ODTÜ'lü gençler yeni bir icat/buluş ile yine ve yeniden ülke gündemine geldiler!

Artık geleneksel hale gelen Mezuniyet Töreni adı altında yapılan kendisi gibi düşünmeyenlere çemkirme ayini esnasında taşıdıkları ve 
çoğul kullanarak "ARTIK Tayyipler Alemi" ifadesiyle sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı değil O'nu seçenleri de hayvan olarak nitelemeleri mizah sınırlarının fevkinde bir aşağılamadır. Önce bunu tesbit edelim. Benim zaviyemden hakaret ve aşağılama ile eleştiri arasındaki sınır kasten ve taammüden aşılmıştır.

Bahsi geçen pankarta hiç şaşırmadım. ODTÜ'de veya Boğaziçi'nde okumuş olmayı başta IQ olmak üzere pek çok konuda üstünlük vesilesi gören minyatür boy junior jakobenler türedi...

Pankartta hayvanlar âlemi arka planı ile "ARTIK Tayyipler Dünyası" sublimanal bile olmayan bir hakarettir. Bu gençler bu pankartla meşhur olacaklarını ve meşhur olmanın da bir bedeli olduğunu bilmeyecek kadar cahil değiller zaten. Bir zamanlar biz vatanseveriz diye yaramazlık yapmaya kalkan milliyetçi gençlere "vatanseverlik kolay değildir" diyen İçişleri Bakanı geldi aklıma! ????

Bazı dostlar diyecekler ve dahi diyorlar ki Batı Demokrasilerinde bu tür şeyler eleştiri sınırları içerisinde kabûl görmektedir. Örnek olarak da Hollywood Yıldız(!)larının mesela Madonna'nın Trump hakkında ettiği sözler örnek gösterilmektedir.

Aşağıdaki karalamalar azıcık da böyle düşünenlere cevaben kaleme alınmıştır.

Ülkeler arasındaki kıyaslamaları tekil örnekler üzerinden yapmak ne kadar doğrudur bilemiyorum. Ülkelerde cari siyasi kültür o toplumun etik değerleri ve sosyolojisi ile doğrudan alakalıdır. Ben 35 yıldır Almanya'da yaşıyorum. Burda toplumun hakaret kabûl ettiği şeylerle bizdeki hakaret kabûlü çok farklı...

Demek istediğim siyasi kültür toplumsal etik ve vicdanın üzerine bina edilir. Türkiye'de adam vurulan bir hakaret için Almanya'da gülüp geçilebiliyor mesela. Yoksa eleştiri konusunda sizinle hemfikiriz zaten. Eleştiri doğruları doğruların dolaylı da olsa hakkının teslim edilip, yanlışların hataların düzeltilmesi adına ve ön plana aldırmak ikaz etmek amacıyla dile getirilir, yapılır veya yapılmalıdır...

Türkiye çok büyük bir toplumsal değişim geçiriyor. Bu değişim Batı'da çok daha büyük toplumsal kaoslar yaşayarak ve bedeller ödenerek atlatıldı ve demokraside karar kılındı. "Batı'nın sosyal çalkantılar sonucu büyük ve acı bedeller ödeyerek demokrasiye geçtiğini" söylemiştik. Batı için demokrasi bedel ödeyerek kazanılmış bir yönetim şekli olmasına rağmen; bizim için ise ithal edilmiş bir gömlek gibidir. Gömlek metaforunu henüz içselleştirilmediğini anlatmak için kullanıyorum.

1980'den sonra başlayan değişim süreci Özal devrinde belirli bir ivme kazanmış ve Ak Parti ve Erdoğan devrinde zirve yapmıştır. Ekonomik ve sosyal hayatımızda olumlu olduğu kadar bir sürü sosyal olumsuzluğu da beraberinde getirmiştir. Bu toplumsal değişim süreci en nihayetinde siyasi kültürünü de etkilemiştir.

Türk siyasetinde siyaseti domine eden başat aktörlerin "yer değiştirmesi" kendiliğinden siyaset kültürünü ve dolayısıyla sistemi de değişmeye zorladı ve sonunda bu günlere geldik.

Türk insanı ve genel manada Doğu toplumundaki devleti kutsayan hatta bazen fetiş hâle getiren algı, insanı amaç olmaktan çıkarıp araç haline getirmiştir, doğrudur. Toplumsal değişim ve dönüşüm süreçlerinde bu tür algılar kısmen tolere edilebilir diye düşünüyorum. Böylesi dönemler işgüzarların en etkin ve etkili olduğu geçiş dönemleridir. Ortalık durulunca su akacak ve yolunu bulacaktır diye düşünüyorum. Yani demem o ki denizler durulmaz dalgalanmadan...

Tabiiki üzerinde icma ettiğimiz bir sürü eksiklik ve hatalar var ve olacaktır. Demokrasinin de insan için olduğu gerçeğini vurguladıktan ve demokrasiyi de devlet gibi fetişleştirmemek uyarısını yaptıktan sonra demokrasinin bir hedef ve bu hedefe ulaşmak için yapılan bir yolculuk olduğunu ifade etmek istiyorum. Olaya bu perspektiften bakıldığında bizim ülkemizde demokrasinin alacağı daha çok uzun bir yolu ve yiyeceği 40 fırın ekmeği olduğunu da söyleyebiliriz. Bir başka ifadeyle demokrasi henüz yeterince demlenmemiştir bizim ülkede! ????

Ama sırf eleştirdiği için birilerinin ceza almış olması asla kabûl edilecek bir durum değildir. Ülkemizde olan her güzel şey Tayyip Erdoğan sayesinde ise; her türlü yanlışlık da O'nun yüzündendir. Bunun aksini iddia etmek eşyanın tabiatına aykırıdır...