek zor, insanları bağışlamak da zor. Kolay olanı herkes yapar zaten. Zor olanı yapanı " Vellahu yuhibbul muhsiniin" Cenab-ı Hak güzel iş olarak tanımlıyor ve " Allah (CC) güzel iş yapanları sever" müjdesini bize veriyor.

Kur'an'ın öğretilerine kulak verdiğimiz zaman bize nasıl da hayat veriyor. Öfkeni kontrol ettiğinde dünyada hayat buluyor, sosyal ilişkilerin normale dönüyor, bir taraftan da Allah Teâlâ'nın sevgisine mazhar oluyorsun. Kur'an'ı Kerim gerçekten bir hayat kitabıdır. Şifa kaynağıdır. Hiç bir felsefi, psikoloji ya da sosyoloji kitablarında ilâhi mesaj kadar etkili bir formüle, ilaca, şifa veren reçeteye rastlamamız mümkün değildir.

Bir problem olduğu zaman oluşan olumsuz tabloda bende de bir kusur varmıdır diye kişi kendine sormalıdır. Biz hemen savunmaya geçerek kusuru başkasına yüklemeye çalışırız. Kendimizi savunmaya geçeriz, hiç nefis muhasebesi yapmayız. Biz nedense hep haklıyız anlayışı egemen olmuş bize. Böyle olunca olaylar büyüyor, daha sonra çıkılmaz hal almaya başlıyor, mahkemelere gidiliyor, yıllarca süren mahkemeler oluyor. Halbuki nefis muhasebesi yapsak, kendi yakınımız da olsa, kendimiz de olsak benim de burada şu hatam var diyebilsek, yerine göre özür dileme erdemliliğini göstersek, bir çok olay kendiliğinden halledilmiş olacak.

Biz millet olarak bu yapıyı değiştirmeliyiz, yoksa şikayetler artacak, mahkemeler dosyalarla dolacak, insanlar arasında kin ve nefret artacak, birlik ve beraberlik bozulacak, toplum bölünecek, huzur olmayacak, hukuk olmayacaktır.

Bir Hadis-i Şerifte Rasulullah sav: "Biri kızdığında ya da öfkelendiğinde, ya doğruyu konuşsun ya da sussun" buyurmaktadır. Öfkelendiğimizde sağduyulu düşünerek konuşmamız zorlaşabilir. O yüzden susmakta fayda vardır.

Üç şey vardır ki, geriye dönüşü yoktur.

1- Ağızdan çıkan söz

2- Namlunun ucundan çıkan kurşun.

3- Memeden çıkan süt.

Allah Teâlâ kullarına iki kulak bir dil vermiştir. Bin düşünelim, bir söyleyelim. Söylediğimiz sözü kulağımız duysun. Kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi başkasına yapmayalım. Nefsimize, öfkemize esir olanlardan olmayalım. Nefsimizin şerrinden Allah Teâlâ'ya sığınırız. Rabbimiz bizleri bir an dahi olsa nefsimizle başbaşa bırakma. Sağlıkla, selametle kalın aziiz dostlar...

11.12.2023

M. Cemal TOMAR

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.