Mustafa Cemal TOMAR
KARIŞTIRANA KARIŞILMAZ
KARIŞTIRANA KARIŞILMAZ
Pazartesi sabahıydı. Saat 8.50'yi gösteriyordu. Samsun/ İlkadım-Sakarya İlkokulu'nun bahçesinde İstiklâl Marşını okunmak üzere toplammıştık. Her sınıfın başında öğretmenleri vardı. Öğrencilerin sesleri bir taraftan, kuşların sesleri öbür taraftan, rüzgarın okşayıcı ve yumuşak esintisi diğer taraftan ortaya muhteşem bir manzara ortaya koyuyordu.
Hüseyin İpek Hocamla hem zümreyiz, hem de sınıflarımız yanyanadır. Hüseyin Hoca ile sabahleyin selamlaşıp hal hatır sorduktan sonra havanın güzelliğini ifade etmek için " Ne muhteşem bir hava , yaz sonunu andıran bir hava var " demem üzerine Hüseyin Hoca;
- Doğru ana çarşamba gününden sonra hava karışacak dedi.
Bunun üzerine ; "Olsun, havayı karıştırana karışılmaz" cevabını verdim. Bu cevabım Hüseyin Hoca'nın hoşuna gidince " aynen öyle hocam " diye karşılık verdi.
Bu diyalogtan hareketle bazı şeyleri burada tartışabiliriz.
Bir kere Rabbimiz bize neyi taktir ederse razı olmak durumundayız. O'nun taktirini tenkit etme ve eleştirme diye bir lüksümüz olamaz. Hava uzun süre iyi olur, " bu ne sıcak, yağmur da yağmıyor, böyle hava mı olur?" deriz. Yağmur yağar, sel olur " böyle yağmur gôrmedik" deriz. Kar yağar, soğuk olur, soğuktan şikayet ederiz. Ürünün hasatına yakın bir zamanda fırtınanın ürüne zarar vermesi üzerine " isyan " ederiz. Hastalıklara karşı sabırsız ve isyankâr oluruz. Bize bir iyilik isabet ettiğinde kendimizden bilerek şükretmeyiz, bir kötülük dokunduğunda başkalarından biliriz. Bu arada şu ayeti kerimeleri hiç hatırlamayız
Bakara Suresi 155-156. Ayet-i Kerimelerinde Cenab-ı Hâk; 155- Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele!
156- Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde, “Doğrusu biz Allah’a aidiz ve kuşkusuz O’na döneceğiz” derler. buyurmaktadır
Bu Ayet-i Kerime' lerde mü'minlerin tavrı ortaya konmaktadır. "Verirse şanındandır, vermezse imtihanındandır" der gerçek mü'minler. Bu nazarla bakıldığında her halimizle sabreder ve de şükrederiz. Musibeti hayra tebdil ederiz/ çeviririz. Bu hastalığı bana veren Rabbimdir. Sabredersem bana ziyadesiyle mükafatını verecektir. Olaylara böyle bakan birinin sosyoloğa, psikoloğa hiç ihtiyaç duyar mı? Psikolojik rahatsızlıklar geçirir mi? Asla geçirmez. Zira Kur'an'ın reçetesini uygulayanlar başka reçeteye asla gerek duymazlar.
Bu manada İnşirah Süresi' nın nüzul sebebini ve anlamını okuyup kendimize uyarlamamız (içselleştirmemiz) lazımdır. Dünyada Allah Teâlâ'nın rızasını elde etmek için çektiğimiz her zorluğun mükafatını fazlasıyla göreceğimiz gibi, her zorluğun arkasında bir kolaylık da vardır. Bu hakikatı İnşirah Süresi'nde Cenab-ı Hâk, 5- "Demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık vardır."
6 -" Evet, zorlukla beraber bir kolaylık vardır" buyurmaktadır.
Tersi de doğrudur. Kolaylığın ardından zorluk da gelecektir. Bunu böyle bilmek lâzımdır. Kâinatta her şey zıddıyla yaratılmıştır. Bir şeyin zıddının olması da bir hikmettir. Hayat zıddıyla güzeldir.
Sürekli oturan birinin belli bir süre sonra oturmaktan yorulduğu görülmektedir. Dinlenmenin zıddı yorulmaktadır. Yorulalım ki dinlenmenin kıymetini bilmiş olalım. Aç olalım ki yemeğin tadına varalım.
Gece olmadan gündüzün kıymetini anlayamayız. Bilenler, bilmeyenlerden dolayı kıymetlenirker. Öğretmen bir konu anlatmak için sınıfa girdiğinde konu hakkında bilgi vermeye kalkarken konunun bütün muhtevasını öğrenciler bilse öğretmen böyle bir sınıfta ders anlatmak istenez. Artı değeri yok çünkü.
Olumluluk olumsuzlukla sonuç verir.
" Narın da hoş nurun da hoş" demiş atalarımız. Bizim inancımız öyle engindir ki olumsuzluk gibi görünen durumlardan olumlu durumlar beyda eder.
Çok değerli dostum, okul müdürü Mustafa GÖDEK Hocamın olaylara farklı yönden bakma özelliği vardır. "Hafta sonu MTSK görevi çıktı mı sana? " sorduğumda:
" İlgililer beni düşündüler, hafta sonu istirahat etsin demişler, görev vermemişler, ne iyi etmişler" dedi. Olumsuz bir durumu olumluya dönüştürme ruhu ve felsefesi bu olsa gerektir. Mevlâm görelim neyler, neylerse güzel eyler!!! Selâm ve dua ile...