Mealcilik diye bir bidat türedi. Her şeyi inkar ediyorlar ve meal yeter diyorlar. Bunu ispat için Fıkıh, tefsir ve hadis metinlerine bir filin züccaciye dükkanına girdiği gibi giriyorlar ve her şeyi döküp kırıyorlar. Bunu bir düşman yapmaz, derler ya. Bunlar İslami bütün değerleri yok etmek istiyorlar. Biz ateistler, deistler, hristiyan ve yahudilerle uğraşırken bir de bunlarla uğraşıyoruz.

İslami metinler ve kitaplar asırların emeği ile hazırlanmış, binlerce alimin göz nuru olan çalışmalardır. Onları incelerken biraz özen göstermek, bu konularda alim olmak, usul ve yöntem bilmek gerekir. İnsan bilmediğinin düşmanıdır. Arapça bilmeyen yada zayıf olan bazı kişiler mealcilik rüzgarı ile sağa sola savruluyorlar ve meal yeter diyorlar. İslam dünyasında bugüne kadar böyle bir fitne görülmedi. İslami geçmişi ve selefi salihini inkar etmek, aslında her şeyi dinamitlemek demektir. Birileri malesef sosyal medyada bunları pompalıyor, propagandasını yapıyorlar ve işin gerçeğini bilmeyen bazı insanlar da bunların peşinden gidiyorlar.

Bu mealcilerin en büyük yıkımları:
1-Peygambersiz bir din icat etmeye çalışarak İslam inancını ve değerlerini tahrif ediyorlar:
Onlara göre Hz. Peygamber Kur’an’la ilgili hiç konuşmadı ve ayetleri açıklamadı, sadece ayetleri okudu, çünkü Kur’an çok açık, diyorlar. Ama kendileri sayfalarca açıklama yapıyor ve saatlerce konuşuyorlar. Peygamberi konuşturmak istemiyorlar, ama kendileri konuşuyor, yorumlarlar yapıyorlar. Ben şunu diyorum onlara: Eğer bu düşüncenizde samimi iseniz siz de konuşmayın, yorum yapmayın ve sadece ayetleri okuyun..

2-Kendilerinden başkalarını da adeta tekfir ediyorlar. Atalar dini diyerek selefin yolunu yıpratmak ve değersizleştirmek istiyorlar. Kur’an’daki müşriklere hitap eden ayetleri Müslümanlara uyarlıyorlar. Halbuki Kur’andaki Peygamberler; önceki peygamber ve salihlerin yolunda olduklarını söylerler ve çocuklarına bunu tavsiye ederler.

3-Tek düşmanları var, Müslümanlar..Ben bugüne kadar ateistler ve deistlerle uğraşan, tebliğ eden bir mealci görmedim. Sadece Müslümanlara saldırırlar. Dünyadaki mazlum Müslümanlar bunların umurunda değildir. Zalimlere karşı çıkmazlar.

4-Her şeyi yanlış anlarlar yada anlamaya çalışırlar. Fıkıh, tefsir ve hadis kitaplarından cımbızla aldıkları konulardan yola çıkarak yorumlar yaparlar. Tıpkı Kur’an’dan cımbızla aldıkları ayetlerle kendilerince bir din oluşturma çabasında olduğu gibi. Pratiği olmayan bir din... Mealcilik dini.. Peygamberimizin yaşayışını, sözlerini ve kurduğu sistemi dışladığınız anda din yaşanmaz hale gelir. Daha doğrusu din olmaktan çıkar ve ideoloji olur. Ondan sonra din üzerinde istediğiniz operasyonu yapabilirsiniz. Çünkü dini ve Kur’an’ı koruyan Hz. Peygamber’in sünneti (Nebevi programı)dır. Sahabe ve müctehidler bu programı aktarmak için çalıştılar ve bozulmadan sistemi aktardılar. Çünkü sünnet olmadan iki rekat namaz bile kılamazsınız, hangi vakitte kaç rekat kılacağınızı bilemezseniz, ne kadar zekat vereceğinizi ve haccı nasıl yapacağınızı bilemezsiniz... Şimdi Kur’an’ı bu sistemden (sünnetten) tecrid etmek ve Kur’an’ı yaşanmaz hale getirmek istiyorlar. Bunlara dikkat etmek ve bu gibi operasyonlara Kur’an’a ve Sünnete sahip çıkarak, Ehli Sünnet yolundan ve sistemi aktaran müctehid imamlarımızın yolundan ayrılmadan kalmak, yani bozulmadan kalmakla mümkündür.