Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK

Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK

KÖŞELİ SİYASET GÖRÜŞLERİ Prof. Dr. Salih Şimşek

KÖŞELİ SİYASET GÖRÜŞLERİ

Köprü yapanlara, ‘köprü mü yiyeceğiz’’ diyen açlar (!), sevinsinlerAnkara’da Büyük Şehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, onlara, ‘yemeleri için’ iki tane beton direk yapıp hizmetlerine sundu.

Özgür Özel’den Erdoğan’a: “Delilleri topladın, iddianameyi yazdın. Bu vakitten sonra ne olacak Ekrem Başkan’ın kaçma şüphesi mi var? Bırak kaçsın kurtulursun, yoksa indirecek seni o koltuktan” … Yerine galiba dublörünü kullanacak…

Var ya… Erdoğan her CHP’linin kapısı önüne iki tane çeşme yaptırsa ve birinden yağ diğerinden bal aksa, yattığı yerden her ay 50.000 TL maaş bağlasa, Erdoğan’a yine oy vermezler. Çünkü onların derdi Erdoğan’ın şahsı değildir. Onun inandığı, inanç sistemidir.

Haklı olarak eski Belediye Başkanı Melih Gökçek’in Ankara’da yaptırdığı ‘Dinozor’ heykelini eleştirenler, her ne hikmetse, Mansur Yavaş’ın 2.200 milyar liraya yaptırdığı iki beton direk için, hiçbir eleştiri yapmıyorlar. İşte bağnazlık, iki yüzlülük, şartlanmıştık ve samimiyetsizlik budur

Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın çok sayıda ‘tabut’ yaptırdığını eleştiren birilerine başka birisi, “Ankara’da sadece Müslümanlar yaşamıyor, Hristiyanlar da var” diye cevap vermiş. Çok şükür, artık Ankara’da yaşayan Hristiyanlara yetecek kadar tabut da var… Hem de Mansur Yavaş sayesinde…

“Millet aç, aç” dedikçe çaldılar, çırptılar... Paraları, sözüm ona, ‘konser verenlere’ verdiler, hem de akıl almaz miktarlarda… ‘Millet perişan’ dediler, paraları heykellere yatırdılar, hem de astronomik miktardaki paralarla ’Millet yerde sürünüyor’ dediler, milyarlarca dolar çaldılar ve milyarlarca dolar da borç bıraktılar.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ‘söz veriyor’ ve “gelecek CHP grubunda başörtülü vekiller mutlaka olacaktır” diyor. Acaba diyorum; Ecevit’in başörtülü vekili Meclis’ten kovmasının rövanşını (!) mı alacak? Herhalde başörtülü bazı partili kadınları ‘konu mankenleri’ olarak kullanacaklar. Yani biraz erken de olsa ‘keriz avı’na çıktılar. Henüz başına ‘namaz takkesi’ takmadı ama yakında onu da takacağını düşünüyorum. Tıpkı Yalandaroğlu’nun ‘Yâsin’ okuması gibi... Umarım yakında, Hacc’a gideceklerin masraflarını da karşılarlar. Kim bilir belki de kullanacakları başörtülüleri ‘Katalog Güzellerinden’ seçerler.

Zülfü Livaneli, Yaşar Kemal ile bir zamanlar yaptığı bir TV söyleşisinde, özetle, şöyle diyordu: Yüzlerce, o müthiş ağıtlarımızı bizim, dünyanın en güzel şaheserlerini elimizden aldılar ve yaktılar. Bir felakete uğradık. Eğer yakılmasaydı Anadolu’da kitaplar, tekke kitaplıklarında, bizim belki de 4- 5 tane daha Dede Korkut Destanı’mız olurdu. Kültürümüzü yaktılar bizim... Dede Korkut Destanı, İlyeda ve Odessa gibi büyük bir destandır, İnsanlık Destanı’dır. Tekkeler, kültür merkezleriydi. Tekkeleri kapatıyorsun ama kitapları niye yakıyorsun? Yaşar Kemal bir de hatırasını anlatıyor. Diyor ki:

Sivas’ta bir şairler gecesi düzenledik. Atatürk adına şiirler yazan ‘bir adam var’ dediler. Adı Aşık Veysel imiş. Gelmedi. Adam gönderdim. Belediye başkanını aradım. Adam ‘dağa kaçmış’ dediler. Belediye Başkanı aradı, jandarma aradı ve bulup getirttik. Genç bir adam… Kendisine ‘Sazın nerede’ dedim, ‘sazımı alıp yaktılar sonra da iyice dövdüler beni dedi. ‘5 defa geldim, her defasında sazımı yaktılar ve beni dövdüler’ diye ilave etti… Neymiş? Gericiymiş. Sazı ‘gericilik’ aleti sanıyorlardı. Meğer saz ‘gericilik’ aletiymiş. Bir de âmâ adama dayak atıyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.