Mustafa Cemal TOMAR
MESELE BATAKLIĞI KURUTMAKTIR.
MESELE BATAKLIĞI KURUTMAKTIR
Bizim algılarımız birileri tarafından sürekli istedikleri istikamete doğru yönlendiriliyor. Algı değişikliğine müsait bir yapıya sahibiz. Umman derecesinde sorunları, her kesimi ilgilendiren devasa meseleleri ( davaları) gölet derecesindeki küçük davalara heba edebiliriz. Büyük günahları küçük günahlarla örtme gibi bir durum.
Bir adamı düşünün ki, her türlü kebair günahları işliyor, bu arada bazen de küçük günahlar işliyor. Biz adamın küçük günahlarıyla iştigal oluyoruz. Vücudun her tarafını kanser sarmış, diğer hastalıklar ona bağlı olarak zuhur ediyor, biz küçük hastalıklarla uğraşıyoruz. Halbuki kanser hastalığının tedavisine bir baksak diğer hastalıklar zaten vücuttan silinip gidecektir.
Dünya hayatı ahiret hayatının yanında kıymetsizdir. Dünya hayatı geçici, ahiret hayatı ise ebedidir. Dünya nimetleri ahiret nimetlerinin yanında hiç kalır. Hakikat bu iken " dünya hayatını öne, ahiret hayatını" arkaya atıyoruz. Bu noktada büyük bir yanılgı içinde olduğumuzu ifade etmek istiyorum.
Diğer bir ifade ile;
Türkiyemiz ekonomik yönden bunalım sürecinin içine giriyor. Bu sürece girmesinin devasa nedenleri var. Bir kere ülke olarak borç batağına girmişiz. Beş yüz milyar dolar dış borcumuz var. Yılda 50 milyar dolara yakın, borcumuza mukabil olarak faiz ödüyoruz. Türk lirası olarak 1 trilyon 700 milyar lira yapıyor. Ve bu faiz ödemesi her yıl artarak devam ediyor. Bu durum hazinenin altına büyük bir delik açıyor. Bu deliği halkımızın çok azı görüyor. İki üç maaşlı bürokratların maaşlarını konuştukları kadar, faizle inim inim inletilen 85 milyonun bu sorunu konuşulmuyor.
Hazinenin altını oyan ikinci büyük delik, vergi aflarıdır. Yaklaşık 1,7 yılda bir vergi afları geliyor. Garibanlar ve memurlar vergilerini zamanında ödüyor. Dev holdinglerin vergi borçları bir kalemde siliniyor. Rivayete göre bu ülkede son çeyrek yüz yılda 128 kere vergi affı getirilmiş, 190 kere ihalede değişiklik yapılmıştır. Son bir yılda söz konusu dev holdinglerin 1 trilyon 700 milyar vergi borcu bir kalemde silinmiştir. Bu rakam 50 milyar dolar para yapmaktadır. Bu para ile bir yıl boyunca 9 milyon bağ-kur ve SSK' lıya ilaveten 12 bin lira maaş ödemek demektir. Bu vergi borcu silinmeyip bağ-kur ve SSK' lıya verilse bugün her biri 25 bin lira maaş alabilecekti. Bu durumu vatandaşa anlattığın zaman, "benim oyum sola gitmez" diyor
Vatandaşımız bu ikinci büyük deliği görmeyip, fındığın, buğdayın, arpanın, domatesin fiyatı ile uğraşıyor. Bağ-Kur ve SSK' lının maaşına kafayı takıyor. Maaşların düşüklüğü faizden ve haksız kazançlardan kaynaklandığını bu yanlışlıkların ortadan kalkmasıyla bir çok şeyin düzeleceğini fark etmemek cehalettir. Cehalet en büyük düşmanımızdır.
Diğer taraftan para babaları getirdikleri dövizlerle dünyanın hiç bir yerinde kazanamadıkları sıcak parayı ülkemizde kazanmaktadırlar. Bir milyon dolar bankaya yatıran bir tefeci ayda 50 bin dolar, yılda 600 bin dolar para kazanmaktadır. Gavur Japonya'da bu haksız parayı 50 yılda kazanamaz. Bu tefecilerin ülkemizde kurduklari bu sömurü düzeni de hazineye büyük delik açmaktadır. Yukardan tufan gibi hazineye para akıtsanız da hazinenin dibi delik olduğundan para geldiği gibi gidiyor. Bu büyük delikleri bu millet birinci gündem maddesi yapıp gerekli önlemler alınmadığı sürece ekonominin nefes alması mümkün değildir.
Sorunlar aciliyet durumuna göre listelenmeli, ona göre önlem alınmalıdır. Büyük yaraları arkaya küçüklerini öne çekerseniz hiç bir sorunu çözemezsiniz. Bataklığı kurutmadan sinekleri öldürmekle netice alınamaz.
Bataklık yerinde duruyor, sineklerle bizi uğraştırıyorlar. Öldürdüğünüz sinekten daha çok sinek bataklıkta türüyor. Hiç bir problemin kaynağına inmeden halledemezsiniz. Sadece oyalanır sorunu daha da büyütürsünüz. Nitekim günümüz Türkiye' si ve islâm ülkeleri böyledir.
Islâmi konularda da durum böyledir. Şekilcikiye çok önem verdik. Cumhuriyet döneminde şapka kanununa direnen onlarca hocaefendi idam edilmiştir. Şapka taksan ne olur, takmazsan ne olur? Dinin esası iman esasları, ahlâk, ibadet ve hukuktur. Fıkıh kitaplarının özünde şekilcilik vardır. İslâmın özü şekilcilik değil insan olmaktır. Şapka yüzünden direnenlere bu mücadelelerine ne demek lâzım? Bilmiyorum.
Allah Teâlâ Hucurat Süresinde; 13 - Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli ve en üstününüz O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, herşeyden haberdar olandır. Buyurmaktadır.
Ayrıca;
Ebû Hüreyre’den -radıyallahu anh- rivayet edildiğine göre Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:
- “Allah Teâlâ sizin bedenlerinize ve yüzlerinize değil, kalplerinize bakar.” (Müslim, Birr 33. Ayrıca bk. İbni Mâce, Zühd 9.)
Konuyu şöyle açabiliriz:
İnsanda bir suret (dış görüntü) güzelliği vardır, bir de siret (iç oluş) güzelliği... Suret güzelliği kısa zamanda yok olmaktadır. Şayet bu suret güzelliğine kafa takılır da bununla değerini bulacağını sanırsa, kısa zamanda değeri kaybolup değersiz hale gelmeye mahkûm olur. Halbuki siret güzelliği esas alınır da ahlak, bilgi, beceri ve davranış güzelliğine önem verilirse yaşlandıkça değeri daha da artan güzelliğe talip olunmuş olur, itibarı yaşlandıkça artar, daha da güzelleşmiş olur.
Burada özet olarak şunu söyleyebiliriz. Sorunlarımızın esas sebeplerini keşfedip ortaya kaymanın önemini vurguluyorum. Hastalığın teşhisi tedavinin % 70' ini oluşturuyor. Sorunları önem sırasına göre sıralamalıyız. En acil sorundan başlayarak çözüm yoluna gitmeliyiz. Bataklık dururken sineklerle uğraşıp boşa vakit harcamayalım. Bize dayatılanlara değil esas sorunlara odaklanalım. Dinimizin esası dıs görünüş değil iç görünüştür. Dış görünüş ve şekilcilikle yüzyıllardır bizi boğuşturarak islâmın esaslarından bizi uzaklaştırmışlardır. Anan dikkat edelim. Nas Suresi'nin mealine dikkatinizi çekmek isterim.
114-NAS:
Bismillahirrahmanirrahim.
1 - De ki: Sığınırım ben insanların Rabbine,
2 - İnsanların hükümdârına,
3 - İnsanların ilâhına,
4 - O sinsi vesvesecinin şerrinden.
5 - O ki, insanların göğüslerine vesveseler fısıldar.
6 - Gerek cinlerden, gerek insanlardan.
Yüce Allah Teâlâ doğrusunu söyledi.
Selâm ve dua ile...
10.09.2024