Tam Fırat'ın doğusu konuşulurken Devlet beyin bu çıkışı yanlış oldu. Kemal bey suç işlemiş midir; bu yargının konusu. Alır inceler gereken girişimleri yapar. Bu suç ya da suçların büyüklüğüne göre de dokunulmazlık gündeme gelir. Benim naçizane gördüğüm kadarıyla böyle bir durum yok. Bahçeli durup dururken rakip ceza sahası dibine gollük pas atayım derken kendi ceza sahası önündeki Kılıçdaroğlu'na veriverdi topu.

Nitekim o da gürledi; 'kaldırmazsanız namertsiniz'! CHP sözcüleri de bu pasla dar alanda top çevirmeye başladılar. Bu durum Fırat'ın doğusuna yapılacak askeri harekata gönülden destek vermeye hazır gerçek Atatürkçülerin kafasını bulandıracak şimdi.

İşin diğer tarafı; Kemal Kılıçdaroğlu'nun teröre bulaştığına dair bir veri yok. FETÖ'yle az oynaşmadı. HDP ile de öyle. Ama sırf bunlardan dolayı suçlanamaz. Fakat halkın önünde demaske edilir. Onun takdiri de millete aittir, 'Türk Milleti Adına' hareket eden yargıya değil.

HDP lilerin dokunulmazlıkları gündeme geliyor ama onlar, ya açıktan terörü ve terör örgütünü övüyor ve propagandasını yapıyor ya da bilfiil yardım ve yataklık ediyor da o zaman. Demokrasi tahammül rejimidir. Yeri gelir demokrasiye uygun düşmeyen düşünce ve davranışlara da tahammül etmek gerekir. Şiddet, zor ve baskı içermedikten sonra. Kılıçdaroğlu darbecilerle pazarlık yaparken sorgulanmadı da şimdi neden sorgulanacak.

Bütün bunlar Kılıçdaroğlu'nun suçsuz günahsız olduğu anlamına gelmez. Onu da yargı tespit eder. Cezayı ise millet keser. Liderlerin ağızlarından çıkan sözlerini kulaklarının işitiyor olması çok önemlidir. Bayram değil seyran değil, durup dururken nereden çıktı bu dokunulmazlık meselesi?