Metodolojide diğer önemli bir sorun ise kavramlara yüklenen anlamdır. İslam iktisadı ile ilgili çalışmalarda kapitalist ekonomik modeller veya kavramlar asıl kabul edilmekte ve bunlardan hareketle Kur’an’da ve sünnette var olan malumat değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. Hâlbuki İslam iktisadının başarılı bir sistem olarak uygulandığı dönemlerde bunun tam tersi bir durum söz konusuydu: Kur’an’da ve sünnette var olan bilgi asıl kabul edilmekte ve mevcut olan durum buna uydurulmaya çalışılmaktaydı. Örneğin ihtiyaçların sınırsız kabul edilmesi böyle bir sorundur. Mevcut yaklaşım bunu kabul etmekte, biz de ona referans kaynaklardan cevap aramaktayız.
Kur’an’ın ve sünnetin inşa etmek istediği insan ve toplum modeline yabancı olan varsayımlardan hareketle bazı kavramların Kur’an ve sünnette aranması, konunun üzerinde incelendiği zeminin bu iki kaynağa oldukça yabancı olması sebebiyle ne bu kaynaklar ile örtüşme ihtimali ne de başarılı olma şansı bulunmaktadır. Bu temel bir yanılgıdır ve hareket noktası doğru tesbit edilmelidir. Elbette kapitalist hatta sosyalist dünyanın birikimlerinden faydalanılabilir. Ancak kimilerinin ileri sürdüğü gibi kapitalizm, İslam’ın yitik malı filan değildir.
Aynı durum mal, fayda, tüketim, kazanç, emek gibi kavramlar için de söz konusudur. Hâlbuki bu kavramların Kur’an’dan ve sünnetten anlamlarını tespit etmek her şeyden önce bunların içerisinde gerçekleştikleri sosyal gerçekliği belirlemeye bağlıdır. (İslam İktisadını Yeniden Düşünmek Editörler Taha Eğri Oğuz Karasu Necmettin Kızılkaya, 15).