Avcılar ava giderken yanlarında ördek veya keklik sesini taklit eden ses kasetleri götürürler. O sahte sese gelen ördekler veya keklikler avcının kurduğu bu tuzaklarda can verirler.

Bazende keklikleri hemcinsleri tuzağa düşürürler. Avcının kafesde, taşların arasına saklayarak öten kekliğe, diğer keklikler uçar gelirler. Meterisin içine saklanmış olan avcı bir kurşunla yere serer kekliği.

Aynı bu gün de bilge insan denen, yada hacı hoca kılıklı hainlerin tuzağına düşen müslümanlar, kekliğe veya ördeğe nasılda benziyorlar.

İslam alemini ve müslümanları gayri müslimler ve siyonisler maalesef hep böyle tuzaklar kurarak avlamışlardır.

Eğer kurt, kuzu postuna büründü ise, bunu maalesef ne kuzular anlayabilir nede ehil olmayan çobanlar anlayabilir.

Mesela, yakın tarihimizde Arabistan yarımadasını karış karış dolaşarak müslümanları osmanlı'ya karşı ayaklandıran İngiliz ajan LAVRENCE islamın bütün temel prensiplerini öğrenmiş, onlarla birlikte namaz kılmış, Kur'an okumuş lakin gafiller olayın farkına vardıklarında da iş işten geçmiştir.

Sahabeyi SIFFIN de bir birine kırdıran Abdullah ibni Sebe de bundan farksızdır.

Atalar ne oldum deme ne olacağım de buyurmuşlardır.

İşte şu iki hâdise bizim ibret almak için ve ahirimizden korkmak için yeterde artar bile.

Ebu Cehil malûm İslam'ın ve Hz Peygamberin en büyük düşmanlarının başında gelir.

Lakin oğlu "İkrime bin ebu cehil"e iman nasip olmuştur.

Lakin Cennetle müjdelenen 10 sahabeden birisi olan Sâd ibn ebi Vakkas hazretlerinin oğlu Ömer bin Vakkas da Hz Peygamberin torunu Hz Hüseyin'e Kerbela meydanında ilk oku atan bedbahtlardan biri olmak gibi bir garabete düçar olmuştur.

Alimler buyurmuşlardır ki

En büyük tehlike, doğruya en yakın olan yanlıştan gelir. Doğrumu yanlışmı ayırt etmek çok zor olur. Bunu ayırt etmek de zaten herkesin karı değildir yani ilim ister.

Yıllardır biz Kur'an okutuyoruz deyip kapı kapı dolaşarak bu milletin zekâtını fitresini ve kurbanını alan Süleymancılar olarak bilinen cemaat, maalesef hiç bir zaman hakkın yanında yer almamıştır.

Evet Kur'an okutmuşlardır belki ama o Kur'an'ın yer yüzüne hakim olmaması için de ehli dalalet ile el ele birlikte yürümüşlerdir.

Peki ya Yeni Asya'cılar?

Mustafa Kamal'a deccal diyen bunlar. Zalim diyen bunlar fakat perde gerisinde bunlarla direkt yada dolaylı yoldan kol kola gezenler gene bunlar. Onun partisine yada onun ittifakı olan zillet ittifakına oy verenler gene bunlar.

Hayatları boyunca bunlar da hiçbir zaman haktan yana olmadılar olamadılar.

İki cemaatin en büyük yalanı bizim siyasetle işimiz yoktur demeleridir.

İki cemaatte yıllarca Süleyman Demirel'in yanında yer almış ve şimdi de zillet ittifakına ehli küfre hizmet etmeye devam etmektedirler.

Bu dalaletin içine şimdide Saadet cemaati yuvarlanmıştır.

Sorsan onların da en büyük yalanı hâlâ Milli Görüş çü olduklarını iddia etmleridir.

Geçenlerde Cübbeli Ahmet hoca bunlara Milli Görüşçü değil MİLSİZ görüşçü demiştir.

Eski MSP milletvekili Şener Battal beyde Saadet'çileri CHP'nin paralı askeri olarak nitelendirmiştir.

Bu Kara Molla denen adamın iki çocuğu da Ali Kalkancı'nın müridi dir.

Fetö yü hiç saymaya gerek dahi görmüyorum. Herşey açık aleni, adam siyonizmin ve CIA nın Türkiye deki bir numaralı adamıdır. Lakin adamlarına sorarsanız evliyadır.

Peki bu iş neden böyle.

Müslümanlarlar bu tuzaklara nasıl düşüyorlar.

Ramazan hilalinin tesbiti için iki kişi yüksek bir tepeye çıkarlar. Gece olur. Birisi hilali gördüm birisi de ben göremiyorum dedi. İkisi arasında tartışma çıktı. Göremeyen gördüm diyene...bana bakar mısın dedi. Diğeri bakınca kafanı kaldır dedi. Baktı ki, arkadaşının kaşından bir kıl hilal şeklinde gözüne doğru sarkmış. O kılı kaldırdı. Şimdi bir daha bak dedi. Bu sefer bakınca hilali görmediğini anladı.

İnsanlar gözlerinde ki gaflet perdesini kaldırmadığı müddetçe bu hep böyle devam edecektir. Ah o nefis denen canavar yokmu?

Halbuki Allah (cc) Kur'an'ı Kerim'in de düşünmezmisiniz, akletmezmisimiz? Diye bizi düşünmeye davet ettiği halde, bizim insanımız, benim düşünmeme gerek yok. Çünkü benim başımda ki liderim benim yerime düşünüyor. O ne derse doğrudur modunda bulunmaktadır.

İşte şu an geldiğimiz noktada...

Gafiller Ermeni K.Kılıçtaryanı...Mücahit

Kemalistler APO yu Atatürk.

Fetö'cüler Papazı hoca.

Milliyetçiler Demirtaş'ı Alpaslan.

Cahiller de Lavrenci alim zannediyor.

Artık zaman ahiri zamandır. Kimin eli kimin cebinde belli değil.

At izi it izine karışmış vaziyette.

Rabbim bizlere iz'an ve şuur versin inşallah.

Eğer hak yolda isek ayaklarımızı kay

dırmasın.

Yok değilsek en kısa zamanda hakka gark eylesin inşallah.