Kılık Kıyafet, Liyakatin Tamamlayıcısıdır
Manşette Yazan: Özkan ORUN
Devlet ciddiyetinin, kurumsal disiplinin ve kamuya güvenin temeli yalnızca liyakatten değil, aynı zamanda temsil gücünden geçer. Temsilin en görünür hali ise kılık kıyafettir. Bir kurumun iç düzeni, çalışanlarının davranışları kadar giyiminden de okunur. Çünkü giyim, hem saygının hem de sorumluluğun dışa yansıyan hâlidir.
Bugün birçok kurumda liyakat tartışmaları yapılırken, kılık kıyafet düzeni neredeyse yok sayılıyor. Oysa kılık kıyafet yönetmeliği, bir baskı aracı değil; düzenin, eşitliğin ve ciddiyetin göstergesidir. Kamu kurumunda çalışan bir memurun, öğretmenin, güvenlik görevlisinin veya idarecinin dış görünüşü; hem vatandaş üzerinde hem de kurumun itibarında doğrudan etki bırakır.
Devlet dairesine giren vatandaş, karşısında görev bilinciyle hareket eden, temiz, derli toplu bir personel görmek ister. Bu, sadece estetik bir mesele değildir; devlet otoritesinin saygın duruşudur. Saç, sakal, kıyafet ve genel görünüm; bir kamu görevlisinin görevine olan saygısını gösterir. Çünkü disiplin, dış görünümden başlar, göreve yansır, topluma güven verir.
Elbette liyakat olmazsa olmazdır. Ancak liyakat kadar önemli olan şey, o liyakatli kadroların devleti temsil ederken taşıdıkları duruştur. Bu yüzden tüm kurumlarda kılık kıyafet yönetmelikleri yeniden gözden geçirilmeli, netleştirilmeli ve tavsiye değil, uygulama zorunluluğu haline getirilmelidir.
Kılık kıyafet serbestliği, özgürlük değil; zamanla kurum kimliğini aşındıran bir dağınıklığa dönüşmüştür. Devletin kurumları, bireysel tarzların değil, ortak bir kurumsal kimliğin sembolü olmalıdır.
Unutmayalım: Liyakat aklın disiplinidir, kılık kıyafet ise o disiplinin görünür halidir.
18.10.2025 Özkan ORUN
