Prof.Dr. Kamil GÜNGÖR

Prof.Dr. Kamil GÜNGÖR

Katılım Bankalarının Çalışma Sistemindeki Sorun -7-

Gelişme sürecini tamamlamamış ülkelerin kronik sorunu olan cari açığa çare olarak gerek doğrudan yabancı reel yatırım, gerek özelleştirme ve gerekse de portföy (finansal) yatırımlar önemli bir cansuyudur. 1980’li yıllarda gelişen finans sektörünün bir ayağı da faizsiz finans idi. Ancak bu fonların Türkiye’ye çekilebilmesi için yasal ve kurumsal yapılanmaya ihtiyaç vardı. Zira özellikle Körfez bölgesindeki küçük ülkelerde petrol ve diğer doğal kaynaklar nedeniyle biriken ve bu ülkelerde değerlendirilemeyen fonların önemli bir kısmı ancak bu kurumlar vasıtası ile ekonomiye katılabilirdi. Batılı devletler bunu görmüşler ve kendi bankalarında bu fonların işleyiş mantığına uygun pencereleri açmışlardı bile… Özal bir yandan dışarıdaki bu fonları ülkeye çekmek, bir yandan da içeride ve ülke dışındaki Türk vatandaşlarının faize duyarlı tasarruflarını ekonomiye kazandırmak için daha fazla geç kalmaya gerek olmadığını düşünmüş olacak ki, yeni bir ezberi daha bozarak reform niteliğindeki bu adımı atmıştır.

Nakit para birikmiş emeği temsil eden bir semboldür-değerdir.

Bu birikimin ilgili kişi tarafından ya da ilgili ülkece değerlendirilememesi, yine 1980’li yıllarda serbestleşen finansal piyasa vasıtasıyla sadece ülke içerisinde değil, sınırları aşan bir şekilde global çapta dolaşmaya başladı. Bunun ana belirleyicisi yine faizli enstrümanlardı. Bu süreçte insanların gündemine adı sanı daha önce hiç duyulmamış bir çok faizli enstrüman girdi. Tabii, konu uluslar arası çapta istismar da edildi. Vergi cennetleri olarak bilinen bölgeler ve bunların en önemli uygulama araçları olan off-shore bankaları, bir çoğu gayri meşru gelir olan fonların toplandığı-aklandığı ve kaçırıldığı-gizlendiği yerler oldu. Bu gelişmelere paralel olarak faizsiz enstrümanlar da global piyasalarda boy göstermeye başlamıştır.

Yine aynı yıllardan itibaren finansal piyasalar reel yatırımların önüne geçti.

Zira bu yatırımların riski az, piyasaya girmesi-piyasadan çıkması son derece kolaydı. Bu şekilde; bir ülkede değerlendirilemeyen fonlar bir başka ülkede değerlendirilebiliyor, bir yandan da nemalanmış oluyordu. Müslümanlar bakımından bunun meşru zemini olan faizsiz finans kurumları işte böyle bir ortamda gelişti. Aklı selim bir yaklaşımın bu durumu göz ardı etmesi söz konusu olamazdı. Bugün daha da çeşitlenen ürünleri ile birkaç trilyon dolar potansiyeli olan ve kapitalist sistem içerisinde de olsa İslam ekonomisinin bu en önemli somut uygulama aracının ekonomiye kazandırılmış olması başlı başına önemli bir konudur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.