Mustafa Cemal TOMAR
GÜNDEMDEKİ GELİŞMELER
GÜNDEMDEN GELİŞMELER
Türk Siyaseti çok hareketlidir. Gün geçmiyor ki yeni bir gelişme olmasın. Yalnız gündemdeki konular Türkiye'nin sorunlarını çözme noktasında bir gayret içinde değildir. Muhalefet partileri sadece eleştiriyor, yol gösteriyor, lakin iktidar böyle şeylere kulakları tıkalıdır. Muhalefet de mu noktada direnç göstermiyor. Muhalefet yapılmıyor denmesin diye muhalefet yapılıyor. Sonuçta ezilen halk oluyor, sorunlar artarak devam ediyor, ülkenin gündemi, sorunlara çözüm olamayacak konulara evriliyor, çevriliyor.
Bizim gazeteciler ve TV proğramları yapanlar gereksiz konular üzerinde çok duruyorlar. Milletimizin duyarlılıklarını hiç dikkate almıyorlar. İP'nin kongre sürecine kilitlendi Türkiye' de haftalarca gündem. Meral Akşener hanımefendi partiyi kurduktan bu yana milleti oyalamaktan ve zarar veren politikalar üretmekten başka ne yaptı ki, bu kadını ve partisininin kongresini milletin gözüne sokarcasına TV ekranlarında haftalarca tartışıyor ve gazete köşelerinize taşıyorsunuz. Koskoca proflar, duayen gazeteciler ve medya patronları İP'nin kongresine kilitlenmiş durumdaydı. Nitekim bitti, kurtardık.
Şimdi de en çok konuşulan konulardan birisi Özgür Özel'in Cumhurbaşkanı ile görüşmesi konusudur. Ana muhalefet partisi liderinin Cumhurbaşkanı ile görüşmesi gayet normaldır ve sıradan bir konudur. Bu konudan türlü türlü senaryolar üretmenin bir önemi yoktur. Cumhurbaşkanı iktidara süresi içinde yüzlerce ülkenin devlet başkanlarıyla görüşmüş, görüşüyor. Türkiye'nin ekonomik durumu ortadadır. Komşularımızla ilişkilerimiz ortadadır. Emeklilerimizin durumu ortadadır. Konuyu büyütmeye gerek yoktur. Gündelik görüşmelerle ülkenin sorunları çözülecek değildir. Memlekette hangi siyasi parti olursa olsun ülkeyi büyütmekten çok, partisini ve evanesini büyütme peşindedir. Eğer öyle olmasaydı ülkemiz yerlere sürünmez köklere uçar hale gelirdi.
Diğer yandan ülkemizi saran diğer gündem maddesi şüphesiz "Yeni Anayasa'dır. Yanlış hatırlamıyorsam "Başkanlık Sistemi"ni bu ülke, en az on yıl konuşmuş ve tartışmıştı. Bu sistemle ilgili Türkiye'de iyi yetişmiş onlarca profesör, gecesini gündüzüne kadarak çalışmıştır. Bu işin başında Prof. Burhan KUZU vardı. Dün gibi hatırlıyorum. Sık sık merhum Burhan Bey TV ekranlarına çıkarak " anayasa ve kerametleri" hakkında bilgi veriyor, övgüler yağdırdı yordu. Başkanlık Sisteminin her derde deva , her hastalığa şifa olacağını anlatıp duruyordu. Hulâsa bu sistem getirildi. 2018 yılından beri bu sistemle yönetiliyoruz. Bütün işlerimiz iyiye gidecekti, problemler halledilecekti, işler hızlı görülecekti. Maalesef tam tersi oldu. Sistem fazla dayanamadı herhalde. Revize edilecektir.
Ne kadar iyi anayasa yaparsanız yapın uygulamadıktan sonra bir kıymeti yoktur. Önemli olan uygulamadır. Mevcut anayasa ıygulanmıyor bildiğim kadarıyla. Yani bazı maddeleri uygulanırken bazıları te'vil edilerek siyasi ranta göre yorumlanarak uygulanmaktadır. Siyasi ranta göre maddeler farklı yorumlanıyor. Maddeler yoruma açık hale getirilecek şekilde yazılmıştı baştan zaten. Burada siyasi iktidarın dediği oluyor genellikle. Demem o ki, koyduğunuz kurallara uymazsanız kuralları ne kadar değiştirirsen değiştir önemi yoktur. Millete sadece umut aşılanıyor
Geçmişten hatırlarım. 90'lı yıllarda Mesut Yılmaz 2.000'li yılları hedef gösteriyordu. "Milenyum" iki bin yılında her şey güzel olacaktı. 2001 krizi oldu. Ekonomi çöktü. Ak parti hükümeti her seferinde 2023'ü gösteriyordu. Cumhuriyetin 100. Yılında ülkemiz uçacaktı. Bu umutlarla yattık kalktık. 2023 yılı ve sonrasını görüyoruz. Önceki yılları mumla arar hale geldik.
Ayrıca Milliyetçi Hareket Partisi'nin sosyal medya hesabından Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin yürüyüş yaptığı anlar paylaşıldı. MHP Lideri Bahçeli'nin yürüyüşünün paylaşıldığı videoya Ferdi Tayfur'un 'Söyleten Sensin' şarkısı eklendi.
Bu haber medyaya bomba gibi düştü. Günlerce bu konu üzerinde; Türkiye'nin dehaları konuştu, tartıştı, siyasi, politik yorumlar yaptılar. Hükümet kurdular, hükümet yıktılar. Mübarekler sanki Venüs'e uydu gönderdiler, sanki Mars'a yeni şehir kurdular. Ülkeye böyle tartışmaların zerre faydası yok. Aksine beyinleri boş işlerle oyalamaktır.
Geri kalmışlık her tarafımızı sardı. Başta eğitim- öğretim laşkalaştırıldı.Lisede 10 tane zayıfı olan çocuk sınıf geçiyor. İlkokulda çocuğun sınıfta kalması ya da kalmaması veliye bırakılmış. Meslek okullarında öğrenci kalmamıştır.
Camilerde İlâhiyat Fakültesini bitirip en az beş sene diyanette çalıştıktan sonra iki sene yüksek ihtisastan sonra vaizlik görevine atanan müftü adayları 50 yıldan beri günde beş vakit uygulamalı abtes alıp namaz kılan cemaate halâ namazı ve abtesi anlatıyorlar. Böylece dinimizin diğer hükümlerinden habersiz hale getiriliyor cemaat. O zaman namazdan başka insanlar islâmla ilgili bir şey bilmez hale gelir cemaat. Nitekim öyle oluyor.
Böylece bir şeyin tadı olmuyor. Yerimizde sayıyoruz hatta geri gidiyoruz
Ekonomi alanında, siyasette, bilimde, üretimde, eğitim-öğretimde, sanatta, bilimsel projelerde, sosyal aktivitelerde, sağlıkta, hukuk ve adalette, dünyada söz sahibi olmada, gelir adaletsizliğinde yani her alanda geri gidiyoruz. Bu bakımdan üzgünüm. Bahsettiğim konular hususunda duyarlı olanlar da üzgündür. Söyleyecek başka şey şeyler de vardır. Bir başka zaman inşallah. Selâmette kalınız.
29.04.2024