Mustafa Asım Köksal hocanın İslam tarihini ve Yusuf Kandehlevi'nin Hadislerle Müslümanlık kitaplarını %kaçımız okumuştur...

Kütüp-ü Sitte'yi ve tefsirleri sormuyorum...

Ve bu ana kaynaklarımız çerçevesinde asıl sorum şudur:

Uhut'ta Okçular Tepesini terk eden sahabelerin davranışları, marketlere saldıranlardan daha mı masumdur?

Onlar, O Güzel Nebi'nin rahle-i tedrisinde yetişmişlerdi...

O Güzel Nebi'ye (sav) hitapları, 'anam babam sana feda olsun Ya Resulullah!' şeklindeydi.

Normal zamanlarda dünya gözlerinde de gönüllerinde de yoktu...

Ama insandılar!

Allah'ın cc 'ahit verdik de unuttu' dediği Âdem'in çocuklarıydılar.

Bir an için O Güzel Nebi'ye (sav) verdikleri sözü...

O Güzel Nebi'nin (sav) '...Cesetlerimizin akbabalar tarafından parçalandığını görseniz bile yerinizi bırakmayacaksınız!' Şeklindeki mutlak emrini unutmuşlar ve ganimet peşine düşmüşlerdi.

Ve Müslümanlar o gün Hz Hamza (ra), Musab bin Umeyr (ra) (Medine'ye İslamı götüren Sahabe), Enes bin Nadr (ra) (Enes bin Malik'in amcası, bozgunu durduran sahabe), Sa'd bin Muaz (Musab bin Umeyr'in eliyle Müslüman olan, bir günde bütün kabilesini Müslüman yapan sahabe, Uhut'da aldığı yara ile sonra şehid oldu), Okçular tepesinin komutanı Abdullah bin Cübeyr dahil 70 şehit verdiler.

Tepeye yerleştirilen 50 okçunun 42'si yani toplamın %84'ü yerlerini terk ettiler.

...Ve Huneyn!

Müslümanlara, çokluklarına rağmen dünyanın dar geldiği savaş!

Çatışmanın başlarında Müslümanlar bozguna uğradı ve O Güzel Nebi'nin yanında çok az sahabe kaldı...

O Güzel Nebi (sav),

'Nereye gidiyorsunuz?

Bana geliniz.

Ben Allah'ın elçisiyim.

Ben Abdullah'ın oğlu Muhammed'im' diye bağırıyor, fakat sesini duyuramıyordu.

Nihayet Abbas'ın (ra) gür sesiyle ordu toplandı ve savaş kazanıldı.

Evet...

Bazen çağrılar duyulmaz...

Bazen emirlere uyulmaz...

Bazen verilen sözler unutulur...

Tıpkı Uhut ve Huneyn'de olduğu gibi...

İşi büyütmeyelim ve birbirimizin gönüllerini kırmayalım ki...

Kardeşliğimiz ve muhabbetimiz zedelenmesin!

SÜLEYMAN SOYLU

18 Yıllık AK Parti İktidarının iz bırakan tek içişleri bakanıdır!

Ülkemiz AK Parti döneminde öyle içişleri bakanları gördü ki, bazılarını sadece aile fertleri, bazılarını sadece yakın arkadaşları, bazılarını sadece Rabinoğlu Feto'nun haşhaşileri hatırlar.

Bu millet öyle içişleri bakanları gördü ki, 'şu kadar emniyet müdürü Feto kulu' diyebiliyor ve hiç utanmıyordu.

Bu millet öyle içişleri bakanları gördü ki, sayesinde hendeklerle tanıştı...

Bu millet ağaç kakan gibi konuşan içişleri bakanları da gördü, millete takla attıran içişleri bakanları da...

Devir Demirel'in tek kanallı, siyah beyaz tv dönemi değil...

Şimdi millet değil ülkemizin en ücra köşesinde olanlardan haberdar olmak, dünyanın en ücra köşesinde olanlardan anında haberdar oluyor.

Herkes her şeyi görüyor ve biliyor...

Bu millet Süleyman Soylu'nun şahsında bakan gibi bakan gördü ve sevdi...

Sayın Cumhurbaşkanım;

Süleyman Soylu'ya sahip çıkmalısınız!

Tıpkı bir zamanlar Hakan Fidan'a sahip çıktığınız gibi!

Aksi halde yerine birini tayin etmekle Süleyman Soylu'nun yerini dolduramazsınız.